
09 Eylül 2025 Salı

Tercüman Gazetesi

EVLİLİKTE YALAN: GERÇEĞİ DEĞİL, İLETİŞİMİ KAYBETMENİN SESSİZ ÇIĞLIĞI

ZÜLFÜ YARE DOKUNMAK: YİTİRDİKLERİMİZ

"Halka Aşkla Hizmetin Adı: Arapgir Modeli" Belediye Başkanı Haluk Cömertoğlu ile Röportaj

KUŞLAR YAĞMURDA DA UÇAR

DURUŞ

İNSANLARA RAĞMEN, İNSANLIK İÇİN

YENİDEN MİLLİ MÜCADELE (ÇAĞRI)

Neden İznik?…

BİR DAMLA KAN, BİN BİR ENDİŞE

Bilgi ve Adalet

KADINIM HAKLARIM VAR

AYNADAKİ LEKE

KAN BAĞIŞI: BİR YAŞAMIN KIRILMA NOKTASINDAKİ KÜÇÜK BİR MUCİZEDİR

SALEBE’NİN HİKÂYESİNİ BİLİYOR MUSUNUZ?

Ne Bu Dünyada Ne De Öteki Dünyada

FATİH'İN VE ATATÜRK'ÜN İZİN VERMEDİĞİ PAPA'YA NEDEN İZİN VERİLİYOR?

VAZO ÖNÜNDE SATILAN ÜRÜNLER SAĞLIKLI MI?

BU DÖNER BAŞKA DÖNER… KİME DÖNER?

ÜÇ SIFIRIN ADALETİ, BİR İNSANIN VİCDANI: Prof. Dr. Ayten Erdoğan Meselesi

YOK DEVE

Milletin Vekili Olmak Cesaret İster

ADIM ADIM İLERLİYOR KÖTÜLÜK

ENGELSİZ ÖZGÜRLER

DİNDARLIK VE AYDINLIK

EĞİTİMDE SOSYAL ADALET

HAK ARAMAK HAKKIMIZ MI?

