Dr. Selim GÜNAY

Dr. Selim GÜNAY

23 Kasım 2025 Pazar

    DİĞER YAZARLARIMIZ

    PAZARTESİ NOTLARI

    PAZARTESİ NOTLARI
    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    2020 yılının ilk çeyreği ile hayatımıza giren ve dünyayı etkisi altına alan COVID-19 salgınından sonra bir türlü toparlanamayan ekonomik kriz maalesef ülkemizde hala bir sorun olarak karşımızda durmakta.

    Farklı çözüm önerileri denenmesine ve farklı kabiliyette yöneticiler atanmasına rağmen mevcut ekonomik sorunun; enflasyon ile daha da büyüyerek krize evrilmesi insanımızın gündelik yaşamda ekonomik anlamda mücadele etmesini maalesef daha da zorlaştırdı.

    Mevcut durumdan bir an evvel kurtulmak için ısrarla denenen ve en sık kullanılan yöntem ek vergi artışları. Maalesef ek vergilerin en fazla etkilediği kesim ise orta ve alt gelir grubu vatandaşlarımız.

    Durumu analiz etmek için önce vergi nedir ne değildir? vergi artışı bir kurtuluş mudur? Bu konulara değineceğiz. Vergi uzmanı, Vergi müfettişi ya da ekonomist değiliz belki ama en azından gördüğümüzü okuyabilecek, okuduğumuzu da anlayacak bir potansiyelimiz olduğunu ve halihazırda zaten her vergi artışından da en çok etkilenen gelir grubunun içerisinde bulunan biri olarak da daha rahat yorumlayabileceğimizi düşünüyorum.

    Vergi Cenneti Türkiye

    Vergi, devletin kamu hizmetlerini finanse etmek amacıyla vatandaşlarından ve işletmelerden zorunlu olarak topladığı ekonomik değerlerdir ve toplanan söz konusu vergiler kamu gelirlerinin önemli bir kısmını oluşturur.

    Açık kaynaklardan elde edilen bilgilere göre, ülkemizde 2024 bütçe gelirlerinin %88,12’si vergilerden elde edilmektedir. Yani Hazineye ait gelirlerimizin tamamına yakını elde edilen vergilerden oluşmaktadır.

    Kısacası neredeyse devleti vergilerle ayakta tutuyoruz. Peki bu durum sadece bizim ülkemiz için mi geçerli? Elbette hayır ama biz vergileri açık kapatmak için alırken bizim gibi yüksek vergi geliri olan diğer ülkeler vergileri doğrudan halka hizmet için kullanıyor.

    Şimdi gelelim ülkemizdeki vergi artışlarında son duruma.

    Geçtiğimiz yıl yurtdışından getirilen cihazlarda kayıt ücreti 6.000 TL iken bir gecede 20.000 TL’ye çıkartıldı, bu astronomik harç artışıyla insanların aynı cihazı daha ucuza kullanmasının önüne geçildi,

    Çin’den ithal edilen araçların gümrük vergileri temmuz ayından geçerli olmak üzere %40 oranında arttırılacağı duyuruldu,

    Yurtiçinde kendi vatandaşına farklı yurtdışından gelen turistlere farklı fiyat politikası uygulayan ve kendi vatandaşına daha pahalı tatil satan otellere inat 3-5 kuruş biriktirip ailesiyle yurtdışına giden ve 150 TL yurtdışı çıkış harcı ödeyen vatandaşlarımızı da unutmadı devletimiz ve yurtdışı harç pulunu %1000 oranında artarak 1.500,00 TL’ye çıkartılmasının hazırlıkları basına sızdı,

    Peki bu kadar mı? elbette hayır. Son bir darbe de engelli vatandaşlarımıza sağlanan vergi muafiyetleri ve ayrıcalıkları ile ilgili. Yakın zamanda yapılması planlanan değişiklikte engelli araçlarına sağlanan istisnaların kısıtlanması da gündemde.

    Kısacası saydığımız tüm vergi artışları orta ve alt gelir grubuna vurulan bir darbedir.

    Şimdi buradan soralım,

    Dünyada eşi benzeri olmayan tarım arazilerine inşaat izni vererek tarımı bitirdik.

    Ekili dikili olan yerleri de gübre ve mazot artışlarından dolayı çiftçimiz ekemez oldu.

