Dr. Tuğtigin Şen

Dr. Tuğtigin Şen

04 Aralık 2025 Perşembe

    DİĞER YAZARLARIMIZ

    ÜÇ GÜNDE HAYATI SORGULADIM

    ÜÇ GÜNDE HAYATI SORGULADIM
    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    Farklı ortamlarda yürümek ve seyahat etmek bana her zaman çok şey öğretmiştir. Ancak geçen hafta, üç ayrı günde yaptığım seyahatler ve yürüyüşler, kendimi ve insanlığı çok derin bir şekilde sorgulamama sebep oldu. Bu yazımda sizlere, bu üç gün süren yürüyüş ve seyahatlerim sonucu oluşan sorgulamalarımı ve öğrendiklerimi aktarmaya çalışacağım.

    Geçen hafta, Kuşadası’nda sabah güneşin yeni doğmaya başladığı bir vakitte sahilde yürürken gördüğüm bir yazı beni çok mutlu etti:

    “Sabahın seherinde tatlı bir gülüş, tatlı bir tebessüm ömre bedeldir. Günaydın.”

    Bu yazıyı okuduktan sonra, her gördüğüm insana “günaydın” diyerek sahilde yürüyüşüme devam ettim. Ve günaydın dediğim herkes bana gülümseyerek karşılık verdi. İnanın, o günüm tümüyle mutlu ve tebessüm içinde geçti.

    Aynı gün, aynı sahilin başka bir yerinde, akşam güneş batarken yürürken bir düğün töreninden kalmış bir buket gördüm. Kalp şeklindeki buketin içinden güneşin batışı öyle güzel görünüyordu ki, hiçbir yazı bu manzaradaki güzellikleri ve içerisindeki huzuru anlatamaz.

    Bu kalp şeklindeki buket içinde denizde güneşin batışını izlerken “Keşke bu dünya hep aşk ve sevgi dolu olsa” dedim. İnanın, o gece çok mutlu ve huzurlu bir şekilde uyudum.

    Ertesi gün, memleketim Isparta’ya geldim. Isparta girişinde, il dışından gelen yeni üniversite öğrencileri için yazılmış büyük bir tabela gördüm.

    Tabelada şu yazıyordu:

    “Evinize Hoş Geldiniz.”

    Ve inanın, bu güzel tabelayı görünce sanki ben de yeni bir üniversite öğrencisi olmuşum da “İyi ki Isparta’da üniversite okuyacağım” diye düşündüm. İçimde büyük bir huzur ve mutluluk oluştu.

    Ertesi sabah, yine çok erken saatlerde rahmetli annemin mezarını ziyaret etmek üzere Şehir Mezarlığı’na doğru yürümeye başladım. Bu sefer yolum üzerinde, tamamen çiçekler ve lambalarla süslenmiş, girişinde “Sevgi Yolu” yazılı bir yola rastladım. Büyük bir merakla yolun içinden geçmeye başladım.

    Gerçekten de bu Sevgi Yolu’ndan geçerken, her ne kadar annemin mezarını ziyaret edecek olmanın verdiği derin bir üzüntü içimde olsa da, tüm insanlara karşı içimde büyük bir sevgi ve şefkat oluştuğunu hissettim.

    Yürüyüşümün sonunda Şehir Mezarlığı’na vardım. Rahmetli annemin mezarı karşısına geldiğimde, sanki anneciğimin ruhu bana bakıyor ve bana sevgiyle gülümsüyormuş gibi bir hisse kapıldım.

    Ve anneciğimin ruhu için Allah’ımıza dualar ettikten, derin duygular yaşadıktan sonra mezarın hemen yanında bulunan eski bir mezar taşı dikkatimi çekti. Bu mezarın taşında şu yazılar vardı:

    “Dün ben de senin gibiydim.
    Unutma Hüdayi,
    Yarın sen de benim gibi ölürsün.
    Oku bir Fatiha’yı.”

    İşte anneciğimin mezarı başında yaşadığım bu derin duygular ve bu eski mezarın taşındaki yazılar, hayatı bir anda farklı açılardan sorgulamama neden oldu. Beynimde binlerce farklı soru belirdi.

    Peki bizler, bu geçici dünyada bizlere bu hayatı yaşatan Allah’ımıza öbür dünya için hesap vermeye hazır mıyız? Öbür dünyamız için planlamalar ve çalışmalar yapıyor muyuz?

    Peki bizler, hâlen yaşadığımız bu dünya hayatı için Charlie Chaplin’in aşağıdaki sözlerinden ne anlıyoruz, bu hayat için ne planlamalar ve çalışmalar yapıyoruz?

    “Bu dünyada hiçbir şey kalıcı değil. Hatta sorunlarımız bile.
    Hayatta en çok boşa harcanan gün, gülmediğiniz gündür.”

    Bir anda atalarımızın şu sözleri zihnimde çınladı. Acaba bizlere ne mesaj vermek istemişlerdi?

    “Hiç ölmeyecekmiş gibi dünyaya,
    Yarın ölecekmiş gibi ahirete çalışın.”

    Ben geçen hafta yaptığım bu üç günlük seyahat ve yürüyüşlerden şunu öğrendim: İnsanların bu dünyada yapacağı en güzel çalışma ve planlar, sevgi, saygı, mutluluk ve sağlıkla geçirecekleri ömür için olmalıdır. Öbür dünyamız için bu dünyada yapacağımız en büyük plan ise, Allah’ımıza hayırlı bir kul ve insanlığa mutluluk ile sevgi verecek bir birey olabilmektir.

    Sözün özü:

    Her insan, Allah tarafından kendisine verilen zamanın pilotudur. Hepimiz bu dünyadan geçen birer turistiz.