Sizlerden Gelenler

Sizlerden Gelenler

09 Eylül 2025 Salı

    DİĞER YAZARLARIMIZ

    21 Ekim Sabahı.

    21 Ekim Sabahı.
    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL


    Gün henüz ışırken,
    hafif bir sis tüm kenti sarıyordu.
    Uykuyla uyanıklık arasında
    içimde bir huzursuzluk geziniyordu:
    anlamlandıramadığım, köklü bir yorgunluk.

    İçimde iki ayrı dünya var sanki;
    birbirinden uzaklaşıp,
    sonra yeniden birleşmeye çalışan…
    Bir yanım yanıp tutuşarak konuşmak,
    sesimi duyurmak istiyor;
    öteki yanım,
    sessizliğin güvenli sığınağında kalmak.

    Birileriyle konuşmak istiyorum,
    içimi dökmek…
    Ama her kelime fazlalık,
    her cümle gereksiz bir yük gibi.

    Arkadaşlarımı aramak istiyorum,
    her zamanki gibi onları dinlemek.
    Ama uzaktan bakınca,
    ortak bir paydamız kalmamış gibi.
    Hızlı akan hayatları,
    planları, neşeleri arasında
    bir gölge gibi kalıyorum.

    Sanki yalnızca ben,
    aynı yerde takılıp kalmışım.
    Onlar başka yönlere savrulurken,
    ben durgun bir göl gibi…
    Hayatın kıyısında bir şeyleri kaçırarak bekliyorum.

    Salakça geliyor belki —
    ama bu sıkıntı…
    içimde öyle köklü ki,
    söküp atmak mümkün değil.
    Bu uzaklığı ben seçtim.
    Ama şimdi,
    taş kesilmiş ruhum
    bu yükü neden sırtlandığını unutmuş gibi.

    İki hafta sonra 17 sona erecek.
    20’ye adım adım yaklaşırken,
    o eski kaygısızlığı özlüyorum.

    Hep bir şeyler yarım kalmış gibi yaşamak…
    Geçen zamanın boşluğu,
    içime ağır bir taş gibi oturuyor.
    Geçmişle gelecek arasında sıkışmışım.
    Geçen senenin umutlarına,
    bugün yetişememiş gibiyim.

    “Her şey böyle iyi gitseydi geçen sene,” diyorum,
    “belki içimde bu burukluk olmazdı.”
    Ama nafile…
    Her geçen gün,
    bir başkasını beklemekle geçiyor sanki.

    Beynimde düşünceler dönüyor.
    Her biri ağır.
    Her biri karanlık.

    İçimdeki o boğucu boşluk,
    kelimelere dökülemeyen bir yalnızlık.
    Nereye gidiyorum, bilmiyorum.

    Ama bu sabahın puslu havasında
    devam edebilmek için sadece umut etmek gerek.
    Belki bir gün,
    bu kaybolmuş zamanlar anlam bulur.

    Bugünün sıkıntısı huzura,
    bu arayış ise içimde sönmeyen bir ışığa dönüşür.
    Ama o güne kadar…
    her şey biraz daha beklemek zorunda.