Zafer Güler

Zafer Güler

12 Kasım 2025 Çarşamba

    DİĞER YAZARLARIMIZ

    YA ARMAGEDDON YA ERGENEKON

    YA ARMAGEDDON YA ERGENEKON
    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    Türkiye 100 yıl sonra gizli bir II. Lozan şartları ile karşı karşıya!.. Bugün merhale merhale uygulamaya sokulan “işgal ve vesayet” şartlarını, maalesef yüzyıl öncesi şartların belirliyor olduğu görülmektedir…

    İttihat ve Terakki günleri..
    Masa başında kaybedilen bir savaş!..
    20 yıl sonra tekrar bir 2. Dünya Savaşı başlatacak olan, güya yenilmesine rağman sınırlarını muhafaza eden bir “Müttefik”…

    Tarih olmuş bir medeniyet ve işgal edilmiş coğrafyası ve güya kazanılmış bir savaş, batı vari “vali karekterli” vesayet altında kurulmuş bir devlet!..

    Kimse tırlamasın, bu gün hala “o günlerde atılan imzalar” tartışılıyor ve bizim geleceğimizi belirliyor ise, bu vesayetin ta kendisidir… Medeniyet Hakanlığının yerine kurulmuş “Medeni Cümhuriyet”!.. Tarihi yargılmanın faydası yoktur belki ama, sorgulanmasında bugün ve gelecek için mutlaka fayda var…

    Ermeni Kumpasının siyasi izleri de o sayfalarda… Bir şeyleri sorgulayamazsak yanlişarı ile birlikte sahiplenmek zorunda olduğumuz bir tarihimiz de kalmayacak zaten…

    Doğru veya yanlış gerçekler dikkate alınmadığı sürece, hakikat yolunu bulmak ihtimal dışıdır…

    Dün “Ermeni Tehcirine” zemin hazırlayıp, tehciri yaptıranlar, bugün “katlim bedeli” biçiyorlar… Bu çok mu önemsiz acaba?.. Biz hala yine 3, 5 tane ermeni çaşıtla munazara içindeyiz… 7 Haziran da TBMM’ye kaçtane Ermeni-Rum seçilecek dersiniz?.. Hem de “Milliyetçi ve İslamcı” Parti listelerinden!..

    Devlet-i A’li Osmanın yıkılmasını “devşirme vezir ve/veya devlet adamlarına” bağlayan kafa, “Bağimsiz Türkiye ve Milli İrade” beyanında bulunurken, Hükümet ve Devlet Erkanı içindeki “DEVŞİR(ile)ME(miş)LERİ nasıl izah edecekler?..

    Dünün İtilaf Devletleri, bügün neredeyse tam kadro Avrupa Parlementosu ve Koalisyon Güçleri adı altında malüm coğrafyada gizli bir işgal içindedirler… Ingiltere yine başı çekmekte, Fransa “lejoryenleri” ile resmen Yemende, Rusya Ukranyada, Libya, Mısır, Irak, Suriye tekrar kaosta, İran ambargolarla kuşatılmış, Türkiye Ittihat ve Terakki Hükümetlerine benzer “gayr-ı milli ve gayr-ı islamı” bir yapı ile yönetiliyor, Almanya yine aynı “kaypak ” tavır içinde…

    Ülkenin Güneyi, Güneydoğusu, Doğusunda devlet otoritesi yok süretinde, Batı, Ege kültürel bir “frenk” sempati ve kozmopolitliği, içinde, İstanbul maalesef “Bizanstan” farksız “entrikalar” içinde başlı başına bir ülke gibi adeta… Hem ekonomik hem de siyasi manada Türkiyenin “kaderini” belirliyor… Ankara malum,siyasi kargaşa, kaos, kavga, ihanet, mandacılık, yobazlık,vs. kozmapolit yapısını her geçen gün endişe veren boyutlara taşıyor…

    Milletin meclisinde “ihanet kararlarına” destek veren, özerklik özleyen hainler, mikserlik yapan azınlıklar, misyoner vekiller, dost-ahbap saltanatında kurtuluş arayan gafiller…

    Millet!.. 100 yıl öncesi gibi, yorgun ve umutsuz… Hormonlanmış, oynanmış maddi ve manevi GDO’su ile “cüzdanları vicdan “yapmış bir vaziyette. dizilerle, chattlerle sanal bir alemde, “özgürce” İŞGAL’in tadını cıkartıyor…

    1. Cıhan Harbini başlatan ve bitiren “sudan” sebebi hatırlayınca, “biz soykırım yapmadık, mudahale soya değil eylemsel ihanete idi… Hem bugün “katliam” raporu veren ülkelerin hepsi de “gözlemci” satatüsünde malum “techire” mudahildiler” demenin hiç bir faydası yok…

    Çünki bunların derdi üzüm yemek değil, bağcı dövmek!..Gerekli olan “yok öyle yağma bağ sahibsiz değil, bağda bizim, bağcı da” deyip KIYAM edebilecek bir milli iradedir… Yoksa genç kızlarımızın, delikanlılarımızın Conilerle “selfi” yapıp Facebook’ta, Twıter’de paylaşacağı günleri görmek maazallah pek de uzak bir ihtimal değil…

    Geç mi kalındı?
    Asla!.. Her “besmelenin” sonu, “elhamdürillah çok şükür” dür… Mesele şevk ile aşk ile “Ya Allah Bismillah” diyebilecek bir “İMANI” ortaya koyabilmekte!..

    Netice itibari ile hep söyledik, yine söyleyelim hem de seçim atmosferinde seçmen kriterine bir atıf olsun… Zaman “imam” kurtarma zamanı değil, “iman” kurtarma vaktidir.. Herkes “imanına” sahip çıksın… Ki Rabbim gereğini yapsın!.. Kadere yazgı da derler ya, yazılmış bişe yok aslında.. Kaderin belirleyicisi, kontrolcüsü, yol haritası ve yazgıysa katibi imanıdır… Vesselam..

    Zafer GÜLER