Mehmet Uygar Keleş

Mehmet Uygar Keleş

01 Aralık 2025 Pazartesi

    DİĞER YAZARLARIMIZ

    Taşa Verdim Yanımı

    Taşa Verdim Yanımı
    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    Taşa Verdim Yanımı, Erzincan yöresine ait bir türküdür. Salih Dündar tarafından söylenmiş ve Muzaffer Sarısözen tarafından derlenmiştir. Türkünün sözleri şöyledir:

    Taşa verdim yanımı
    Toprak emdi kanımı
    (Oy dağlar oy dağlar)
    Ezraile can vermezdim
    Canan aldı canımı
    (Oy dağlar oy dağlar)

    Dağları duman aldı
    Bülbülü figan aldı
    (Oy dağlar oy dağlar)
    Ezraile borçlu kaldım
    Bir canım var yar aldı
    (Oy dağlar oy dağlar)

    Elinde altın şamdan
    Perdeyi kaldır camdan
    (Oy dağlar oy dağlar)
    Al hançeri vur beni
    Ben usandım bu candan
    (Oy dağlar oy dağlar)

    Türkünün hikayesi ise şöyle anlatılır: Bir genç, sevdiği kızı alamayınca intihar etmeye karar verir. Dağlara çıkar ve kendini bir taşın üzerine bırakır. Kanı toprağa karışır. Azrail gelip canını almaya çalışır ama kız gelip onu öldürür. Böylece genç, cananı tarafından öldürülmüş olur. İşte böyle… Bazen birisini kurtarmak, iyilik yapmak istediğinde onun sonunu getirebilir.

    Erzincan’ın İliç ilçesindeki altın madeni, 13 Şubat 2024’te yaşanan toprak kayması sonucu gündeme oturdu. Olayda 9 işçi toprak altında kaldı, 7 kişi gözaltına alındı, 400’e yakın arama-kurtarma ekibi seferber oldu.

    Öncelikle, madenin sahibi olan Kanada merkezli SSR Madencilik’in hisselerine bakalım. Şirket, olaydan sonra yaptığı açıklamada, “Yaşanan bu elim kazadan hemen sonra bölgedeki çalışanlar ile iletişime geçip, acil durum planlarını devreye geçirip ve yardım için kamu kurum ve kuruluşlarına bilgi verdik.” dedi. Ancak bu açıklama, hissedarları tatmin etmedi. Şirketin hisseleri, Toronto ve New York Borsası’nda yüzde 50’den fazla düşüş yaşadı.

    Peki, bu düşüş altın fiyatlarını nasıl etkiledi? Erzincan’daki maden, Türkiye’nin en büyük altın üreticisiydi. 2010 yılından beri faaliyette olan maden, 2022 yılında siyanür sızıntısı sebebiyle en üst sınırda çevreyi kirlettiği gerekçesiyle para cezası almıştı. Bu ceza, madenin üretimini azaltmış, altın fiyatlarını yükseltmişti. Ancak, toprak kayması sonucu madenin tamamen kapanması, altın fiyatlarında ani bir düşüşe neden oldu. Çünkü, madenin kapanması, Türkiye’nin altın ithalatını artıracak, altın arzını azaltacak, altın talebini düşürecek ve altın fiyatlarını düşürecek bir zincirleme reaksiyon başlattı.

    Altın fiyatlarındaki düşüş, altın yatırımcılarını sevindirdi. Altın almak isteyenler, fiyatların daha da düşeceğini umarak beklemeye başladı. Altın satmak isteyenler ise, fiyatların daha da düşmeden elden çıkarmak için acele etti. Altın piyasasında hareketlilik arttı. Ancak, bu hareketlilik, toprak altında kalan 9 işçinin hayatını geri getirmedi. Altın fiyatlarındaki düşüş, 9 canın bedeli oldu.

    Erzincan’daki maden faciası, Türkiye’nin madencilik sektöründeki sorunlarına bir kez daha ışık tuttu. Maden işletmelerinin, çevreyi ve işçi sağlığını hiçe sayan, kar hırsıyla hareket eden, denetimsiz ve sorumsuz bir şekilde faaliyet göstermesi, kaçınılmaz olarak felaketlere yol açıyor. Bu felaketlerin önüne geçmek için, maden işletmelerine daha sıkı kurallar getirilmeli, denetimler artırılmalı, cezalar caydırıcı olmalı, işçilerin hakları korunmalı ve kamuoyu bilinçlendirilmelidir. Aksi takdirde, Erzincan’daki gibi faciaların tekrarlanması kaçınılmazdır.

    Erzincan’da altın madeni fiyatları düştü, ama insanlık paha biçilemez. Altın yatırımcıları, altın fiyatlarındaki düşüşü fırsat bilip, altın alıp satarken, toprak altında kalan 9 işçinin aileleri, acılarını paylaşıyor. Altın madeni, altın değerinde değil, kan değerinde. Unutmayalım, altın değil, insan hayatı kıymetli.