Zafer Güler

Zafer Güler

12 Eylül 2024 Perşembe

HANGİ DEVLET

HANGİ DEVLET
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Hükümetin,Teğmenler meselesi karşısındaki “gayr-ı samimi maskeli” tavırın yanlışlığı kadar muhalif savunuları da absürt ve maksadı aşan bir hal içerisinde…

Dolayısı ile bu durum hükümetin devlet gücünü siyasi baskı olarak kullanıyor’dan çıkıp, devlet gücüne siyasi hegemonya arzusu taşıyanlara karşı tedbir normuna dönüşüyor… Bu da genç Teğmenlerin vatan ve beka endişesini tek taraflı töhmet altına sokuyor..

TC bir ideoloji üzerine değil, mevcut şartlarda gelişen ortak akıl üzerine icra edilmiştir.. İdeolojik farklılılar daha sonra TBMM çalışmaları esnasında ortaya çıkmış ve zamanla “iç düşman fobisi “ haline gelmiştir… Bugün yaşanan da maalesef budur..

Yani o gün Teğmenler “Mustafa Kemalin Askerleriyiz” demek yerine “Ya Allah bismillah, Allah ekber” diye bağırsaladı birkaç cılız muhalif sesten başka hiç bir itiraz olmayacaktı…

YIllardır söylüyoruz klasik ifadesi ile hem sağcı akımlar hem de solcu akımlar DEVLET denilen müesseseyi hatadan öte yanlış tarif etmekle başlıyorlar icraatlarına.. Devlet kültürü ve felsefesi bireyin özünde başlar.. Yani tabandan tepeye doğru küçülerek güçlenip tabanı kuşatır… Eğer bu kuşatmanın maksadı “ hizmet” değil de “hükmetmek” olursa, devlet olma çabası da malesef HEZİMET olur…

Bu nedenledir ki TC tekamülünü tamamlayıp gerçek manada DEVLET kimliğine kavuşamamış, her dönem kurtarıcı ideolojilerin baskı aracı olarak hükmünü sürdürmüştür.. 100.yılında bile maalesef hâlâ aynı meyanda..

Ben yarım asırlık mücadelem de devletin çok farklı yüzünü gördüm.. Ancak geldiğimiz bu noktada bu cümleyi tasih edip, “çok farklı devletler gördüm” deyip ülkemde maalesef bir çok devletimsi yapının milli devleti kumpas altında tuttuğunu düşündüğümü belirtmek zorundayım…

Bu hususu anekdotlar halinde “tercümangazetesi. COM” daki köşemizde hikaye ediyoruz, bundan sonra daha geniş metinlerle yazmaya devam edeceğiz..
……

Bu nedenledir ki, 15 temmuza, 12 Eylül 2010’a, 12 Eylül 1980’e ve 27 Mayıs 1960’a hep 3. bir pencere açmışızdır… Asker müdahalesi anlamında MİLAD sayılabilecek 27 mayısa maksadın dışına çıkıp haddin aşılması hususuna karşı olmuşuzdur..

Diğer darbe ve darbemsi girişimlerindeki aynı senteze tabi tutmuş sebeplerinden ziyade neticesi üzerinden analiz etmişiz ve taraf olmaksızın aleyhte tavır sergilemşizdir..

Korkarım ki, TEĞMENLER meselesi de KARŞILIKLI olarak maksadın dışına taşırılacak ve birilerinde durumdan vazife çıkartıp HADDİ aşacaktır.. Olan millete ülkeme olacak, zaten yeterince ayrışan ve gerilen topumda yeni yaralar açılacaktır…

Oysa ki bu ülkenin tek sorunu “iç düşman fobisi” ve bağlantılı olarak KURTARICI hobisidir..

Zafer Güler

Devamını Oku

SAĞLIKTA GRİ KOD

SAĞLIKTA GRİ KOD
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Tepkileri “fişleyerek” önleyemezsiniz… Hastahane personeli öncelikle ciddi bir mesleki eğitime tabi tutulmalı, refakatçı ve ziyaretçi mevzuatı ivedilikle gözden geçirilmeli… Kayıt kabul işlemleri sadeleştirilmeli…

Sabece sağlık sektöründe değil, hiç bir alanda şiddetin mazereti olmaz… Ancak sebepleri etüd edilerek iyileştirilmelidir… Bir çok taşkınlık Doktorlar dahil sağlık personelinin bilgisizliği, ilgisizliği ve provakatif tutumundan kaynaklanmaktadır…

Hasta , Doktor mahramiyeti çok ciddi bir problem… Özelikle acillerde… Semt pazarı gibi işlem yapılıyor.. Hastadan çok, hasta yakını var…

