Dr. Tuğtigin Şen

Dr. Tuğtigin Şen

04 Aralık 2025 Perşembe

    DİĞER YAZARLARIMIZ

    KENDİMİZİ ve EVRENİ YENİDEN KEŞİF EDELİM

    KENDİMİZİ ve EVRENİ YENİDEN KEŞİF EDELİM
    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    Biz kapılarımızı ve perdelerimizi sımsıkı kapatıp evlerimizde her akşam çay içerken, sırtlarına çantalarını alıp dere tepe gezen, emzikli bebekleriyle dağ başlarında kamp kuran, vatanımızın en ücra köşelerinde girmedik delik bırakmayan yabancıları görmek bizlere bu konuda bazı mesajlar vermektedir.

    Modern teknoloji ile donatılmış, konforlu ve korunaklı şehir hayatımızdan çıkarak, fiziksel güçlerimizi ve zayıflığımızı dürüstçe değerlendirme imkânı bulabileceğimiz bir fırsat yaratmak için yapabileceğimiz en doğru etkinlik, doğayla kucaklaşmaktır. Doğayla kucaklaşırken attığımız her adım, kendi içimize doğru yapacağımız seyahatin de bir başlangıcı olacaktır. Kendimizi tanıyacağımız en doğru yer, hayatın da başladığı doğal ortamlarda bulunmaktır.

    Tıbbın babası olarak anılan Hipokrat, 2600 yıl önce “İnsanın en iyi ilacı yürümektir.” demiştir. Sonrasında tarih içinde ön plana çıkmış bazı şahsiyetler de Hipokrat’ın bu sözünü destekleyecek şekilde yürüyüş ve seyahat hakkında aşağıda örnekleri verilen anlamlı sözleri sarf etmişlerdir:

    “Hiçbir şey zekâyı seyahat etmek kadar geliştirmez.” – Emile Zola

    “Seyahat için yaptığın yatırım, kendin için yaptığın en iyi yatırımdır.” – Matthew Karsten

    “Uzaklara gittikten sonra tamamen değişmiş biri olarak dönmek gerçek bir mucize.” – Kate Douglas Wiggin

    “Gezgin bir yere varmak için değil, keşfetmek için seyahat eder.” – Goethe

    “Hayat bir kitaptır ve gezip görmeyenler hep aynı sayfayı okur.” – St. Augustine

    “Senede bir defa daha önce hiç görmediğin bir yere git.” – Dalai Lama

    “Her şey kötüye gittiğinde kendine bir tatil ısmarla.” – Betty Williams

    “Kıyıyı gözden kaybetmeye cesaret etmedikçe insan, yeni okyanuslar keşfedemez.” – Andre Gide

    “Ne kadar uzağa gidersem, kendime o kadar çok yakınlaşıyorum.” – Andrew McCarthy

    “Yaşa, seyahat et, maceraya atıl, şükret ve asla pişman olma.” – Jack Kerouac

    “Bilmediğin bir yola gitmek, bilmediğin bir yönünü keşfetmektir.” – Martin Buber

    “Seyahat insanı alçakgönüllü yapar. Size dünyada ne kadar küçük bir yer işgal ettiğinizi gösterir.” – Gustave Flaubert

    Türk seyyah Evliya Çelebi, seyahatleri ile kendisine tarihte önemli bir yer edinmiştir. Kutsal Kitabımız Kur’ân’da seyahat etmekle ilgili çok sayıda ayet vardır. “Yeryüzünde gezip dolaşın…” şeklindeki emirler, kitabın birçok yerinde geçmektedir. Örneğin:

    “Yeryüzünü sizin için kullanışlı hâle getiren O’dur. O hâlde yeryüzünde dolaşınız. Allah’ın rızkından yiyip içiniz. Dönüş yalnız Allah’adır.” (Mülk, 67/15)

    Kutsal Kitabımızda ve Evliya Çelebi’nin hayatında yer aldığı gibi, birçok olumlu örnek olmasına rağmen bizde seyahati zor veya “boş adam işi” olarak değerlendirmek oldukça yaygındır. Bunda toplumsal algılar kadar, ekonomik meselelerin yorumlanışı da etkilidir. Yazlığı, kışlığı, otomobilleri, banka hesaplarında mevduatları olup da sıra yolculuğa çıkmaya gelince üşengeçlik ve çekingenlik mazeretleri ortaya çıkmaktadır. Seyahate çıkmak için belli standartların oluşmasını ve “her şeyin oturmasını” beklemek, bizi yola çıkmaktan alıkoyan en büyük engeldir. Ciddi bir birikimimiz olsun, konforumuz beş yıldıza çıksın, yolculuk ultra lüks olsun, çocuklar büyüsün ve bize ayak bağı olmasın, konaklama imkânları göz kamaştırsın vs. derken, evlerimizde çakılıp kalıyoruz.

    Ufkumuzun açılması, taassup ve önyargılardan arınmamız, bir yere saplanıp kalarak körleşmememiz, bilgimizin ve görgümüzün artması, yanlışlarımızı fark edip doğrularımıza daha güzel sahip çıkabilmemiz için seyahat etmemiz, ama özellikle doğada olmamız şarttır.

    Uzmanlar, kalp rahatsızlıklarının önlenmesi ve sağlıklı bir hayat sürülmesi için düzenli yürüyüş yapılmasını sürekli tavsiye etmektedir. Elbette bir yürüyüş bandı ya da mahalle arasında yapacağınız yürüyüş sizi biraz daha sağlıklı hissettirebilir. Ancak bu yürüyüşü yeşillikler arasında, bilinmeyenlere doğru yapar, hele ki biraz da engelleri aşarak bir hedefe ulaşırsanız; sadece kalbinizi değil, ruhsal ve zihinsel sağlığınızı da korursunuz. Doğada aldığınız oksijen, beyninizin aldığı oksijen oranını artırarak zihinsel keskinliğinizle birlikte düşünce potansiyelinizi de yükseltecektir.

    Doğa içinde yapacağınız yürüyüşler, vücudun keyif verici endorfin hormonu salınımını artırarak hayata gülen gözlerle bakmanızı sağlayacak, hatta yaşlanma sürecini geciktirerek her zaman genç görünemeseniz de genç hissetmenizi sağlayacaktır.

    Her yürüyüşten sonra dayanıklılığınızın arttığını görecek, kendinize daha fazla güveneceksiniz. Geceleri yattığınız yerin konforuna bakmadan kaliteli uyuyacak, sabaha zinde kalkacaksınız.

    Doğal ortamda yetişenleri gördükçe size Allah tarafından sunulan nimetleri sorgulamaya başlayacak, doğallığın tadına varacaksınız. Yaban hayatın içine adımladıkça hayatın basamaklarını öğrenecek ve “nereden nereye” diyerek doğayı keşfettikçe kendinizi de keşfedeceksiniz.

    Kısaca, doğada bulundukça kendinizle, evrenle ve en önemlisi sizi yaratan Allah ile en yakın yerde olduğunuzu hissedeceksiniz.

    Haydi hep beraber; üşengeçliğimizi, çekingenliğimizi bertaraf edip mazeretler üretmeden doğa yürüyüşleri yapalım ve kendimizi, evreni yeniden keşfetmeye başlayalım.