Dr. Selim GÜNAY

Dr. Selim GÜNAY

23 Kasım 2025 Pazar

    DİĞER YAZARLARIMIZ

    Pazartesi Notları

    Pazartesi Notları
    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    Değerli okuyucularım, bu hafta yine sizlerle üç önemli başlık altında gündeme dair değerlendirmelerde bulunacağız.

    Öncelikle İstanbulluların sorunu olan sarı taksiler ile ilgili şikayetler, talepler ve gündemden düşmeyen Paylaşımlı Yolculuk konusuna değineceğiz.

    Ardından, son günlerin tartışmalı konusu olan ve TBMM’de yasalaşan sokak hayvanları düzenlemesi üzerine neler yapılmalı konusunu ele alacağız.

    Son olarak, sosyal medyada dolaşan ve dev firmaların bir asgari ücretli kadar vergi vermediği iddiaları üzerine yaşadığımız şaşkınlık ve hayal kırıklığını tartışacağız. Şimdi gelin, hep birlikte bu haftanın konularına göz atalım.

    Sarı Taksi Sorunu ve Paylaşımlı Yolculuk

    İstanbul’da yaşayan ya da yolu İstanbul’a düşen vatandaşlarımız bilir: Sarı taksiler İstanbul’un çilesi haline gelmiş durumda. Kötü şöhreti o kadar yayılmış ki sınırlarımızı aşmış ve yabancı devletler, ülkemize gelecek vatandaşlarını “aman taksilere dikkat edin” diye uyarıyorlar.

    Peki, sorun gerçekten anlatıldığı gibi mi yoksa bizler mi fazla abartıyoruz? Elbette, işini düzgün yapan, mesafe seçmeyen, yabancıları taksimetre için boş yere gezdirmeyen taksiciler de vardır. Ancak insanımız şikayetlerinde haksız da sayılmaz. Örneğin bir alışveriş merkezine gittiniz ve elleriniz dolu. AVM önünde bekleyen onlarca boş taksi olmasına rağmen hiçbirisi sizi almıyor; çünkü özellikle Arap ülkelerinden gelen müşterileri bekliyorlar. Size de “içeride müşterim var, onu bekliyorum” diyerek almıyorlar.

    Yolda taksi bekliyorsunuz, gelen taksi boş, el kaldırıyorsunuz durmuyor, fakat sizden 10 metre ileride bekleyen yabancı bir vatandaşa duruyorlar. Sonra ne mi oluyor? Tartışmalar, fazla para almalar, kavgalar… Sonuç olarak, itibar yerlerde.

    Geçtiğimiz günlerde, Taksiciler Odası Başkanı gelen şikayetler üzerine insanların abarttığını ve taksilerin yolcu seçmediğini iddia ederek bizzat yola çıktı ve taksi durdurmaya çalıştı. Taksiciler odası başkanı bile en sonunda kendisini yolun ortasına atarak taksi durdurabilmişti. O taksi de aslında çarpmamak için durmuştu. Durum bu kadar vahim aslında.

    Peki, bu işin bir çözümü yok mu? İstanbul’da sarı taksiler alternatifsiz mi? Birileri buna dur demeyecek mi?

    Aslında olay tam da burada başlıyor: Paylaşımlı Yolculuk. Geçtiğimiz günlerde Paylaşımlı Yolculuk sistemini uygulayan bir şirket, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Koordinasyon Merkezi (UKOME)’de bir brifing verdiklerini ve belediyenin ilgili bakanlıklara görüş soracağını belirtti. Bu, Paylaşımlı Yolculuk’ un resmi olarak yönetmelik sürecinin başlaması anlamına geliyor.

    Peki, Paylaşımlı Yolculuk yasallaşırsa ne olur?

    Öncelikle paylaşımlı yolculuk başlarsa maliyetler düşer ve bu vatandaşın yararına olur. İstanbul’da taksi problemi ortadan kalkar. Alternatif olduğu için sarı taksiler vatandaşa karşı daha anlayışlı olur. Tekelleşme ortadan kalkacağı için herkes kendisine çeki düzen verir, rekabet artar ve müşteri odaklı bir sistem devreye girer.

    Sonuç olarak, ortada bir sorun varsa alternatifler her zaman denenmelidir. Bekleyip göreceğiz.

    Sokak Hayvanları Düzenlemesi

    Günlerce süren tartışmaların, eylemlerin ve gösterilerin ardından sokak hayvanları yasası meclisten geçti. Bundan sonra görev yerel yönetimlere düşüyor. Öncelikle “Allah’ın Verdiği Canı Allah Alır” ilkesinden hareketle sokak hayvanları için güvenli barınaklar oluşturulmalı. Hayvanlar önce kısırlaştırılmalı ve daha sonra insan sağlığını da tehlikeye sokmayacak şekilde normal yaşamlarına devam etmeleri sağlanmalıdır. Adı ister ötenazi ister uyutma olsun, bir canlının yaşamına son verme en son seçenek olmalı, hatta mümkünse seçenek dahi olmamalıdır.

    Zaman zaman sokak hayvanları tarafından saldırıya uğrayan hatta ölümle sonuçlanan olaylara şahit olduk. Bu tarz olayların yaşanması son derece üzücü elbette ama savunmasız bir canlının da yaşamına son vermek insani bir çözüm gibi durmuyor. İdamın yasak olduğu, tecavüzcünün yasal olarak idam edilemediği ülkemizde savunmasız bir canlıyı “uyutmak” gibi bir çözüm bir nevi çözümsüzlüktür.

    Burada en büyük görev belediyelere düşmekte. Güzel bir planlama ve çözüm politikası ile zamanla olumsuzlukların giderilerek hem insanların hem de sokak hayvanlarının zarar görmeyeceği bir sonuç alınacağından şüphemiz yoktur.

    Vergi Ödemeyen Şirketler

    Son dönemlerde yaşanan ekonomik dalgalanmalar sonrası ortaya çıkan yeni vergiler ve vergi artışları vatandaşın tepkisini çekerken, sosyal medya aracılığıyla devasa şirketlerin vergi ödememesinin ortaya çıkması gündeme bomba gibi düştü. Yıllardır devletten milyarlarca liralık ihaleler alan ve başka faaliyetleri de olan şirketlerin hiç vergi ödememesi haliyle vatandaşların tepkisini çekti.

    Aslında haksız da değiller; düşünsenize, asgari ücret alıyorsunuz ve Türkiye’nin en zengin ilk 100 şirketinden daha fazla vergi ödüyorsunuz!

    Daha önceki yazılarımızda da bahsetmiştik: Vergide sosyal adaleti sağlamazsanız ve sadece alt gelir grubundan vergi alarak ekonomik bir kurtuluş bekliyorsanız, maalesef yanlış yoldasınız demektir. Zaten kıt kanaat geçinen alt gelir grubundan alacağınız vergi ile ülkenin ekonomik anlamda kurtuluşunu beklemek neredeyse imkânsız.

    Ülkemizde hakkıyla vergi verenlerin oranının düşük olduğunu biliyorduk ama devasa şirketlerin vergi vermediklerini gördükten sonra “Bu devlet nasıl ayakta kalmış?” demeden geçemiyor insan.

    Mutlu Haftalar, Keyifli Okumalar.

    Selim GÜNAY