
09 Eylül 2025 Salı

Tercüman Gazetesi

EVLİLİKTE YALAN: GERÇEĞİ DEĞİL, İLETİŞİMİ KAYBETMENİN SESSİZ ÇIĞLIĞI

ZÜLFÜ YARE DOKUNMAK: YİTİRDİKLERİMİZ

"Halka Aşkla Hizmetin Adı: Arapgir Modeli" Belediye Başkanı Haluk Cömertoğlu ile Röportaj

KUŞLAR YAĞMURDA DA UÇAR

DURUŞ

İNSANLARA RAĞMEN, İNSANLIK İÇİN

YENİDEN MİLLİ MÜCADELE (ÇAĞRI)

Neden İznik?…

BİR DAMLA KAN, BİN BİR ENDİŞE

Bilgi ve Adalet

KADINIM HAKLARIM VAR

AYNADAKİ LEKE

KAN BAĞIŞI: BİR YAŞAMIN KIRILMA NOKTASINDAKİ KÜÇÜK BİR MUCİZEDİR

SALEBE’NİN HİKÂYESİNİ BİLİYOR MUSUNUZ?

Ne Bu Dünyada Ne De Öteki Dünyada

FATİH'İN VE ATATÜRK'ÜN İZİN VERMEDİĞİ PAPA'YA NEDEN İZİN VERİLİYOR?

VAZO ÖNÜNDE SATILAN ÜRÜNLER SAĞLIKLI MI?

BU DÖNER BAŞKA DÖNER… KİME DÖNER?

ÜÇ SIFIRIN ADALETİ, BİR İNSANIN VİCDANI: Prof. Dr. Ayten Erdoğan Meselesi

YOK DEVE

Milletin Vekili Olmak Cesaret İster

ADIM ADIM İLERLİYOR KÖTÜLÜK

ENGELSİZ ÖZGÜRLER

DİNDARLIK VE AYDINLIK

EĞİTİMDE SOSYAL ADALET

HAK ARAMAK HAKKIMIZ MI?