Sizin doktorunuz acile gelen bir hastaya hasta yakınlarının yanında müdahale ederken, damar yolu açmakta zorlanırsa, – ki bu doğaldır, yaşanabilir, hastanın damar yapısından da kaynaklanabilir- hasta yakınlarının tepki vermesi de o kadar tabiidir…

Kuralsızlık almış başını gidiyor… Kimin ne yaptığı belli değil.. İnsanlarınızın standart kültür ve eğitim yapısını zorlayan sistemin hatasız çalışması mümkün değildir… Hasta kabülünden sonra bölümler arası getir götür işleri hasta yakınlarına bırakırsanız kontrolü kaybetmeniz kaçınılmazdır…

Binalarınız ( henüz yeni olduğu için olsa gerek) çok güzel, bahçe peyzajları da… HEle de “TABELELARI” ve makam odaları mükemmel… Ama içleri maalesef hastahane olamayacak kadar boş ve ruhsuz…

Eğitim ve Givenlik gibi Sağlık da lütüf değil, devletin KAR AMACI GÜTMEYECEĞİ ASLİ GÖREVİDİR…

Zafer Güler

Devamını Oku

NEFRET’ten FETRET’e!..

NEFRET’ten FETRET’e!..
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Hırsızlığın, yalanın, dolanın nasıl bir sosyal felakete dönüşeceğini anlatmak yerine “cehennem ateşi ve zebanilerini” anlatarak, dualarla beddualara önlemeye çalışıyoruz…

Çocuğumuzu,, eşimizi, kardeşimizi, ana babamızı en sevdiği ve değer verdiği şeyden mahrum bırakmakla korkutuyoruz…

Ülkemiz ve sahip olduğumuz değerler için yaşamanın kutsiyetini öğretmek/öğrenmek yerine şehadetin kutsiyetiyle ölümü tercihe zorluyoruz, gencecik nesilleri..

“İndirim Kampanyası” diyor “şimdi almazsan yarın daha pahalı alabilirsin ile, satarken korkutuyoruz…

Bugün almazsam yarın pahalanır yada bulamayabilirim ile, alırken korkutuyoruz…

“Sevgi Dini” dediğimiz İslam’ı bile “ceza ve korku” ile öğretmeye/öğrenmeye çalışıyoruz..

Göz göre göre gelen her felaketten önce/sonra Allah korusun… Amenna da, Niye korusun?..

Cennet gibi bir ülkede cenneti yaşamak yerine, cehennem korkusuyla hem ülkeyi, hem hayatı, hem kendimize hem de başkalarına cehennem ederken, Allah’ın koruması için bir sebep gösterin bana!..

Nefs ve Vicdan ikileminde, nefsin dışa, vicdanın içe doğru çalıştığının farkına varmadan içimizle dışımızla küskün, çoğu zaman da kavgalı, hayat ve ölüm arasında tercihe zorlanarak, nefret ve hasetten beslenen nefsimizi aşıp, vicdanımıza teslim olmanın tadını ve hazzını duymadan özgürce yaşadığımızı sanıyoruz…

Sevgimiz ve muhabbetimiz neden NEFRETE endeksli?
Nedir bu beynimizden gönlümüze ordan da dilimize gözümüze akseden NEFRETE aşinalığımız?

….

Gece rıhtımında sabahçı kahvesi gibi gönlüm, yıldızlardan fal bakar her gece güneşe inat!… Özleme gark olmuş tutsak sevdalarda hürriyet hayali kurmak, arada bir olsa da kanat kanat!…. İster git ister kal, ister yürü ister dur, konuş mu sus mu, gerçek mi düş mü derken geçer de zaman, Sessizlik çığlık çığlığa çökünce gönül kafesine nefes almak neyse de, geri vermek belki de en büyük sanat!

……..

NEFRET DİLİNİN her türlüsünden NEFRET EDİYORUM!..

Ama her şeye rağmen hayatı ve insanları seviyorum…

Vesselam..

Zafer Güler

Devamını Oku

BOĞAZ TARİKATİ ve İSLAMİST BURJUVAZİ

BOĞAZ TARİKATİ ve İSLAMİST BURJUVAZİ
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Kimse masuma yatmasın… Genelde Milli Görüş-Siyasi İslam ve Tekke-Tarikat, özelde RTE adına Cumanın gelişi Perşembeden belliydi…

Öyle çok da gizemli konular değil. Holding yolsuzlukları, İHH ve Vakıf skandalları ve bunların siyasetçileri ve sözüm onlara “ALlah dostları” Cemaat ve Tarikat Şeyhlerinin “FİZİKİ MÜNASEBETLERİ” , RETÖ, FETÖ aşikar ortadayken bu gün yaşananlardan vebalinden kurtulamaz..

Sİyasi İslamcılar , Biatçılar, Cihatçılar güya “savaş hilesi” diye Doların yeşiline teslim olarak indiler sahaya..

