09 Ocak 2025 Perşembe
Gün geçmiyor ki, özel işletmeler, bazı iş yerleri, hatta TÜVTÜRK gibi şirketler ve Posta ve Telgraf A.Ş., tüketicilerimiz kredi kartı ile ödeme yapmak istediklerinde “Bankalar bizden komisyon kesiyor.” diyerek ya hizmet bedeli adı altında ya da komisyon adı altında usulsüz ücretler kesmektedir.
Bugün bu olayla ilgili bir tüketicimizin Tüketici İl Hakem Heyeti’ne yapmış olduğu müracaata istinaden, tüketicimiz lehine karar çıkmıştır. Ancak bu kararı kabullenemeyen Posta ve Telgraf A.Ş., olayı Tüketici Mahkemesi’ne taşımakta kararlı davranmıştır. Fakat süreç, hiç de umdukları gibi gerçekleşmemiştir.
Şimdi, olaya daha yakından bakalım:
Bir tüketicimiz, e-Devlet üzerinden yapmış olduğu 1500 TL’lik HGS kartı yüklemesi sırasında, Posta ve Telgraf A.Ş. tarafından 20 TL komisyon kesilmiştir. Bunun üzerine, hakkını aramak isteyen tüketicimiz Tüketici İl Hakem Heyeti’ne başvurmuştur.
Tüketici İl Hakem Heyeti’nin tüketici lehine verdiği kararı kabul etmeyen Posta ve Telgraf A.Ş., sonuca itiraz ederek olayı Rize 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne taşımıştır. Ancak, 4. Asliye Hukuk Mahkemesi de tüketicimizi haklı bulmuştur.
Mahkeme, tüketici lehine verdiği kararda, 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’nun 17. maddesine atıfta bulunarak, kart hamillerinden herhangi bir komisyon alınamayacağına hükmetmiştir. Mahkemenin gerekçeli kararında, “Alınan hizmet bedelinin hukuka aykırı olduğu” belirtilmiştir.
Hakkını arayan bu bilinçli tüketicimizi ve haksızlıklar karşısında tüm haklarını arayan tüketicilerimizi tebrik ediyoruz.
Hakkınızı arayın ki bu tür olaylarla haksız kazanç elde etmek isteyen çıkarcılara fırsat vermeyin.
Tüketici Etik Değerler Federasyonu Genel Başkanı
Ali İhsan Nazlı
Kütahya’da halk otobüslerinde kredi kartı ile ödeme yapan vatandaşlardan alınan 20 TL tutarındaki ücret, tek kullanımlık kart fiyatının 16 TL olması nedeniyle ciddi bir fark yaratıyor. Bu durum, birçok soru işaretini de beraberinde getiriyor. İlk olarak, vatandaşın kredi kartı ile yaptığı bir ödemenin, neden doğrudan kart ücreti olan 16 TL’yi değil de 20 TL’yi yansıttığı sorusu öne çıkıyor. Bu 4 TL’lik farkın gerekçesi nedir? Belediye tarafından alınan resmi bir meclis kararı mı mevcut, yoksa bu fark, belediyenin ya da halk otobüsü işletmesinin hanesine yazılan haksız bir kazanç mı?
Bu tür durumlar, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’a (6502 sayılı kanun) aykırıdır.. Özellikle kredi kartı ile yapılan alışverişlerde herhangi bir komisyon alınamayacağı hükmü, bu farkın yasal dayanağını sorgulatan önemli bir noktadır. 6502 sayılı kanun kapsamında tüketicilerden alınan bu fark, haksız bir uygulamadır ve vatandaşların mağduriyetine yol açabilir.
Bununla birlikte, benzer uygulamaların diğer belediyelerde de var olup olmadığına dair araştırmalar yapmak önemli. Bazı belediyelerin de kredi kartı ile ödeme yapan vatandaşlardan benzer komisyon farkları alıp almadığı incelenmelidir. Eğer bu uygulama yaygınsa, sorunun daha geniş bir çerçevede ele alınması ve vatandaşların mağduriyetinin giderilmesi için yasal düzenlemelerin gerektiği açıktır.
Burada asıl sorulması gereken bir diğer soru da, söz konusu farkın kime gittiğidir. Bu 4 TL’lik fark belediye kasasına mı, yoksa halk otobüsü işletmelerinin kasasına mı giriyor? Veya üçüncü bir taraf olan ASİS firmasına mı aktarılıyor? Bu soruların açık ve şeffaf bir şekilde yanıtlanması gerekmektedir.
Kütahya Belediyesi ve benzeri belediyelerin vatandaşlardan neden kredi kartı ile binişlerde ek ücret aldığına dair somut bir açıklama yapması şarttır. Kanunen yasaklanan bir komisyonun uygulanıp uygulanmadığı, bu farkın kimin kasasına gittiği gibi sorulara yanıt verilmesi kamu yararına olacaktır. Bu konudaki belirsizlikler, belediyelerin güvenilirliği açısından ciddi riskler taşımaktadır. Bir daha ki köşe yazımız da görüşmek dileğimizle.
Ali İhsan Nazlı
Tüketici Etik Değerler Federasyonu Genel Başkanı
14 Temmuz 2003’te, piyasadaki sıkıntılar ve gıdalarda yaşanan fiyat değişiklikleri üzerine, fiyatların keyfi yükselmesini engellemek amacıyla serbest piyasa ekonomisinin sona erdirilmesi gerektiğini sosyal medyada paylaşmıştık. Bugün görüyoruz ki, serbest piyasa ekonomisi ülkemiz için uygun olmayıp, ranta ve çıkara dayalı bir sistem haline gelmiştir.
