
09 Eylül 2025 Salı

Tercüman Gazetesi

EVLİLİKTE YALAN: GERÇEĞİ DEĞİL, İLETİŞİMİ KAYBETMENİN SESSİZ ÇIĞLIĞI

ZÜLFÜ YARE DOKUNMAK: YİTİRDİKLERİMİZ

"Halka Aşkla Hizmetin Adı: Arapgir Modeli" Belediye Başkanı Haluk Cömertoğlu ile Röportaj

KUŞLAR YAĞMURDA DA UÇAR

DURUŞ

İNSANLARA RAĞMEN, İNSANLIK İÇİN

YENİDEN MİLLİ MÜCADELE (ÇAĞRI)

Neden İznik?…

BİR DAMLA KAN, BİN BİR ENDİŞE

Bilgi ve Adalet

KADINIM HAKLARIM VAR

AYNADAKİ LEKE

KAN BAĞIŞI: BİR YAŞAMIN KIRILMA NOKTASINDAKİ KÜÇÜK BİR MUCİZEDİR

SALEBE’NİN HİKÂYESİNİ BİLİYOR MUSUNUZ?

Ne Bu Dünyada Ne De Öteki Dünyada

FATİH'İN VE ATATÜRK'ÜN İZİN VERMEDİĞİ PAPA'YA NEDEN İZİN VERİLİYOR?

VAZO ÖNÜNDE SATILAN ÜRÜNLER SAĞLIKLI MI?

BU DÖNER BAŞKA DÖNER… KİME DÖNER?

ÜÇ SIFIRIN ADALETİ, BİR İNSANIN VİCDANI: Prof. Dr. Ayten Erdoğan Meselesi

YOK DEVE

Milletin Vekili Olmak Cesaret İster

ADIM ADIM İLERLİYOR KÖTÜLÜK

ENGELSİZ ÖZGÜRLER

DİNDARLIK VE AYDINLIK

EĞİTİMDE SOSYAL ADALET

HAK ARAMAK HAKKIMIZ MI?

İNSANLARIN EN İYİ İLACI

GÖNÜLLERİN ANAHTARI; EMPATİ

EVLAD-I FATİHAN ve SELANİKLİ MUSTAFA

Ticareti “Franchise’laştıran AKP

Ramazan Müslümanı olmadığım gibi, 30 Ağustos Cumhuriyetçisi de değilim çok şükür.
Müslümanlığın son tahlilde ahlâk ve adalet, cumhuriyetin de temel gayesinin bağımsızlık, demokrasi olduğunun bilinciyle;
Anadolu’nun işgaline hayatları pahasına direnen Kurtuluş Savaşımız’ın şanlı kahramanlarını minnetle anıyorum. Rahmet olsun hepsine!
Ölümü hiçe sayıp bu toprak parçasını bizlere vatan kılan o aziz ecdadın emanetinin bugünkü ahvâline dair utancımı da şuraya iliştirmek isterim.
Onlar ölüme meydan okudular, bizler hayat konforumuzu bozmadık.
Onlar aç biilaç cephedeydiler, bizler menfaatlerimizin menzilinde boğulduk.
Onlar “Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli” dediler, bizler mabedi siyasi propaganda üssü yaptık.
Onlar “Müslüman kadınların çarşaflarını yırtarken küffar, cuma namazı farz değildir” dediler, bizler başörtüsünü yasakladık, çıplak arama utancına imza attık, Cumartesi Annelerini ağlattık.
Onlar “Sınır namustur” dediler, bizler sınırlarımızı ne idüğü belirsizlere açtık.
Onlar “Geldikleri gibi gidecekler” dediler, bizler dünyanın azılı katillerine, uyuşturucu baronlarına vatandaşlık verdik.
Onlar “Ya istiklal ya ölüm”e inandılar, bizler tek adamın iki dudağı arasından çıkana ülkeyi teslim ettik.
Onlara karşı yüzümüz yerde, utancımız kaçınılmaz. Affa layık mıyız, onu da bilmiyoruz. Affederler mi, emin değilim…
Rahmet ve minnetle…!
PRİMİTİF MİLLİYETÇİLİK
Milliyetçilik bu topraklarda tarihsel kökleri olan ciddi bir ideolojik tutumdur!
Ancak primitif milliyetçilik öyle değil. İlkeldir, köksüzdür, teorik bir altyapısı yoktur. Konjonktürel olup karşıtının yükselişiyle yükselir veya karşıtının düşüşüyle kan kaybeder.
Kürt ve Türk milliyetçileri içinde işte bu primitif hâli benimseyen ergen kafalı insanlara dikkat edin; Türk’e nispet ediyorsa kökeni ya Balkan ya da Kafkas coğrafyasıdır.
Kürt’e nispet ediyorsa, iki kuşak gerisi Ermenidir!
Düşünce dünyamda, Ermeniler ya da göçmenler (Balkan ve Kafkas) ile sorunum yok. Bilakis, sevdiğim, muhabbetim olan halklardır. Ancak kökenini inkâr edip Ermenilikten Kürt milliyetçiliğine, Balkan/Kafkas göçmenliğinden Türk milliyetçiliğine “en çok sesi çıkan” kadrosundan dâhil olmaları anlaşılır gibi değil…
Gerçek milliyetçiler sanırım bunu kabul edecektir, primitif milliyetçiler de itiraz edecektir.