Dr. Selim GÜNAY

Dr. Selim GÜNAY

23 Kasım 2025 Pazar

    DİĞER YAZARLARIMIZ

    2025 Aile Yılı

    2025 Aile Yılı
    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    Dünyamız hızla değişiyor, teknolojinin hayatımıza entegrasyonu artarken aile yapıları ve ilişkileri de aynı oranda evriliyor. Aile, sevgi, saygı ve anlayışın sınandığı, kuşaklar arasında köprüler kuran en kıymetli kurumdur. Bir yandan modern yaşamın hızına alışırken, diğer yandan da aile bağlarımızı sağlam tutmak giderek zorlaşmaktadır.

    Geçtiğimiz aylarda 2025 yılı, Cumhurbaşkanlığı tarafından “Aile Yılı” olarak ilan edildi. Tüm kamu kurum ve kuruluşlarına, bir yıl boyunca yapılacak iş ve işlemlerin aile teması altında daha hassas bir şekilde değerlendirilmesi noktasında bir dizi talimat gönderildi, hatta kurumlar kendi içlerinde tamimler yayımlayarak bu hususa dikkat edilmesi noktasında uyarılarda bulundu.

    Böyle bir kararın alınması elbette son derece kıymetli ve değerlidir. Fakat uygulama noktasında kurumlara yansıması ve uygulanması daha önemlidir. Burada asıl konu, teoride ve pratikte nasıl bir yol izleneceğidir.

    Öncelikle uygulamanın gerekçesi ve uygulamalardan bahsederek bizlerin de bu konudaki görüşlerine yer vereceğiz.

    “Aile Yılı” Kararının Gerekçesi Ne Olabilir?

    Son yıllarda televizyonlarda yayımlanan sabah kuşağı programları, sosyal medya paylaşım sitelerinde gençlere kötü örnek olabilecek paylaşımlar ve “ünlü” diye tabir edilen bazı şahsiyetlerin yaşam tarzları, gençlerimizi ve aileleri ciddi şekilde etkilemektedir.

    Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), özellikle kendi denetim alanına giren televizyon kanalları ile ilgili gerekli yaptırımları göstermeyip ciddi yaptırımlar uygulamadığı şeklinde toplumda bir algı mevcuttur.

    Özellikle Türk aile yapısı üzerinde ciddi dezenformasyona sebep olan bu televizyon kanallarına artık “kanalizasyon” tabirini kullanmak daha doğru hale gelmiştir.

    Bu “kanalizasyonlar” nedeniyle aile içerisinde tahammülsüzlüğün artması, iletişim kültürünün giderek ortadan kalkması ve empati yoksunluğu, maalesef sorunları daha da derinleştirmekte ve çözülemez hale getirmektedir.

    Her akşam farklı kanallarda ekranlara gelen diziler, “zengin kız-fakir oğlan” temasının çok daha ötesine geçmiş; artık okul sıralarında ders tartışmaktan ziyade, bir gece önce seyredilen diziler üzerine yorumlar konuşulur olmuştur.

    Sosyal medyada kısa zamanda çok para kazanma temalı reklamlar artış göstermiş, adı “ünlü” kendisi karanlık birçok ekran yüzünün kürklü yaşantıları, tertemiz beyinli gençlerin aklını çelmeye başlamıştır.

    Dizilerde mafyatik ilişkiler ve illegal işlere özendirilen gençler, okullarda akran zorbalığına ve sokaklarda çeteleşmeye yönlendirilmiştir.

    Boşanmaların ve sokaklarda şiddetin dozajının arttığı, kadınların cinayete, çocukların tacize kurban gittiği bu günlerde, Cumhurbaşkanlığı tarafından “2025 Aile Yılı” ilan edilmesi yerinde bir karardır.


    Aile Yılı Uygulamaları

    2025 Aile Yılı’nın ilan edilmesiyle birçok kurumda aileyi destekleyici projeler uygulamaya konuldu. Türk Hava Yolları, aile uçuşlarında indirim uygularken; Aile Bakanlığı, yeni evlenecek çiftlere maddi destekte bulunacağını açıkladı.

    Devlet desteklerinin yanında, özel sektör de bu kampanyalara destek olarak bazı projeler açıkladı.

    Projeler ve destek elbette güzel, ama bahsedilen destek sadece maddi destekten öteye gitmemektedir. Öncelikle uygulamaların, yazımızın birinci bölümünde belirttiğimiz gerekçelerle aynı paralelde olması gerekmektedir. Aile Yılı kapsamında aileyi tehdit eden olumsuz örnekleri ortadan kaldırmazsanız, bu destekler geçici pansuman olmaktan öteye gitmeyecektir.


    Öneriler

    • Öncelikle RTÜK, aile düzenini bozan, gençlere kötü örnek olan televizyon kanalları ile ilgili yaptırımlar uygulamalı ve bu kanallarda yayımlanan programları yayından kaldırmalıdır.
    • Sosyal medyada kolay yoldan para kazanma, eğitimi önemsiz gösterme, aile hayatını etkileyen ve gençleri suç işlemeye özendiren sosyal medya hesapları ivedilikle kapatılmalıdır.
    • Evlilik öncesi gençlere, aile kavramı ve önemine dair bilgilendirmeler yapılmalı ve her aileye ücretsiz aile danışmanı atanmalıdır.
    • Eğitime önem verilerek, 7 yaşında verilen eğitimin 77 yaşına kadar yansıması olacağının bilincinde olunmalıdır.
    • Aileler ekonomik anlamda desteklenmeli, maddi sıkıntı yaşayan bir ailede huzursuzluğun baş gösterdiği göz ardı edilmemelidir.
    • Kamu kurumlarında çalışan ve en az 1 çocuğu bulunan karı-koca memurlardan birine haftada belirli saatlerde esnek çalışma sistemi getirilmelidir.
    • Sağlık ve güvenlik gibi 24 saat esasına göre görev yapan karı-koca memurların aynı anda her ikisinin de gece görevlendirilmesi uygulamasına son verilmelidir.
    • Atamalarda aile birliği göz önünde tutularak zaman kaybına yol açılmamalıdır.
    • Yeni evlenen çiftlerin 1 yıl boyunca alışverişleri vergiden muaf tutulmalıdır.
    • Kamu kurumlarında yeni evlenen çiftlere lojmanlarda öncelik verilmelidir.
    • Özel sektörde çalışan kadınlara pozitif ayrımcılık yapılmalı, esnek çalışma modeli uygulanmalıdır.

    Sonuç olarak, 2025 yılının “Aile Yılı” ilan edilmesi yerinde ve doğru bir karardır. Uygulanan projeler sadece 1 yılı kapsamamalı, sürekli hale getirilmelidir.

    Aile toplumun temelidir. Aileye değer vermeyen bir toplumun ilerlemesi mümkün değildir.

    Mutlu Haftalar, Keyifli Okumalar.