    Üç tarafı denizlerle çevrili güzel ülkemizde sistemli ve ihracat yapabilecek kapasitede bir balıkçılık kültürümüz hiç olmadı.

    Kısacası üretim sınırlı olunca ihracatta sınırlı oluyor dolayısıyla açıklar ek vergilerle karşılanma yoluna gidiliyor.

    Şimdi neden vergi artışı oluyor sanırım daha iyi anlaşılıyordur.

    Küçükken çok sık kullanılan bir tabir vardı yamalı pantolon gibi diye bugünlerde ekonomide de durumlar aynen öyle, yamalı pantolon misali bir taraftan kesip diğer tarafa yama yapıyoruz ama hep bir tarafımız açıkta kalıyor maalesef.

    Aslında işin en üzücü tarafı da ek vergilerin neredeyse tamamı zaten zar zor geçinen orta ve alt gelir grubunu etkiliyor. İşçinin, memurun, emeklinin ve engellilerin haklarını elinden alarak açık kapansaydı çoktan kapanırdı, bu insanlar zaten yıllardır vergi ödüyorlar.

    Türk ekonomisinin kurtuluşu gariban vatandaştan alınacak vergilere kaldıysa vay halimize!

    Eski Başbakanlardan Prof.Dr.Necmettin ERBAKAN’ ın bizzat kaleme aldığı “Ekonomide Adil Düzen” isimli kitabında vergi ile ilgili ” Devlet aklına estiği gibi vergi kanunu çıkartamaz, vergi alamaz, vergi sadece devletin hizmeti karşılığı hak ölçüsünde alınır” diyor.

    Yine aynı kitabında rahmetli Başbakan “TÜKETTİGİN kadar ÜRETECEKSİN” diyerek üretimin önemine vurgu yapmaktadır.

    Şimdi soruyoruz:

    Üretim olmadan sadece;

    Yurtdışına çıkış harcını %1000 arttırarak,

    Engellilerin vergi avantajlarından kesinti yaparak,

    Çok satan ithal araca gümrük vergisini %40’a çıkartarak,

    Ya da tabandan tavana yayılan bir vergilendirme sistemi ile ekonomik düzelme mümkün müdür?. Bu sorunun kararını siz verin.

    Vergi Müfettişleri

    Yazımızın başında kamu gelirlerinin neredeyse tamamının toplanan vergilerden geldiğinden bahsetmiştik.

    Peki bu vergilerin tahsilatında ve vergi mükelleflerinin incelenmesi safhasında etkin rol oynayan, bir yılda yüzlerce inceleme yapan ve binlerce sayfa rapor yazan bir nev’i kamuya kaynak aktarımında aktif rol alan Vergi Müfettişleri ne durumda?

    Vergi müfettişleri, bir ülkenin mali yapısının ve vergi sisteminin düzgün işlemesi için hayati öneme sahiptir. Vergi Kaçakçılığının Önlenmesi, Adil Vergi Sisteminin Sağlanması, Gelir Artışı ve Ekonomik İstikrar, Kayıt Dışılığın Azaltılması, Vergi Bilincinin Artırılması, Mali Disiplinin Sağlanması gibi birçok görev üstlenen ve özveri ile çalışan Vergi Müfettişleri maalesef son dönemlerde hak ettikleri özlük haklarını alamıyor.

    Kamudan özel sektöre kaçışta herkes doktor ve mühendislere dikkat çekiyor fakat Türkiye’de sayıları 7000 civarı olan, Temel eğitim, performans, yetki ve yeterlik gibi bin bir zorluklardan geçerek Maliye Bakanlığının en fazla eğitime tabii tutulan ve en nitelikli insan gücü olan Vergi Müfettişleri maalesef son dönemlerde özel sektöre transfer oluyor. Devlet bir nev’i özel sektöre nitelikli iş gücü yetiştiriyor.

    Vergi müfettişlerinin özlük hakları, hem bireysel düzeyde çalışan memnuniyeti ve motivasyonunu artırır, hem de kurumsal düzeyde vergi denetimlerinin etkinliğini ve güvenilirliğini sağlar. Bu, devletin mali yapısının güçlenmesine ve toplumsal refahın artmasına önemli katkılarda bulunur. Bu hususlarda yetkililerce göz ardı edilmemelidir.

    Keyifli okumalar, Mutlu Bayramlar.

    Selim GÜNAY