Sizlerden Gelenler

Sizlerden Gelenler

09 Eylül 2025 Salı

    DİĞER YAZARLARIMIZ

    TÜRKİYELİYİM OYUNU

    TÜRKİYELİYİM OYUNU
    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    Son günlerde, daha önce yandaş kanallarda dillendirilen “Türkiyeliyim” lafı hükümet tarafından da destek görünce, ben “Türkiyeliyim” ifadesini kullanmaya başladılar. Yıllar önce katıldığı bir programda ‘Ben Türkiyeliyim. Türkiye milliyetçisiyim’ dediği ortaya çıkan Oktay Kaynarca ve geçmiş zamanda 30 Ağustos’u büyük Türk Milleti diyemeden “Türkiyelilerin bayramı” diye kutlayan İYİ Parti milletvekili Buğra Kavuncu gibi örnekler vardır. Hatırlarsanız, hükümet bakanları ve milletvekilleri Türklük hakkında her biri meydanlara ve ekranlara çıkarak Türk olmadıklarını, Türk diye bir ırk olmadığını bile söyleyen vekiller vardı. AKP Milletvekili Yasin Aktay, bir konuşmasında “Türk diye bir ırk yoktur” demiştir. “Türklüğümün bir faydasını göremedim” diyen başka bir vekil ve hatta gol kralı, şimdilerin FETÖ firarisi Hakan Şükür bile liderine yaranmak için “ben zaten Türk değilim” demişti. Ardından, TC’ler, Andımız, hatta Kızılay sodasından bile Türk ismi kaldırılmıştı. Şimdi ise “Türkiyeliyim” diyen yalakalar türemeye başladı. Galiba bu kavramı ortaya atanlar yine bir şeylerin hazırlığı içindeler. Halbuki anayasamızın 54. maddesinde, “Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür” der.

    Tanıl Bora’nın “Demirel” adlı son kitabında, Demirel’in 1970’lerde Ecevit’le ve 1990’larda da Çiller ile tutuştuğu Türkiyelilik kavgası şöyle anlatılıyor:
    “1970’ler, Demirel’in milliyetçilik damarının kabardığı yıllardır. Bilhassa 1970’lerin ikinci yarısında ondaki ‘Türk’ vurgusunun arttığı, konuşmalarında pan-Türkist temalara daha fazla yer verdiği görülür. O dönemde Ecevit’in bir konuşmasında ‘Türkiyeliyim’ demesi üzerine Demirel, onun ‘Türküm demek varken Türkiyeliyim icadı yapmasına’ köpürür. 1977 yılında ise, bir başka vesileyle, Türkiyelilik kavramına ateş püskürür:
    “Bu memleketin ekmeğini yiyeceksiniz, kendinizi mensup olduğunuz milletle değil, mensup olduğunuz coğrafya ile tayin edeceksiniz. O coğrafya da sizin değildir. ‘Türkiyeliyim’ diyenin Türkiye’de hakkı yoktur. ‘Türküm’ diyenin Türkiye’de hakkı vardır.” (s. 264)

    Geçmişte Melih Aşık köşesinde şunları yazmıştır: “Gazeteci Banu Avar geçmişte Fransa’nın ünlü siyasetçilerinden Patrick Devedjian ile bir mülakat yapmış. Aralarında şöyle bir konuşma geçmiş:
    ‘Siz bir Ermeni olarak 1915 olayları hakkında ne düşünüyorsunuz?’
    ‘Ben Ermeni değil, Fransız’ım.’
    ‘Ama siz Ermeni kökenlisiniz.’
    ‘Burası bir ulus-devlet ve ben de Fransız yurttaşıyım. Yani Fransız’ım.’

    Bugün Fransa milli takımına bakın, neredeyse tamamı siyahi oyuncu, yani Afrikalı. Ama onlar Fransız bayraklı formalarını öpüyorlar ve ‘Biz Fransızız’ diyorlar.

    Tarihçimiz İlber Ortaylı da konu ile ilgili şu açıklamayı yapmıştır:
    “İsteyen Türk olur, istemeyen olmaz. Memleketin adı Türkiye olur. Fransa’nın Fransa olması gibi. Basklar İspanya’da tabii ki çok milliyetçiler ama aynı Basklar Fransa’da hiç umurlarında değildir. Bu da Türkiye’dir. Üzerinde oynama hakkın yok. Beni zedelemeye hakkın yok. Senin yüzünden ‘Türkiyeli’ gibi bir tabire giremem. İstemiyorsan isteme. Senin beni kendi çamaşırın içine koyma hakkın yok. Bendeniz Türkiyeli değilim. Türkiye’yi çok seviyorum. Ecnebi olsaydım Türkolog olurdum. Şu anda ben Türk’üm. Bunu böyle biliyorum. Bu bir mirastır. Bunu benimsersin, devam ettirirsin, o şekilde ölürsün. Çok mükemmel Fransızca konuşabilirsin, olabilir dünyanın her yerinde ‘Mösyö Türk’sün’. Bir kavramı ortaya attığınız zaman tercüme etmelisiniz. Tercümeniz hiçbir şey ifade etmez. Tarih, coğrafya bilmezler. Çok zekidir, fizik okuyorlardır, yazılımcıdır. Giderler Amerika’ya. Amerika bir memleket. Keşfedenin bilgisi yoktu. Oraya gelenler WASP’tır. Koca memlekette ne kadar kalabalık bir İspanyol var. Biz hiç ‘İspanyol Amerikalıyız’ deniyor mu?”

    Şair-yazar İsmet Özel de bir röportajda bu kavramı çok güzel açıklamıştır:
    “Türkiye diye bir yerin olabilmesi için Türk’e ihtiyaç var. Yaşadığım, egemen olduğum topraklara ben Türk’sem Türkiye denir. ‘Ben Türkiyeliyim, ama Türk değilim.’ Bunu ancak gayrimüslimler söyleyebilir. Müslümanların ‘Türkiyeliyim’ demeleri saçma. Bir Müslüman’ın ‘Türkiyeliyim’ demesinin bu topraklarla kendisi arasına bir mesafe koymasından başka bir anlamı olamaz. Herkes ‘Türkiyeliyim’ dediğinde Türkleri nereye koyacaksın? Yok eğer burada Türkler zaten marjinal bir unsur ise niye Türkiye lafını, Türkiyeli lafını kullanalım? ‘Türkiyeli’ yerine pekala ‘Küçük Asyalı’ da denilebilir. ‘Türkiyelilik’, Türk’ü Türkiye’den kovmaya, silmeye yönelik bir anlayışın, söylemin önerisi.”

    İşte bu sebeple Türkiyelilik kavramı bölünme kavramıdır. Sakın ha sakın “Türkiyeli” değil, Türküz. Dolayısıyla Kürdü, Lazı, Çerkezi, Boşnağı ile biz Türk milletiyiz. Ben ayırmıyorum; bayrağıma, vatanıma sahip çıkan ve benim gibi seven, etnik kökenine bakmaksızın herkes benim milletimdir. Bölünmeden ülkemizi tüm vatandaşlarımızla birlikte daha refah seviyelere götürmek ümidiyle: YAŞASIN TÜRKİYE CUMHURİYETİ, VAR OLSUN TÜRK MİLLETİ diyorum.
    Saygılarımla,
    Murat Gülşan