Dr. Tuğtigin Şen

Dr. Tuğtigin Şen

04 Aralık 2025 Perşembe

    DİĞER YAZARLARIMIZ

    SORGULAMA

    SORGULAMA
    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    İnsanların bu dünyada sahip olduğu en büyük servet ömürdür.
    Acaba biz insanlar ömrümüzü nasıl geçiriyoruz, hiç sorguluyor muyuz?

    Bugün dünyada 2000 yılı verilerine göre, sadece bir dakikalık askeri harcamaya 1,9 milyon dolar ayrılıyor. Yani herhangi bir yerde 2 saatlik zamanda 230 milyon dolar silahlanmaya gidiyor. Küresel şiddetin bir yıllık bedeli ise tam 13,8 trilyon dolar.
    Eğer tüm dünya sadece 8 gün askeri harcama yapmayı bırakırsa, dünyadaki tüm çocuklara 12 yıl boyunca eşit ve kaliteli eğitim sağlanabilir.

    Ama ama,
    Bütün dünyada, 1945’ten 2000 yılına kadar olan çatışma ve savaşlarda yaklaşık 41 milyon kişinin öldüğü tespit edilmiş. Sadece son 10 yıldaki savaşlarda 2 milyon çocuk ölmüş. 6 milyon çocuk sakat kalmış. 12 milyon çocuk evsiz, 1 milyondan fazla çocuk öksüz veya yetim kalmış. 10 milyon çocuk psikolojik sarsıntı geçirmiş ve on binlerce çocuk tecavüz ve işkenceye uğramış.
    İnsanlık olarak insanlığı sorguladıktan sonra, acaba biz Müslümanlar kendimizi sorguluyor muyuz?

    Kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’in Türkçe tefsirlerinde iyi insanların, yani gerçek Müslümanların ortak özelliklerinin şunlar olduğunu özetle görüyoruz:
    “Allah’a iman ederler. Meleklere iman ederler. Ahiret gününe, yani öldükten sonra hesap vereceklerine iman ederler. Sahip oldukları malları Allah (c.c.) yolunda harcarlar. Doğru sözlüdürler, verdikleri sözü tutarlar ve emanete hıyanet etmezler. Namazlarını dosdoğru kılarlar. Zekâtlarını verirler. Haya ve iffet sahibidirler. Yalancı şahitlik etmezler, hoşgörülüdürler, faydasız işlerden yüz çevirirler. İyiliği emrederler, kötülükten alıkoyarlar. Gıybet, dedikodu, iftira atmak, haksız yere adam öldürmek gibi kötü işlerden uzak dururlar. Peygamberlere iman ederler.”

    Peygamberlere iman ederler sözünü Kur’an-ı Kerim Türkçe tefsirinde görünce, Peygamberimiz Hz. Muhammed’in bizlere söylediği aşağıdaki 4 nimetin kıyamet günü Allah’ımız tarafından bizlere hesabının mutlaka sorulacağını görüyoruz:
    “Ömrümüzü nerelerde tükettik? Vücudumuzun sıhhatini nerede yıprattık ve harcadık? İlmimiz ile ne gibi ameller yaptık? Mallarımızı nerede, nasıl kazanıp harcadık?”

    Ama ama,
    İslam âlemi ve İslam ülkeleri bugün adaletsizlikte birbirleriyle yarışır durumdalar. Hak, hukuk, adalet, merhamet yok olmuş ve halkların sefaleti artmıştır. Soy ve cinsiyet ayrımı olmaksızın insanın doğuştan var olduğu ve devlet karşısında korunması gereken en basit insan hakları İslam ülkelerinde işlemiyor. İslam ülkelerinde insanlar kafa kesiyor, birbirini boğazlıyor, kendi kanında boğuluyor ve dünyada vahşetlerle anılıyorlar. Nerede savaş var, orada İslam ülkeleri var. Kısaca İslam ülkelerinde gerçek İslam yaşanmıyor.

    Acaba Türk Milleti olarak kendimizi sorguluyor muyuz?
    Acaba sadece devlet ve millet olarak teröre harcadığımız paramızı insanımıza, ekonomiye, verimli kaynaklara yatırabilseydik, devletimizin ve milletimizin şu andaki durumu ne olurdu?
    Bu vatan hepimize yetmiyor mu? Bizler neyi paylaşamıyoruz?
    Acaba neyin ve kimlerin mücadelesini yapıyoruz?

    Peki, biz insanlar kişisel olarak kendimizi sorguluyor muyuz?
    Yüce Rabbimiz, kendisine karşı işlenen hata ve günahları affettiği hâlde kul hakkını bunun dışında tutmuştur. Kul hakkını affetmeyi, zulme uğrayan kulunun iradesine bırakmıştır. Dolayısıyla, herhangi bir kul hakkı sebebiyle tevbe edecek olan kişinin, evvela hakkını yediği kimseden helallik alması şart koşulmuştur.

    Şimdi bana derin mesajlar veren ve kendimin hâlâ sorguladığı soruları sizlere soruyorum:
    Acaba bizler diğer insanların haklarını yiyor muyuz?
    Acaba bizlerin hakları, insanlık, dini ve milli değerleri kullanarak sahtekârlık yapanlar tarafından yeniliyor mu?
    Acaba insanlığın, dinimizin, milletimizin ve bizlerin hakkını yiyenler Allah’ımıza bir gün hesap vereceklerini bilmiyorlar mı?
    Acaba bütün bunları sorguluyor muyuz?

    Tuğtigin ŞEN