Sizlerden Gelenler

Sizlerden Gelenler

09 Eylül 2025 Salı

    DİĞER YAZARLARIMIZ

    Bu Ne Perhiz Bu Ne Lahana Turşusu

    Bu Ne Perhiz Bu Ne Lahana Turşusu
    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    Belediyeler kamu yararının gözetildiği hizmet alanlarıdır.

    Belediyeler kamuya hizmet eden işçilerin en önemli faaliyet alanlarıdır.

    Toplumun genel olarak refah standartlarını büyütmeye yönelik hizmetler sunan belediyeler, çalıştırdıkları işçilerle birlikte, toplumun memnuniyetini kazanmak için hareket ederler.

    Yerel yönetimlerde ait olduğu bölgeye hizmet eden belediye çalışanları, belediye yönetimi tarafından haksızlığa maruz kalıyorsa, o belediye toplumun güvenini kaybeder ve bu güvensizlik belediye işçilerinin, daima endişe içinde olmalarına sebep olur.

    Öyle ki kamu yararının zedelenmesi, belediyeleri temsil eden partilerin toplumsal bakımdan irtifasıyla sonuçlanır.

    Bu açıklamaları yapmamın sebebi, yerel seçimlerden sonra, CHP aleyhine gelişen bir takım gelişmelerdir.

    Esenyurt Belediyesi’nde “Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu” deyimini aratmayan bir icraat yaşandı.

    İstanbul Esenyurt’ta, CHP ile DEM Parti’nin yapmış olduğu ” Kent uzlaşısı” sonucu, DEM Parti’den CHP’ye geçerek belediye başkanı olan Ahmet Özer, yerel seçimden önce adaylığını ilan ederken, belediye başkanı seçildiği takdirde kimseyi işten çıkarmayacağını söylemişti.

    Bu konuşma basın ve medya aracılığıyla topluma duyurulmuştu.

    Fakat daha seçildikten kısa bir süre sonra Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in ilk icraatı, birçok işçiyi SMS bildirme yöntemiyle işten çıkarmak oldu.

    Ahmet Özer bununla da sınırlı kalmadı.

    İşçileri belediyeden çıkarmasının faturasını CHP’ye kesti.

    Ahmet Özer:

    Kendisinden önceki CHP’li belediye başkanının, ihtiyaç dışı işçi alımları yaptığını öne sürdü.

    Bu savunmayı yaparak işinden ettiği işçilerin ekmeğine sebep oldu.

    Eski CHP’li belediye başkanın kasayı boşalttığını söyleyen Özer, bu girişimin iyi niyetten uzak olduğunu vurguladı.

    Ancak, Ahmet Özer’in bu yanlışına, görevi devreden eski belediye başkanı Kemal Deniz Bozkurt tarafından verilen tepki gecikmedi.

    Eski CHP’li Belediye Başkanı Bozkurt:

    ” Bayrama üzgün girdiğini, sorunlu ve zorlu bir beş yılı geride bırakırken, kendisine yönelik yapılan ithamlara ve 270 kıymetli arkadaşının işten çıkarılmasına çok üzüldüğünü” söyledi.

    Kemal Deniz Bozkurt konuşmasının devamında;

    ” Yeni belediye başkanının bu davranışına, partisi CHP’ye olan gönül bağından dolayı bir süre susmayı tercih ettiğini ama sustukça ithamların devam etmesinden dolayı, konuşmak zorunda kaldığını; belediyeyi devraldığı 2019’daki personel sayısı ile 2024’teki personel sayısının birbirine çok yakın olduğunu, dolayısıyla ihtiyaç fazlası tek bir işçinin olmadığını” özellikle belirtti.

    Mazbatasını alır almaz böyle bir girişimde bulunan ve bu cümleleri sarf eden belediye başkanına ne kadar hak verilir bilmem..!

    Lâkin dikkatimi çeken hususlar şunlar:

    Ahmet Özer, seçim çalışmaları sırasında, Esenyurt Belediyesi’nde ihtiyaç dışı işçilerin olduğunu bilmiyor muydu?

    Bununla birlikte belediyenin kasasının boş olduğundan haberi yok muydu?

    Son olarak, Ahmet Özer bu konu unutulduktan sonra, acaba DEM Parti’li insanları belediyeye personel olarak işe alır mı?

    Şayet söz konusu belediye başkanı bu sorulara hayır diyorsa, bu cevabın ne işten atılan işçiler nezdinde, ne kasayı boşalttığı iddia edilen belediye başkanı nezdinde ne de Esenyurt’taki sağduyulu insanlar tarafından hiçbir inandırıcılığının olmayacağına inanıyorum.

    Çünkü her belediye başkanı adaylığını ilan ettiği belediye hakkında önceden bilgi sahibi olur.

    Ve genellikle seçim kampanyasını elde ettiği bilgiler üzerinden yürütür.

    Zira devir teslim töreninde, yeni seçilen yönetime ve kamuoyuna, Esenyurt Belediyesi’nin durumu ifade edilmekle birlikte, aynı zamanda bu konuyla ilgili bir kitapçıkta verilmişti.

    Bunun aksini düşündüğümüzde dahi, Ahmet Özer’e hak vermemiz mümkün değil!

    Çünkü kimseyi işten çıkarmayacağına dair Esenyurt seçmenlerine ve belediye personellerine söz vermişti.

    Her şeyden önce Ahmet Özer’in aldığı karardan önce, kendisine adaylık imkânı sunan CHP’yi düşünmesi gerekiyordu.

    Bu tutumunun her halükârda CHP’ye yansıyacağını, Ahmet Özer gibi siyaset tecrübesine sahip olan birinin bilmemesi mantıken doğru değil.

    Bayram öncesi yüzlerce kişinin işine son veren yeni belediye başkanının, tepkileri azaltmak için, CHP’ye yüklenmesi, iktidara yürümek isteyen CHP açısından hiç de iyi bir gelişme değil.

    CHP’nin bu konuda sessiz kalması, mutlaka Türkiye kamuoyunun dikkatinden kaçmayacaktır.

    Nasıl ki, Altındağ Belediyesi’nde, AK Parti’li belediye başkanı tarafından işten çıkarılan personeller için, Mansur Yavaş tepki gösterdiyse; İBB Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun da aynı tepkiyi Ahmet Özer’e göstermesi gerekir.

    31 Mart yerel seçim sonuçları, CHP’nin 2028’e doğru iktidara yürümesine yol açacak önemli bir fırsat.

    Bu nedenle belediye yönetimlerinde yaşanılan haksızlıklar, CHP’nin hanesine yazılıyor.

    CHP’nin yerel seçimlerde ” HER ŞEY ÇOK GÜZEL OLACAK!” sloganına gölge düşüren bu gelişme, kamu yararını gözeten belediyecilik anlayışına zarar vermiştir.

    Bu zararın telafisi,  CHP’li belediyelerde kamu yararının, kamu emekçilerinin haklarıyla birlikte sürdürülmesiyle giderilebilir.

    CHP’nin 2028’de iktidara ulaşmasındaki referanslarından biri bu olmalıdır.

    Heybet AKDOĞAN