İNSANLARIN EN İYİ İLACI

GÖNÜLLERİN ANAHTARI; EMPATİ

EVLAD-I FATİHAN ve SELANİKLİ MUSTAFA

Ticareti “Franchise’laştıran AKP

Sevgili Tercüman okurları, konumuzun mahiyeti açısından yazıya ilk önce Nisa Sûresi 58. ayetle başlamanın daha doğru olduğunu düşünüyorum.
İlgili ayet: “Allah size kesinlikle görevleri ehil ve layık olanlara vermenizi…” uyarısında bulunarak, liyakatın öneminden bahsediyor.
Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Irak ziyaretine eşlik eden Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın, Rudaw muhabirinin kendisine yönelttiği Arapça soruyu anlamadığına şahit olduk.
Ali Erbaş Arapça sorunun, Türkçe olarak tercüme edilmesine ihtiyaç duydu.
Diyanet İşleri Başkanı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Irak’ta, Abdulkadir Geylani Külliyesi ve İmam-ı Azam külliyesi ziyaretine eşlik etmişti.
Bu ziyaret sırasında, Ali Erbaş’ın utanç veren gerçeği ortaya çıktı.
Oysa, Diyanet’in resmi sitesinde, Ali Erbaş’ın özgeçmiş bilgisinde, iyi derecede Arapça ve Fransızca bildiği yazılı.
Fakat, Rudaw muhabirinin, Selahaddin-i Eyyubi ve Şeyh Abdulkadir Geylani gibi din önderlerinin, İslam’a hizmetleri hakkında Arapça bir soruyu Erbaş’a sorması üzerine; Diyanet İşleri Başkanının, yanındaki tercümana sorulan soruyu tercüme ettirmesi, özgeçmişinde yazılı olan bir yalanı ortaya çıkardı.
Erbaş’ın, Arapça soruyu Türkçe’ye tercüme ettirmesi, sosyal medyada son günlerin en büyük gündem konusu oldu.
Öyle ki, yandaş yazar Ahmet Hakan Coşkun dahi, Ali Erbaş’ın bu yalanına sessiz kalamadı.
Diyanet İşleri Başkanının CV’sinde, iyi derecede Arapça bildiği yazılı olduğu halde; artık buna iletişim kazasına mı kurban gitti diyelim, ya da gerçeklerin elbet bir gün ortaya çıkma gibi kötü bir huyu var mı diyelim; neticede Ali Erbaş’ın yıllardır bu yalanı saklayarak, Diyanet İşleri Başkanlığı yaptığı aşikâr oldu.
Ne acı değil mi..!
Kur’an- Kerim’den anlamayan ve okuduğu duaların anlamını bilmeyen bir Diyanet İşleri Başkanımız var!
Bu konu siyasi partiler arasında bile, haklı olarak alay konusu oldu.
Hatta bunun üzerine Zafer Partisi İstanbul İl Başkanlığı, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’a, Kur’an’ın Türkçe mealini gönderdiklerini duyurdu.
Peki, utanç verici bu gerçek karşısında Ali Erbaş utandı mı?
Ne yazık ki hayır!
İstifa etmesi gerekirken, üstelik hiçbir şey olmamamış gibi bir de makam aracını değiştirdi.
Audi A6 marka, makam aracını yetersiz gören Ali Erbaş, daha üst segmentte olan Audi A8 aracı, makam arabası olarak yeniledi.
Makam arabasını daha üst model bir araçla değiştiren Erbaş, bu konu hakkında sorulan soruya; ihtiyaca binaen yeni aracın kiralandığını, yoğun şehir dışı programlardan ötürü böylesi bir makam arabasının uygun görüldüğünü ve eski makam arabasının sürekli arıza yapmasından dolayı, yeni bir makam arabasının gerekli olduğuna dair cevaplar verdi.
İyi-güzel de, Ali Erbaş, Audi A6 arabasının biraz daha iyisini bulup, kiralamakla yetinemez miydi?
Yoğun şehir dışı programları için, bırakalım eski Audi A6 arabasını, vatandaşların kullandığı normal binek arabalar, gezilecek programlar için kâfi gelmez miydi?
Bunun yanında, Ali Erbaş’ın yerli aracımız diyerek, tanıtımına katılıp, dualar ettiği 1.5 milyon TL’lik TOGG yerine, 15 milyon TL’lik Audi A8’e binmesine ne demeli?
Duayı TOGG için okuyan Erbaş, sefasına Audi A8’le devam ediyor.
Anladık!
Erdoğan: “İtibardan tasarruf olmaz demişti.”
Galiba, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın, yerli ve milli otomobil olan TOGG’a binmesi, itibardan tasarruf yapmasına neden olacaktı.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in neredeyse her gün tasarruf… tasarruf diyerek, kamuya yönelik kısıtlamalara gitmesini ve ilk etapta 500 adet makam aracını satışa çıkarmasını, ardından 1.000 araçlık makam aracının tasfiye listesini hazırlamasını, Ali Erbaş için kiralanan Audi A8 marka makam aracıyla kıyasladığımızda; Şimşek’in yapmak istediği tasarruf politikasını, halkın inandırıcı bulması bu saatten sonra mümkün mü?
Bunların yanısıra makam araçlarına yönelik kiralama usûlünün fiyat listesi henüz yurttaşla paylaşılmış değil.
Audi A8 makam aracı ve kiralanarak gerekli makamlar için kira ödemesi yapılan tüm araçların parası neticede, halkın ödediği vergiler sayesinde finanse ediliyor.
Tüm bu gerçeklere İslam dini mantığıyla bakarsak:
Kur’an’ı Kerim’de yer alan A’raf Sûresi 31. ayette, “Şüphe yok ki Allah israf edenleri sevmez.” yazılıyor.
Diyanet İşleri Başkanının Arapça bilmediğini öğrendik ama bu ayetin Türkçe meali olmasaydı, Ali Erbaş’ı suçlama şansımız olmazdı.
Partililerine bir seslenişinde “İsraf haramdır.” cümlesini hatırlatan Erdoğan’ın bu cümlesini duymasaydık, belki AKP iktidarının şatafatınıda aksi bir sedamız çıkmayabilirdi.
Fakat yapılan israflara baktığımızda, karşımıza ilk önce İslam’ın esas ilkelerine uymayan bir Diyanet İşleri Başkanını görüyoruz.
Sonrasında ise, “İtibardan tasarruf olmaz.” diyerek, israfı bizzat yaşam felsefesi haline getirmiş bir iktidarla karşı karşıyayız.
Düşünüyorum da; Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın bu haline Abdulkadir Geylani, İmam-ı Azam ve Selahadin-i Eyyubi İslam mücahitleri, acaba sağ olsaydılar nasıl bir tepki gösterirlerdi.
İsmini zikretmiş olduğum İslam önderleri, zannımca ilk tepki olarak, Ali Erbaş’a, Mü’min Sûresi 28. ayeti okuyarak; “Şüphesiz Allah, müsrif ve yalancıları sevmez.” i’lâ’yi kelimetullahını hatırlatırlardı.
Heybet AKDOĞAN