Ülkücü-Milliyetçiler Devlete olan zaafları yüzünden kurumsal kimlik MHP’nin KAMULAŞTIRILMASI ile “KURŞUN ASKER OLMAYA” zaten can atıyorlardı.. En muhalif ülkğcüler bile DEVLET zaafiyeti bir şekilde hala devam eder..

İdeolojik tabanlarını millileştirememiş, kurtuluşu Moskova’da, Pekin’de, Tiran’da, Küba’da arayan Türk Solu ise Türklükle kava ederken aslında intihar ediyor olduklarını fa4ke5meden tarih oldu..

Cumhuriyet “tekamülünü” tamamlayamadan kendi kurumları tarafından baypas edildi.. Saltanat kaldırılmıştı ama meslek grupları mahsus“ kontenjan” tahsis edildi.. Asker çocukları asker, doktor çocukları doktor, çiftçi çocukları çiftçi oldu..

Kimse Boğaz aşireti îmâsı yapmasın vallahi söverim… Çünkü o da dönüştü BOĞAZ TARİKATİ oldu.. Beyaz Türkler, Doların YEŞİLİ’ne büründü.. Ve hanımları denize rahat girsin diye sahil Yalıları, Villaları ve devasa Yatlar satın alan, alkolsüz şampanya içen, haremlik selamlık dansöz oynatan, vatandaşlık alsın diye ABD’de doğum yapan, çocuklarını Amsterdam’da, Londra’da, Nevyırk’ta okutan, Dubai’de, İspanya’da, Maldivler’de tatil yapan, İtalyan ayakkabı giyip, Fransız parfümü kokan ISLAMIST BURJUVA kültürü geliştirildi..

Dil Devrimi yapıldı ama Devlet Osmanlıca konuşup yazıyor… Hukuk ve Kamu bürakrasi metinlerini hukuk tahsil etmiş insanlar anlamıyor ve ideolojik kabüllerine göre hüküm veriyor..

Vatandaşlık kültürü ve şuuru verilemeyen toplum, Osmanlı’dan kalma KULLUK modu ile manupile edilerek “hadim devlet” yarine ceberrut “hakim devlet” anlayışı ile Osmanlı Saltanatı dönüştürülerek devamı sağlanmıştır.. Değişen sadece ÖZNELER olmuştur.. Vesselam..

Devamını Oku

“TDT” DEDİKLERİ ŞEYE DAİR..

“TDT” DEDİKLERİ ŞEYE DAİR..
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Altını çize çize, Bilal’e anlatır gibi bir defa daha söylüyorum ki, TDT (Türk Devletler Teşkilatı)’nın nitelik olarak da, nicelik olarak da TURAN ile alakası yoktur.

Bilakis, Fetullah Gülen’in okullar ve Türkçe Olimpiyatlar üzerinden oluşturduğu yapı gibi asimetrik bir yapıdır. Hatta ihanetle Türklere sabotaj noktasında daha tehlikeli ve zararlıdır.

TDT bünyesindeki devletlerin tamamı toplumdan kopuk, devlet otoritesi ve disiplini adı altında sömürü saltanatlarıdır. Oysaki ahlaksız ve adaletsiz otorite ve disiplin zulümdür. Dolayısıyla, siz buna “kendi halkına zulmeden işbirlikçi zihniyet saltanatı” da diyebilirsiniz.

Sağlanan birliktelik ve ortaklık sadece saltanatlarını korumak adına kurulan çıkar ittifakıdır. Türklük adına, hatta insanlık adına hiçbir ortak aklı ve davası yoktur.

Eğer öyle olsa idi, Karabağ üzerinden Erdoğan’ın yaptığı gereksiz İsrail fantezisi bu şekilde karşılık görmezdi. Yani Erdoğan’ın bu açıklaması, Aliyev’i Azerbaycan’da oluşturduğu korku imparatorluğu noktasında rahatsız etmiş ve kazandıklarını zannettiklerinde Türkiye’nin ve Erdoğan’ın bir dahili olmadığını, ilişki ve katkının ise kuruşuna kadar bedeli ödenmiş bir ticaret olduğunu, resmi devlet jargonuyla aile notu modunda ifşa etmiştir.

Bu meyanda, TSK markası ile Libya’da, Ukrayna’da, Somali’de, Katar’da, Nijer ve Afrika ülkelerinde SADAT marifetiyle sahaya sürülen paralı askerler, istihbarat ve medya unsurları da açığa çıkmıştır.

Bu hususta kimse bana devlet parmağı sallamaya kalkmasın. RTÜK mütük, katalok matolok dinlemez, söverim hacı!

Zafer Güler

Devamını Oku

Tercüman Gazetesi Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.