
09 Eylül 2025 Salı

Tercüman Gazetesi

EVLİLİKTE YALAN: GERÇEĞİ DEĞİL, İLETİŞİMİ KAYBETMENİN SESSİZ ÇIĞLIĞI

ZÜLFÜ YARE DOKUNMAK: YİTİRDİKLERİMİZ

"Halka Aşkla Hizmetin Adı: Arapgir Modeli" Belediye Başkanı Haluk Cömertoğlu ile Röportaj

KUŞLAR YAĞMURDA DA UÇAR

DURUŞ

İNSANLARA RAĞMEN, İNSANLIK İÇİN

YENİDEN MİLLİ MÜCADELE (ÇAĞRI)

Neden İznik?…

BİR DAMLA KAN, BİN BİR ENDİŞE

Bilgi ve Adalet

KADINIM HAKLARIM VAR

AYNADAKİ LEKE

KAN BAĞIŞI: BİR YAŞAMIN KIRILMA NOKTASINDAKİ KÜÇÜK BİR MUCİZEDİR

SALEBE’NİN HİKÂYESİNİ BİLİYOR MUSUNUZ?

Ne Bu Dünyada Ne De Öteki Dünyada

FATİH'İN VE ATATÜRK'ÜN İZİN VERMEDİĞİ PAPA'YA NEDEN İZİN VERİLİYOR?

VAZO ÖNÜNDE SATILAN ÜRÜNLER SAĞLIKLI MI?

BU DÖNER BAŞKA DÖNER… KİME DÖNER?

ÜÇ SIFIRIN ADALETİ, BİR İNSANIN VİCDANI: Prof. Dr. Ayten Erdoğan Meselesi

YOK DEVE

Milletin Vekili Olmak Cesaret İster

ADIM ADIM İLERLİYOR KÖTÜLÜK

ENGELSİZ ÖZGÜRLER

DİNDARLIK VE AYDINLIK

EĞİTİMDE SOSYAL ADALET

HAK ARAMAK HAKKIMIZ MI?

