Dr. Selim GÜNAY

Dr. Selim GÜNAY

23 Kasım 2025 Pazar

    DİĞER YAZARLARIMIZ

    Pazartesi Notları

    Pazartesi Notları
    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    Uzun zamandır suçların cezasız, suçluların serbest kaldığı şeklinde bir algı hâkim toplumda. Adli kontrol kararı ve denetimli serbestlik gibi tedbirlerin, suç işleyenler için cezadan ziyade ödül olduğu, cezalarda bu tür uygulamaların suçun önlenmesinde caydırıcılığının olmadığı kanısı giderek artmakta. Toplumda oluşan tepkiler ise artık daha yüksek sesle dile getiriliyor bu günlerde. Son olarak şehit edilen genç polis memuru Şeyda YILMAZ olayında failin 26 suç kaydının olması ve adli kontrol kararının bulunması, bu konudaki tartışmaları iyice alevlendirdi. Adli kontrol ve denetimli serbestlik gibi konulara değinip şehit meslektaşımızı ve şehitlerimizi konuşacağız.

    Polis, polislik demişken son dönemlerde emniyette gündemden düşmeyen, daha önce neredeyse her siyasinin en az bir kez hakkında yorum yaptığı 2. şark mevzuu ve mağdurları hakkında konuşup, son olarak ise yine emniyet mensuplarının dört gözle beklediği mazeret atamalarına değineceğiz.

    Şehit Şeyda YILMAZ

    Öncelikle geçtiğimiz günlerde uğradığı saldırı sonucu hayatını kaybederek şehit olan polis memurumuza ve daha önce vatan savunmasında görevi başında şehit olanlara Allah’tan rahmet, kederli ailelerine başsağlığı dileklerimizi iletiyoruz.

    Bizler, savaşçı bir millet olmamızdan kaynaklı, tarihin her döneminde şehitler vermiş; şehadet mertebesinin maneviyatından ötürü de şehitleriyle gurur duyan bir toplum olmuşuzdur. Çanakkale Savaşı’nda açık kaynaklara göre 59.408, Kurtuluş Savaşı’nda ise 137.000 şehit vermiş bir milletiz.

    Bölücü terör örgütü ile mücadelemizin başladığı 15 Ağustos 1984 yılında Siirt ili Eruh ilçesinde verdiğimiz ilk şehidimiz Erzincanlı Jandarma Onbaşı Süleyman AYDIN,
    15 Temmuz 2016’da hain darbe girişiminde 2 polis oğlu şehit olan ve “Bir oğlum daha var, o da vatana feda olsun.” diyen Adanalı ikiz şehitlerin babası Ali ORUÇ,
    Düğününden hemen önce Kuzey Irak’ta şehit olan Karamanlı şehit sözleşmeli er Mustafa Ahmet DEMİR,
    Irak’ın kuzeyinde yürütülen Pençe-Kilit Operasyonu bölgesinde, çocuğunun doğumuna bir hafta kala şehit olan ve yeni doğan bebeğini hiç göremeyen güvenlik korucusu Yahya YILDIZ,
    26 adet suç kaydı bulunan bir şahıs tarafından şehit edilen, henüz 27 yaşında 1 yıllık evli polis memuru Şeyda YILMAZ…

    Bunlar sadece ilk aklımıza gelenler ve niceleri, bu ülkenin huzuru ve güvenliği için candan, canandan vazgeçti. Bizler sizlerle her daim gurur duyacağız. Bakara Suresi 154. ayette şehitler için “Allah yolunda öldürülenlere ‘ölüler’ demeyin. Hayır, onlar diridirler. Ancak siz bunu bilemezsiniz.” şeklinde geçer. Ayette de belirtildiği üzere sizler hiçbir zaman ölmeyeceksiniz. Albayrak dalgalandığı sürece minnetle yâd edileceksiniz.

    Türk milletinin dün olduğu gibi bugün de şehitler konusundaki hassasiyeti ortadadır. Fakat 26 suç kaydı bulunan ve elini kolunu sallayarak ortalarda gezen, maalesef hayatının baharında gencecik bir polis memurunun şehadetine sebep olacak bir şahsın nasıl ortalarda gezebildiği, en az şehit haberinin konuşulduğu kadar konuşuldu. Bizleri de canından yakan asıl mesele bu: Nasıl olur da bu kadar suç kaydı olan birisi dışarıda olabilir ve bir polisimizi şehit edebilir?

    Önümüzdeki hafta kaleme alacağımız köşe yazımızda bu konulara değinecek ve adli kontrol ile denetimli serbestlik konusunu detaylı bir şekilde ele alarak analiz edeceğiz.

