Mehmet Uygar Keleş

Mehmet Uygar Keleş

01 Aralık 2025 Pazartesi

    DİĞER YAZARLARIMIZ

    3ncü Dünya Barışı

    3ncü Dünya Barışı
    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    Henüz yürümeyi öğrenmeden, ateşin içinde yanan çocuklarımızın feryatları kulaklarımızda çınlıyor.

    Her savaşta, her soykırımda, bir çocuğun canı yandığında bizim de yüreğimiz dağlanıyor. Masum çocukların gözyaşları, insanlığın vicdanına ağır bir darbe indiriyor.

    Dostoyevski’nin ölümsüz eseri “Karamazov Kardeşler”de, kahramanlarından birinin söylediği gibi:
    Her kötülüğü kabul ediyorum, iyi biri olmayabilirim ama bu dünyada çocukların ölümünü kabullenemiyorum.”

    Belki sesimiz duyulmaz, belki dikkate alınmaz ama bir gerçek var ki savaşların en büyük kaybedenleri çocuklardır, masum yavrularımızdır.

    Dışişleri bakanımız açıkladı, üçüncü dünya savaşı kapıda… Milli Savunma bakanımız ise savaşa en hazır ülke olduğumuzu belirtti. Neye hazırız? Çocuklarımızın ölmesine mi? Sizde hiç mi evlat sevgisi yok? Hazır olup olmadığını, savaş isteyip istemediklerini bir de şehit analarına sorun. Daha başka anaların yüreği yansın, bu acıyı yaşasın isterler mi diye.

    Dileriz ki, daha fazla can yanmadan ateşkesler imzalanır.
    Dileriz ki, Hamas yetkilileri savaşçılarını sivil halkın yaşadığı yerlerde gizlemekten vazgeçer.
    Dileriz ki, İsrail artık bu katliamı durdurur.
    Ve dileriz ki, lafta mazlumun yanında olduğunu söyleyen ama icraatta desteğini esirgemeyenler aracı olur ve savaş bir an evvel son bulur.

    Dileriz ki, daha fazla köyler, şehirler yanmadan, yakılmadan bir çözüm bulunur.
    Dileriz ki, Putin saplandığı bataklıktan geri adım atar.
    Dileriz ki, NATO yayılmacı politikasından vazgeçer.
    Dileriz ki, Ukrayna ABD’nin kendisini piyon olarak öne sürdüğünü görür.
    Dileriz ki, Rusya-Ukrayna arasındaki savaşta “bizim arabulucuğumuz olmadan barış olmaz” söylemlerinin arkasında el altından gönderilen silahlar ellerinde patlar.

    Dileriz ki, Çin’de, Kuzey Kore’de, Afrika’da, Ortadoğu’da, dünyanın en ücra köşesindeki silahlar sussun. Silahlanma yarışının bir kazananı olmaz.

    Dileriz ki, endişelerimiz yersizdir, korktuğumuz başımıza gelmez.

    Güç kaybeden, göçleri zamanında engellemeyen, oy ve para uğruna ödün veren, yabancılara toprak satan, dışa bağımlı olan ülkeler bu sorunları yaşıyor.
    Günü kurtarma telaşına düşenler geleceğini kaybediyor, tarih bunu her dönemde yazdı, yazıyor, yazacak da.

    Çünkü çıkarlar değişmedikçe stratejiler de pek değişmiyor. Güçlenen dikleniyor. Belki çoğumuz farkında değiliz, (ki zaten genelde çoğunluk farkında olmaz, azınlığın da sesi duyulmaz) uzun zamandır Kıbrıs’ta da son sürat, başta İsrailliler olmak üzere toprağımız satılıyor. Ruslara da. Kim dur diyor? Ses çıkarıyor?
    Hatta Türkiye’de de. Ortadoğu’nun göçü bize geldikçe bizim de sonumuz benzer olacak diye endişemiz.

    Velhasıl zor… Yaşananları hazmetmek de çaresizlik de.

    Dünyanın dört bir yanında yankılanan çocuk çığlıkları, insanlığın en derin yarasıdır. Ve biz, bu acıyı dindirmek için, barışı ve sevgiyi yüceltmek zorundayız.

    Mehmet Uygar KELEŞ