İNSANLARIN EN İYİ İLACI

GÖNÜLLERİN ANAHTARI; EMPATİ

EVLAD-I FATİHAN ve SELANİKLİ MUSTAFA

Ticareti “Franchise’laştıran AKP

Hükümet içinde Türk düşmanları kamufle olmuş, ince ince icraatlarını yaptırıyorlar. Bu Türk düşmanları, son 22 yılda neler kaybettirmiş, bir bakalım.
TC ibaresinin ve Atatürk silüetinin kaldırıldığı devlet nişanı ile ilgili sorulan soruya AK Parti Sözcüsü ve Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, “daha önce yapılan bir şey ömür boyu kalmak zorunda mı” dedi. Ve böylelikle Devlet nişanelerinden T.C ve Atatürk silüeti kaldırıldı.
Bankalardan, Üniversitelerden, Bakanlıklardan Askeri birliklerinden T.C ibaresi kaldırıldı. Bunlarla yetinilmedi, Kızılay sodalarında Türk Kızılayı yazarken, yine onların rahatsızlıkları yüzünden Türk ismi kaldırıldı. Soda sadece Kızılay olarak yoluna devam ediyor.
Andımızın kaldırılması. “Türküm doğruyum çalışkanım” demek yine birilerini rahatsız etmiş. Oysa Gazi Mustafa Kemal Atatürk, etnik kökeni ne olursa olsun bu topraklarda yaşayan herkesin Türk olduğunu belirtmiştir. Bugün Amerika’da spor başta olmak üzere hemen hemen tüm film sektörü kendi ülkesinin ırkı değil, ama kendi vatandaşı olduklarını kabullenmişlerdir. Bizde ise bölücü kafalar birbirimizi bölerler. Bugün topraklarımızda kardeşçe yaşadığımız, aynı bayrak altında yaşadığımız, aynı kimlikleri taşıdığımız Kürt, Boşnak, Çerkes, Arap hatta Ermeni olsun, hepimiz Türk vatandaşıyız. Öncelik her daim vatanın birlik ve beraberliği dir. Yani Andımız hepimiz içindi. Ama bunu çarptırıp okullardan kaldırdılar.
Mülteci akını: Avrupa Birliği ile nasıl bir anlaşma yapılmışsa, ülkemize 13 milyon mülteci ellerini kollarını sallayarak istedikleri gibi girip çıkıyor. Ülkemizde Başbakanlık yapmış, Meclis Başkanlığı yapmış Binali Yıldırım, mülteciler için şöyle talihsiz bir açıklama yapmıştır: “3,5 milyon mülteciyi ağırlıyor, her türlü ihtiyaçlarını karşılıyoruz ve onların Avrupa’ya gelmesinin bir anlamda önüne geçiyoruz. Bunu yaparken terör örgütlerinin Avrupa’ya yayılmasının da önüne geçiyoruz.” Yani adama sormazlar mı sen Avrupanın koruyucumususun? Bizene onlardan, yani terör örgütü mensupları ülkemizde mi kalsın? Bu mülteciler gelirken ne demişlerdi: ensar, din kardeşlerimiz ve ümmet birliği. Savundukları o mültecilerden birçoğu ya milletimizin canına ya da namusuna kast etmişti. Onlara hastanelerde öncelik verilmesi, hesaplarına maaş yatırılmaları hatta dokunulmazlık verilmesi, dükkan açtırarak vergi alınmaması Türk milletini çıldırmıştır. Arapların ve Afganların ülkemizi bu şekilde istilası Türk milletinin kültürünü ve demografik yapısını bozma niyetini gösterir. Hükümet kanadından sessiz bir izin verilme söz konusu oluşturulmuştur, vatandaşa başınızın çaresine bakın, bunlarla yaşayın diktasıyla karşı karşıya kalmışızdır.
Başkanlık sistemine geçiş. “Ne diyordu Sayın Erdoğan, ‘Bu kardeşinize yetkiyi verin. Ha ondan sonra şu faizle, dövizle, bunla şunla nasıl uğraşılır göreceksiniz.’ Yetkiyi aldı ve Türkiye Cumhuriyeti’nde tarihi çöküş başladı. 2018’de 5.29 olan dolar kuru bugün 32.50 TL. 31 Mayıs 2018’de aldığı kararla politika faizini yüzde 8’den yüzde 16,5’e çıkarmıştı. Şimdi ise yüzde 50 seviyesinde. ‘Benim alanım ekonomi, ben ekonomistim’ diyerek Türkiye’yi 2022 yılına yeni bir ekonomi modeliyle sokan Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “faiz sebep, enflasyon neticedir” teziyle 1,5 yıldır uyguladığı politikadan vazgeçti.
Erdoğan, ekonomistlerden “faiz sebep, enflasyon neticedir” tezine gelen eleştirilere o dönem “Bu görevde olduğum sürece faizle mücadelemi sonuna kadar sürdüreceğim. Bu konuda nas ortada. Nas ortada olduğuna göre sana, bana ne oluyor?” diye cevaplamıştı.