İNSANLARIN EN İYİ İLACI

GÖNÜLLERİN ANAHTARI; EMPATİ

EVLAD-I FATİHAN ve SELANİKLİ MUSTAFA

Ticareti “Franchise’laştıran AKP

Kürt kimliğini merkeze alan oluşumların legal siyasetteki sürecine baktığımızda, muhakkak arkasında terörle bağlantılı yapıların varlığını görüyoruz.
Aslında buna, Kürt kimliği üzerinden, legal görünümlü siyasal partilerin, görünmeyen illegal yüzü de diyebiliriz.
Elbette bu bir zamanlar daha kullanışlı olan bir yöntemdi.
Ama zamanla gördüğümüz gerçek, legal alanda Kürtleri temsil eden bir yapılanmanın olmayışıdır.
Sözünü etmek istediğim, legal görünümlü Kürt siyasi partileri olan HEP, DEP, HDP, Yeşil Sol Parti ve güncellenen adıyla DEM Parti’dir.
Yıllardır bu partiler legal alanda barış, kardeşlik ve demokrasi için siyaset yaptıklarını söylediler/söylüyorlar.
Kürt etnik kimliği üzerinden temel hak ve özgürlükleri savunduklarını iddia ettiler/ediyorlar.
Oysa savundukları değerlerle birlikte; kan, gözyaşı ve dağlara kaçırılan çocuklar her zaman hayatımızın kanayan yaraları oldu.
Bugün dahi Diyarbakır’da eski adıyla HDP, yeni ismiyle DEM Parti binasının önünde, yaz-kış demeden evlatlarını geri isteyen annelerin nöbet tuttuklarını görüyoruz.
Ve bu anneler üstelik Kürt anaları!
Ne tuhaf değil mi?
Anneler evlatlarını hem PKK’dan hem de DEM Partililerden istiyorlar.
Doğrudan legal siyaset yaptığını iddia eden DEM Partililerden istiyorlar.
Bu örnek bile meşru siyaset yaptığını ileri süren bir partinin, PKK’yla direkt bağlantısı olduğunu gösteriyor.
Sizce, DEM Parti’nin, PKK’nın sözcüsü olduğunu söylemek doğru değil mi?
Vatandaş olan Kürt, vatandaşlığı kabul etmeyen, kendi insanından evladını geri istiyor.
Halkım adına demokratik siyaset yapıyorum diyenlerin, bu sloganla siyasete adım atanların, siyasetçi görüntüsü sergileyerek, dağlara insan göndermesi; çocuk katili PKK’ya adam devşirmeleri… hangi vicdana sığabilir ki?
Bu da yetmezmiş gibi, yönettikleri belediyelerin araçlarıyla Kürt gençlerine hendekler kazdırtıp, onları ölmeleri için sahaya sürmeleri…
Hangi birini sayayım..!
Sayfalar yetmez örnekleri sıralamaya…
Haber sayfalarını karıştırıyordum.
Gözümden kaçmış olan bir habere takıldı gözlerim.
Bunun için yazmak istedim.
Düşüncemi anlatayım derken, efkârıma engel olamayıp, konuyu biraz uzattığımın farkındayım!
Basına yansıyan habere göre, Diyarbakır’ı kazanan DEM Parti yönetimi, Kürtçe tabela kullanmak isteyen esnafa vergi indirimi yapmaya hazırlanıyormuş.
DEM Partili belediye eş başkanları Ayşe Serra ve Bucak Küçük, “İş yerlerinde Kürtçe isimleri tercih edecek olan işletme sahiplerine, vergi indirimi uygulayacaklarmış. Bu coğrafyanın zenginliği olan Kürtçenin yaşaması için bu uygulamayı pozitif bir ayrımcılık olarak görüyorlarmış.”
Eş başkanların bu sözlerinde ve düşüncelerinde dikkatimi çeken iki mesele oldu.
Birincisi, bu coğrafya demekle acaba neyi ima etmeye çalışıyorlar?
Benim bildiğim kadarıyla Diyarbakır, Türkiye coğrafyasının bir parçası.
İkincisi, pozitif ayrımcılık vurgusu.
İyi de; Türkiye’nin Diyarbakır ili dahil olmak üzere diğer tüm illerinde Türkçe tabela kullanan esnaflar, sözüm ona negatif ayrımcılığa mı tabi tutuluyorlar?
Şimdiye kadar, diğer politikacıların ve Türkiye’nin her bölgesinde yaşayan esnafların aklına bu düşüncenin gelmeyişi acaba sizler kadar öngörülü olmadıklarından mı kaynaklanıyor?
DEM Parti’nin bu düşüncesine güleyim mi, ağlayayım mı…?
Her şeyden önce bir dilin yaşatılmasıyla, vergi indirimi arasındaki bağlantıyı kuramıyorum.
Bir esnaf acaba tabela vergisine göre mi bir şeyi tercih eder?
Bunların hepsi bahane.
DEM Parti’nin yapmak istediği şey, toplumsal kutuplaşmayı yaygınlaştırmaktır.
Bunun için her yolu deniyor.
Her iki eş başkanın aktarmış olduğu sözlerin satır aralarında, bu maksat ve mesaj çok açık bir şekilde anlaşılabiliyor.
DEM Parti yetkilileri eğer gerçekten Kürtleri bu kadar düşünüyorlarsa, ilk önce Kürt insanlarının tümüyle yüzleşebilme cesaretini göstersinler.
Zaten bunu yapmadıkları için, Kürt halkının içinde marjinal bir partiye dönüştüler.
Lafı fazla uzatmadan, son olarak şunu söylemek istiyorum:
Bugün herkesin şahit olduğu gibi, Kürtler her insanın doğal olarak arzuladığı gibi, huzur istiyor!
Kürtler, Türkiye Cumhuriyeti’nin birer yurttaşı olarak, sağlıklı ve mutlu bir hayat yaşamak istiyor.
Artık, Kürtler silahla, demokrasinin bir arada olamayacağını biliyorlar.
Bu nedenle Kürtler, Türkiye’de; Türkiyeli olarak, ölmeden, evlat nöbeti beklemeden, terör tehdidinden uzak bir şekilde, Türkiyeli olarak yaşamak istiyor!
Heybet AKDOĞAN