    Polise 2. Şark Görevi

    Emniyette yılan hikâyesine dönen 2. şark görevi uygulanmaya ve mağduriyetler yaratmaya devam ediyor. Daha önce çoğu kez kaldırılacağı dile getirilen, neredeyse tüm siyasi partilerin yetkilileri tarafından gündeme getirilen ve kaldırılacağına dair sözler verilen 2. şark görevi hâlâ yürürlükte ve uygulanıyor.

    21 Ağustos tarihinde gece yarısı on binlerce polisin ilişikleri gıyabında kesildi ve 15 gün içerisinde yeni görev yerlerinde başlamaları istendi. Daha önce doğu görevi için istihdam yerleri açıklanan ve farklı gerekçelerle ilişik kesmeyen personel, 22 Ağustos sabahı kötü bir sürprizle karşılaştı. Fakat burada farklı birtakım durumlar da mevcut. Mesela, amir inisiyatifinde ilişiklerinin kesilmeyeceği kendilerine iletilen ve garanti edilen, bunun verdiği rahatlıkla da mevcut yerinde kalacağını düşünen yüzlerce personel, herhangi bir hazırlık yapmamıştı. Gece yarısı kesilen ilişikle birçoğu ailesini bırakarak, valizleri ellerinde yeni görev yerlerine başlamaya gittiler.

    Burada aslında, emsalleri ile mesleğe başladığından beri hiç şark görevine gitmemiş personelin tespit edilmesi, sayılarının çıkarılarak yeni bir planlama çalışması yapılması mümkündür.

    Farklı bir çözüm olarak, emniyette binlerce sivil memur görev yapmaktadır. Özellikle operasyonel olmayan sosyal hizmetler, bütçe, polisevi, inşaat emlak, eğitim, strateji, genel müdürlükte dış ilişkiler, sağlık daire ve personel gibi birimlerde görev yapan polis memurlarının sahaya çıkarılması ve yerlerine sivil memurların görevlendirilmesi ile hem sahada çalışan aktif polis memuru sayısında artış olur, hem de sivil memurlar ile emniyette kurumsal bir hafıza oluşturulmasının önü açılmış olur.

    Emniyette Mazeret Atamaları

    Şark atamalarına değindikten sonra, özellikle son günlerde emniyet içerisinde eş, öğrenim ve sağlık gibi mazeretlerine istinaden dilekçe ile atanma talebinde bulunan personel, atamaların bir an evvel açıklanmasını bekliyor. Ülkemizin içerisinde bulunduğu ekonomik şartlar da göz önünde bulundurularak, atamaların hızlandırılması, atama bekleyen personelin en büyük beklentisidir.

    Eşi görevi nedeni ile tayin olamamış, fakat kendisinin tayini çıkmış olan bir emniyet görevlisi, her iki ilde de ev kurmak zorunda kalmış; okula giden çocukları nedeniyle zor durumda ve çaresizce atamaların açıklanmasını beklemektedir. Özellikle sağlık gibi makul ve haklı gerekçelerle atama talebinde bulunup sonuçların açıklanmasını bekleyen bir personel, eşinin hastanede yoğun bakımda tedavi görmekte olduğunu, görev yaptığı ilde herhangi bir akrabasının bulunmadığını ve 2 çocuğu ile hem hastanedeki eşiyle hem de çocuklarıyla ilgilenmek zorunda kaldığını, zor şartlar altında yaşamını sürdürdüğünü belirtmektedir. Özellikle zor zamanlardan geçen personelin hassasiyetleri göz önünde bulundurularak, atamaların bir an evvel açıklanması önem arz etmektedir.

    Bugünkü yazımızda ağırlıklı olarak polis ve emniyet konularına değindik. Bir paragraf da 16.08.2024 tarihinde Emniyet Genel Müdürlüğü görevine atanan Vali Sayın Mahmut DEMİRTAŞ’a değinmeden geçmek haksızlık olurdu. Emniyet Genel Müdürlüğü görevi öncesi vali olarak görev yaptığı Adıyaman, Adana ve Mardin illerinde hem mahiyetinde görev yapan personel hem de vatandaş ile yaşamış olduğu yakın ve samimi diyalog ile çözüm noktasında göstermiş olduğu gayret ile takdir kazanmış bir devlet adamı portresi çizmiştir. Kendilerinin emniyet personeli için bir şans olduğunu ve özellikle personelin talepleri ve çözümü noktasında gereken hassasiyeti göstereceğinden şüphemiz yoktur. Kendilerine yeni görevlerinde başarılar dileriz.

    Keyifli okumalar, mutlu haftalar.

    Selim GÜNAY