Eleştirilerin devam etmesi üzerine Erdoğan bir kez daha dini referanslar vererek şöyle demişti: “Neymiş efendim? Faizleri düşürüyormuşuz. Benden başka bir şey beklemeyin. Bir Müslüman olarak naslar neyi gerektiriyorsa onu yapmaya devam edeceğim. Elhamdülillah biz doğru yoldayız. Çünkü faiz, zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapar hükmü bize öyle sıradan gelen bir hüküm değil.” Netice itibariyle faiz yüzde 50 bandında.
Türkiye’de halen kullanımdaki en yüksek banknot olan 200 TL, 1 Ocak 2009’da kullanılmaya başlandı. 200 TL kullanıma girdiğinde Merkez Bankası kuruna göre 2 Ocak 2009’da 132 dolar (tam olarak 131,6) yapıyordu. Bugün günümüzde 6 dolar yapıyor.
Yabancılara toprak satışı ve emlak karşılığında vatandaşlık verilmesi. Kişi başına 2,5 hektardan 30 hektara çıkarılmış, “ülke menfaatlerinin gerektirdiği hallerde” Bakanlar Kurulu bu miktarı 60 hektara çıkarabilmeye yetkili kılınmıştır. Yabancıya toprak satmak ülke menfaatine nasıl faydalı olabilir böyle bir madde nasıl olur?
El değişen belediyeliklerde inanılmaz borçlar ve müsriflikler. Yani Hükümetin bu belediyeleri kontrol etmemeleri, laçka bir yönetim sunmaları, vatandaşın hak ettiği hizmeti alamaması, partili ve yandaşların hep kazanmasını, lüks ciplere binmelerini, ultra lüks villalarda oturmalarını açıkça göstermiştir. Hükümet partisinin Belediyelerinde yasal izinsiz vergisiz mültecilere verilen dükkan açma izniyle de Türk esnafı zor durumu düşürülmüştür. Nasıl geçineceksen geçin, bizene anlayışı sergilenmiştir.
Emekli maaşlarını düşük tutma sebepleri. Türk halkını yoksullaştırarak alım gücünü düşürmüşlerdir. Dünya tarihinde belki de ilk kez, ev kiraları emekli maaşlarının üzerindedir. Yalancı TÜİK verileriyle yalan enflasyon açıklanmış, market, kasap ve ekmek fiyatları aşırı şekilde zamlanarak fahiş fiyatlara satılmaktadır. Kendi atadıkları memur kısmına hem altı aylık enflasyon zammı hem de seyyanen zam yaparak ülke içinde ayrımcılık yapmışlardır.
Benzin fiyatlarını brent petrol varili 90 dolar seviyelerinde olmasına rağmen (Yani 2021 yılındaki fiyatıyla aynı o zaman benzin mazot 8-8,5 TL civarlarındaydı) Şimdi ise benzin 44, mazot ise 42 TL’den satılmaktadır. Peki ne değişti de bu kadar zamlandı? Ya et fiyatları yurt dışından 3 dolara gelen et burada 600 TL’den başlıyor. Peki bu aradaki farkı hangi yandaş kazanıyor, bilen yok mu? İşte Türk halkına nasıl ki incir, Antep fıstığı, fındık kaliteli baklava fiyatlarından dolayı yedirtmiyorlarsa şimdi de et kıyma yedirmeme peşindeler.
Daha çok yazılacak var ama dostlar, Hükümet içinde Türk halkının aleyhine çalışanların gün yüzüne çıkması gerekli olduğu kanısındayım. Ve bize ait olmayan kanun maddeleri geçirilmemesi taraftarıyım. Milletvekilleri 140 bin maaş alırken aylık vatandaş yıllık 120 bin alıyor. Dünyada böyle bir sistem yok. Kantinde yavrularımıza 35 TL’ye tost satılırken 28 TL’ye milletvekillerimiz pirzola yiyorlar. Milletvekillerinin yedi sülalesine yeşil pasaport verilirken bizler vize alabilmek için binlerce lira ödüyoruz. Yine Milletvekillerinin yedi sülalesine yeşil kart dağıtılmış, hastanelerde istedikleri gibi tedavi olurken vatandaşımız randevu alamıyor. İşte bu ayrımcılıklar, Hükümet tarafından Türk halkına verilen değeri gösteriyor aslında. Velhasıl, Milli bayramları coşkusuz kutlayan, Camileri de siyaset alanına çeviren bu iki kavramdan da halkımız soğutan Anayasa maddelerinden ilk 4 madde değişir diyenlere, İslamı Şeyhler, Şıhlar yönetimi zannedenlere, Atatürk düşmanı kamufle olmuş, yani Hükümet içine gizlenmiş Türk ve İslam düşmanları olduğunu görüyorum. Dahada uyanık olalım, yani UYAN TÜRK diyerek yazımı noktalıyorum, saygılarımla…
Murat GÜLŞAN