Serbest piyasa ekonomisi, insanların piyasadan ucuz ve rekabetçi ürünler alabilmesini sağlamayı amaçlıyordu. Ancak son bir iki yıl içinde, fiyatları artıran ve gıda terörü estiren bir zihniyetin oluştuğunu görüyoruz. Bu durumda ülkemizin serbest piyasa ekonomisinden geri adım atması gerekiyor. Çünkü fırsatçı bir zihniyet, gıda piyasasını ele geçirerek istedikleri gibi hareket ediyor.
Kurumlar sadece şikayetlerle ve ayda yılda bir yaptıkları denetimlerle bu durumu çözmeye çalışıyor, ancak bu yeterli olmuyor. Devletimizin bir an önce serbest piyasa ekonomisini kaldırıp, tüm ürünlerin etiketlerinde son kullanma tarihlerinin yanı sıra sabit fiyat tarifesi basılması gerektiğini düşünüyorum. Ürünler, tüketiciye aynı fiyattan satılmalı ki çıkarcı ve fırsatçıların önüne geçilebilsin.
Devlet yetkililerinin bu konuda acilen tedbir alması gerektiğine inanıyorum.
Saygılarımla,
Tüketici Etik Değerler Federasyonu Genel Başkanı
A. İhsan Nazlı
Öncelikle bugünkü köşe yazımız tamamen BDDK ve SGK’yı ilgilendiren bir konu olacak. Emeklilere verilen maaş promosyonları ile ilgili bir konu dikkatimi çekmişti, ancak emin olamadığım için bugüne kadar sessiz kalmıştım. Ta ki Sayın Cumhurbaşkanımız emekli promosyonlarını artırıyoruz diyene kadar.
Bundan yaklaşık 9 yıl öncesinde özel bir bankaya maaşımı taşımak için, verdiği 1.200 TL maaş promosyonu için başvurdum. Tabii, o bankaya müracaat için gittiğimde işlemi yapan müşteri hizmetleri bayana sordum: “Siz banka olarak neden bu kadar promosyon veriyorsunuz? Diğer bankalar 750-1000 TL verirken siz neden 1.250 TL promosyon veriyorsunuz?” deyince, işlemi yapan hanımefendi, “750 TL’yi devlet ödüyor, geri kalan parayı ise bankalar olarak bizler müşteri kazanmak için veriyoruz,” deyince şaşırmıştım.
Siz de takdir edersiniz ki, Sayın Cumhurbaşkanımız da geçenlerde TV’lerde emekli maaşı promosyon ücretlerini artırdık deyince, benim aklıma bankadaki müşteri temsilcisinin söylediğinin doğru olabileceği geldi. Oysaki bankalara böyle bir parayı neden devlet ödemek zorunda? Müşteri karşılığında banka devlete para ödemiş olsa daha iyi olmaz mı? Bankaların yıllık cirosuna bakıldığında kârını katlayan bankaları görüyoruz. Bu paralar maaşlara yansımış olsa daha iyi olmaz mı?
Bankalar zaten kredi kartı yıllık aidatlarından, alışveriş komisyonlarından, gecikme faizlerinden, kredi vermelerden, havalelerden vs. birçok gelir elde ediyorlar. Ancak emeklilere gelince cimri davranan hükümetin, bankalara gelince cömert davranması açıkçası bizleri üzmektedir. Bu hususta yetkili birimlerin, bankaların emekli maaşı promosyonlarını ödeyip ödemediği hususunda bilgilendirme yapmasını talep ediyoruz.
Ali İhsan Nazlı
Tüketici Etik Değerleri Federasyonu Genel Başkanı
Bayram öncesi birçok banka, vatandaşları mağdur etme noktasına geldi. Bu durumu dalga mı geçiyorlar diye mi algılamalıyız bilemedik.
Arife günü tüm illerde, maaşlarını almak ya da bankalardaki paralarını çekmek isteyen vatandaşlar büyük bir sürprizle karşılaştı. Birçok bankanın ATM’leri ya kasıtlı olarak hizmet vermedi ya da gerçekten ATM’lerde paralar bitti. Ancak bu, kabul edilebilir bir mazeret olamaz. Bankalar, bu tür yoğun dönemlere hazırlıklı olmak zorundadır.
Sosyal medya paylaşımlarımızın ardından birçok platformda tepkiler çığ gibi büyüdü. TÜKONFED olarak üyesi olduğumuz Tüketici Etik Değerler Federasyonu, bu durumu sosyal medya aracılığıyla duyurduktan kısa bir süre sonra, bir banka Twitter üzerinden “en kısa sürede sorunun giderileceğini” belirtti. Birçok ATM’de sorun geç de olsa çözüldü ve vatandaşlar uzun kuyruklar sonucunda paralarına ulaşabildi.
Bu durum, akıllara iki önemli soruyu getiriyor:
Biz her daim söylüyoruz: Bu ülkede denetimler ve şikayet mekanizmaları olmadan, hak ve hukuk çerçevesinde düzen sağlanamaz. BDDK’nın bu hususta denetimlerin ne derece sağlıklı yapıldığını halka açıklaması gerektiğini düşünüyoruz. Bu tür olayların tekrarlanmaması için BDDK’nın acil tedbirler alması şarttır.
Bayrama bir gün kala ATM’lerden para çekemeyip mağdur olan vatandaşlar ne yapacak? ATM’ler arasında dolaşan vatandaşlar, sadece 1-2 bankanın ATM’sinde ihtiyaçlarını karşılayabiliyor. Ancak o bankaların ATM’lerinde de para bitince büyük bir hüsran yaşanıyor.
Sağlıcakla kalın.
Ali İhsan Nazlı
Tüketici Etik Değerler Federasyonu Genel Başkanı