
04 Aralık 2025 Perşembe

Tercüman Gazetesi

EVLİLİKTE YALAN: GERÇEĞİ DEĞİL, İLETİŞİMİ KAYBETMENİN SESSİZ ÇIĞLIĞI

ZÜLFÜ YARE DOKUNMAK: YİTİRDİKLERİMİZ

"Halka Aşkla Hizmetin Adı: Arapgir Modeli" Belediye Başkanı Haluk Cömertoğlu ile Röportaj

KUŞLAR YAĞMURDA DA UÇAR

DURUŞ

İNSANLARA RAĞMEN, İNSANLIK İÇİN

YENİDEN MİLLİ MÜCADELE (ÇAĞRI)

Neden İznik?…

BİR DAMLA KAN, BİN BİR ENDİŞE

Bilgi ve Adalet

KADINIM HAKLARIM VAR

AYNADAKİ LEKE

KAN BAĞIŞI: BİR YAŞAMIN KIRILMA NOKTASINDAKİ KÜÇÜK BİR MUCİZEDİR

SALEBE’NİN HİKÂYESİNİ BİLİYOR MUSUNUZ?

Ne Bu Dünyada Ne De Öteki Dünyada

FATİH'İN VE ATATÜRK'ÜN İZİN VERMEDİĞİ PAPA'YA NEDEN İZİN VERİLİYOR?

VAZO ÖNÜNDE SATILAN ÜRÜNLER SAĞLIKLI MI?

BU DÖNER BAŞKA DÖNER… KİME DÖNER?

ÜÇ SIFIRIN ADALETİ, BİR İNSANIN VİCDANI: Prof. Dr. Ayten Erdoğan Meselesi

YOK DEVE

Milletin Vekili Olmak Cesaret İster

ADIM ADIM İLERLİYOR KÖTÜLÜK

ENGELSİZ ÖZGÜRLER

DİNDARLIK VE AYDINLIK

EĞİTİMDE SOSYAL ADALET

HAK ARAMAK HAKKIMIZ MI?

İNSANLARIN EN İYİ İLACI

GÖNÜLLERİN ANAHTARI; EMPATİ

EVLAD-I FATİHAN ve SELANİKLİ MUSTAFA

Ticareti “Franchise’laştıran AKP

Milletlerin dayandığı temel ilkelerin başında kültür gelir. Kültür vasıtasıyla iletişim kurar; ailevi, ahlaki yaşantımızı düzenler; tabiatla hatta düşmanlarımızla nasıl mücadele edeceğimizi biliriz. Kültüre bağlılık, kısaca dile, ahlaka, örf ve adetlere, tarihe, geleceğe bağlılıktır.
Kafkasya’da 80 yıldan uzun süren Rus egemenliğinden sonra, 1918’de Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti kuruldu. Devlet, 1920’de Sovyet kuvvetleri tarafından tekrar işgal edildi ve 1991’de Sovyetlerin çöküşüne kadar Sovyet egemenliği altında kaldı. Bu tarihten sonra modern Cumhuriyet kuruldu.
Azerbaycan’a Ekim 2024 tarihinde bir gezi gerçekleştirdik. Bu gezide Azerbaycan’ın Bakü, Gence ve Şeki bölgelerindeki kültürel yerleri ziyaret ettik. Tüm gezi boyunca, 2012 yılında Türkiye’de ilk kez bulunarak eğitim kurumlarımızda 6 ay eğitim aldıktan sonra ayrılan bir Azerbaycanlı öğrencinin, kendisine yaptığımız ankette, biz Türkiye’deki Türklere kültürümüz, adet ve geleneklerimiz ile ilgili düşüncelerini samimiyetle yazarak aktarmasını hep düşündüm. Azerbaycanlı öğrenci, anket formuna bize şunları yazmıştı:
“Hepimiz Müslümanız ve Türk’üz. Yaşam, inanç, kültür hemen hemen aynı. Düşünüyorum ki, biz Azerbaycan halkı olarak yıllarca Rusların kontrolünde kaldığımız halde biz, adet ve geleneklerimize siz Türkiye’de yaşayan Türklerden daha bağlıyız. Siz hep Avrupa’ya ve Amerika’ya benzemeye çalışıyorsunuz. Bırakın, onlar size benzesin. Sizin geleneğinize saygı duysunlar.”
Bu Ekim 2024 tarihinde Azerbaycan’a yaptığımız geziden hemen önce Ankara Kızılay’da küçük bir gezinti yapmıştım. Bu gezinti sırasında, öğrencilerin yoğun bulunduğu sokaklardaki dershanelerin, kafelerin, lokantaların ve büfelerin isimleri ile buralarda sunulan hizmetlerin büyük çoğunluğunun yabancı bir dilde, İngilizce olduğunu görmüştüm. Sadece bu yer isimleri değil, gençlerimiz bile yabancı görünümlü kıyafetler içindeydi.
Sonrasında diğer bir gün Bahçelievler, eski 7. Cadde’de bir gezinti yapmıştım. Yine bütün mağaza, dükkân, bakkal, pastane, lokanta, otel gibi yerlerin her şeyi yabancı bir dille, İngilizce adlandırılmıştı. Sadece bu yer isimleri değil, insanlarımız bile yabancı görünümlü kıyafetler içindeydi.
Kendi geçmişimden bu konuda bir örnek verecek olursam; sırf İngilizce’yi daha iyi öğretebilmek için ortak mekânlarda bilinçsizce dinlediğimiz yabancı şarkılar sebebiyle, kendi halk ve sanat müziğimize Türkiye’de yaşayan bir Türk olarak şu anda ne kadar uzak olduğumu görmekten büyük üzüntü duydum.
Türkiye’de hâlâ yukarıdaki örnekler gibi, ortak mekânlarda ağırlıklı olarak yabancı, İngilizce isimler varken ve İngilizce yabancı müzikler çalarken, Azerbaycan’da ortak eğlence yerlerinde ağırlıklı olarak Türkçe isimler bulunmakta ve Azeri milli şarkılar, türküler çalınmaktaydı.
İşte gezi boyunca Azerbaycan’ı ve kültürünü yakından görünce, Azerbaycanlı öğrencinin büyük oranda haklı olduğunu anladım. Ancak biz, Türkiye’nin ve Türk halkının Avrupa’dan çok, özellikle Amerika’nın dil üzerinden bize uyguladığı kültürel işgaline maruz kaldığımızı daha iyi fark ettim.
Sonuçta gördüm ki, Amerika’nın bir ülkeyi kültürel işgal yöntemlerinden sadece birisi olan İngilizce dili bile, Rusların bir ülkeye fiilen yaptığı tüm işgal yöntemlerine göre çok daha etkili ve kalıcı.
Unutulmamalıdır ki, dil sadece üzerinde kelimeleri taşımaz; dil, kendisini kullanan milletin kültürünü ve geleneklerini de üzerinde taşır ve aynı dili kullananlara aktarır. Millî geleneklerimizi ve kültürümüzü geleceğin nesillerine etkili bir şekilde öğretebilmek ve bunları onların hayatlarının temel değerleri olarak yerleştirebilmek maksadıyla Türkiye’deki eğitim sistemimizde Türk dilinin etkin kullanılması yeniden sorgulanmalı ve gerekli ilave tedbirler alınmalıdır. Bu konuda çok kapsamlı ve titiz bir çalışmaya ihtiyaç bulunmaktadır.