Selim Günay

Selim Günay

07 Nisan 2025 Pazartesi

    Pazartesi Notları

    Pazartesi Notları
    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    Değerli okuyucularım, bir haftalık aranın ardından bu hafta tekrardan sizlerle beraberiz. Geçtiğimiz haftalarda olduğu gibi bu hafta da sizlerle güncel konuları farklı bakış açılarından ele alarak birlikte değerlendireceğiz.

    İlk olarak, son dönemlerde trafikte sık sık karşılaştığımız ve maalesef sonu hiç de istemediğimiz yerlere giden motorlu kuryeler ile otomobil sürücülerinin yaşadığı sorunlara değinecek ve alınması gereken tedbirler üzerine konuşacağız.

    Daha sonra ise giderek önemi artan mesleklerimiz ve bu mesleklerin eğitim sistemimizdeki konumları ve algılarına dikkat çekerek “Meslek Lisesi Memleket Meselesi” diyeceğiz.

    Motokurye Düzenlemesi Şart!
    Son 10 yıldır gündelik yaşamda büyük yer edinen e-ticaret ile birçok geleneksel alışkanlıklarımızdan vazgeçip yeni alışveriş düzenine bir giriş yaptık. Aynı gün teslimat, kapıya yemek servisi, saatlerce mağaza gezmek yerine dilediğiniz ürünü bir tık ötede bulma şansı ve en önemlisi daha uygun fiyatlarla daha fazla seçenek imkânı ile e-ticaret, her geçen gün büyüyen hacmi ile hayatımızın vazgeçilmezleri arasına girdi.

    Buraya kadar her şey güzel, alan da satan da memnun, lakin olayın bir de lojistik tarafı var. Özellikle yemek siparişleri için kullanılan ve hızlı teslimat seçenekleri ile popüler hale gelen motorlu kuryelerin artan sayısı, aslında bazı sorunları da beraberinde getirdi.

    Geçtiğimiz günlerde İstanbul Pendik’te yaşanan tartışmada bir kuryenin otomobilin aynasını kırıp kaçmaya çalışması ardından sürücünün de otomobili ile kuryeyi ezmesi, bardağı taşıran son damla oldu. Burada kim haklı kim haksız muhasebesini bir yana bırakıp, yaşanan bu sorunların kökten çözümü için neler yapılmalı, bunlar konuşulmalıdır.

    2014 yılında Ulaştırma Bakanı bizzat bu konuya dikkat çekmiş ve motorlu kuryeler için yeni bir düzenleme yapılacağını, yönetmelik çalışmasında sona gelindiğini açıklamıştı.

    Motorlu kuryeler için birinci ve belki de en önemli sorun, trafik güvenliği. Kuryeler teslim ettikleri paket başına ücret aldıkları için kısa süre içerisinde ne kadar fazla teslimat gerçekleştirirse o kadar fazla para kazanacağından, trafik kurallarını hiçe saymakta, aşırı hız yapmakta, yayaların kullanması gereken kaldırımları işgal etmekte ve araçların aniden sağından solundan çıkarak tehlike arz etmekteler.

    Sadece akan trafikte değil, özellikle teslimatta hızlı olmak isteyen kuryeler, genellikle uygunsuz yerlere park etmek zorunda kalıyorlar. Bu durum, hem trafiği daha da karmaşık hale getiriyor hem de diğer sürücülerin hayatını zorlaştırıyor.

    Kuryelerin en fazla şikâyet ettikleri konu, kendilerinin trafik taşıtı sayılmadıkları yönünde. Fakat yanıldıkları nokta ise kendileri bir trafik taşıtı gibi davranmamakta, yayaların ve diğer araçların haklarını hiçe saymakta, kuralları kendileri ihlal etmekte.

    Bununla birlikte, motosikletli kuryelerin sosyal güvenceleri de önemli bir mesele. Çoğu kurye, bağımsız çalışanlar olarak değerlendiriliyor ve bu durum, maddi ve sosyal haklardan yoksun kalmalarına neden olabiliyor. Yetersiz sigorta, sağlık hizmetlerine erişim gibi sorunlar, motosikletli kuryelerin yaşam kalitesini tehlikeye atıyor. Sektör içerisindeki çalışma standartlarının iyileştirilmesi, bu mesleği tercih edenlerin daha güvenceli bir ortamda çalışmalarını sağlayabilir.

    Peki çözüm ne?

    Öncelikle kuryeler için “eğitim şart”. Kesinlikle bağlı oldukları bir federasyon, dernek ya da adı her neyse kurulmalı ve kurye olmak isteyenlerin temel eğitimden geçmeleri mecburi hale getirilmelidir. Eğitim içerikleri içerisinde kesinlikle sürüş güvenliği, saygı, iletişim becerileri ve etik gibi dersler müfredatlarda bulunmalıdır.

    Sosyal güvencesi olmayan kuryeler çalıştırılmamalı, kaçak çalışanlara ciddi cezai müeyyide uygulanmalıdır.

    Teslimatlarda paket başı ücret uygulamasından vazgeçilmeli ve takograf usulü akıllı cep telefonu üzerinden sistem kaydı yapılarak kontrolleri sağlanmalıdır.

    Son olarak, şehir yönetimlerinin motosikletli kuryelerin kullanabileceği uygun park alanları yaratması, taraflar arasında sağlıklı bir trafik akışının sağlanmasına katkı sunabilir.

    Unutmayalım, herkesin çalışması haktır, ama kurallara uyarak çalışması şarttır.

    Meslek Lisesi Memleket Meselesi
    Ülkemizde son dönemlerde baş gösteren fakat kimsenin ilgilenmediği bir “ara eleman” sorunu var. Yıllar içerisinde değişen eğitim sisteminden etkilenen, mesleki imaj olarak olumsuz bir algı oluşturulan ve hiçbir liseyi kazanamayan daha düşük seviyelerdeki öğrencilerin mecburen kayıt yaptırdığı okul algısından dolayı maalesef öğrenciler meslek lisesine kayıt yaptırmak istemiyor, çırak olarak sanayide meslek öğrenmeye yanaşmıyor.

    Hal böyle olunca ülkede bir çırak sorunu gibi ciddi bir sorun ortaya çıkıyor.

    Eskiden sanayiye aracınızı tamir etmeye götürdüğünüzde ilkokuldan sonra meslek öğrenmeye gitmiş en az 2 tane çırak olurdu dükkânda, şimdi neredeyse 3-5 dükkânda bir var.

    Cadde aralarında bulunan berber dükkanlarına akşama kadar onlarca çocuk meslek öğrenmek için “Çırak lazım mı abi?” diye uğrardı, şimdilerde berber dükkanının camlarında aylardır “Çırak aranıyor” ilanı asılı duruyor, kimse kapıdan içeriye girmiyor bile.

    Evinizdeki en basit elektrik arızası için gittiğiniz elektrikçi dükkanında tek tük usta oluyor artık, onlar da eleman eksikliğinden randevu ile çalışmaya başlamışlar.

    Avrupa ülkelerine son dönemlerde özellikle inşaat alanında fayans ustası, sıvacı ve tamir-tadilat işçilerine yoğun bir talep var ve ülkemizden de döviz kazanmak için giden onlarca işçi var.

    Ülkemizde olan sorun Avrupa ülkelerinde de var ama bizim onlara oranla artımız genç insan kaynağımız. Eğer zanaatkârlarımızı da tıpkı doktor ve mühendisler gibi yurtdışına göçe kurban verirsek maalesef gelecekte aracımızı tamir ettirecek usta, elektrik arızamızı giderecek elektrikçi ya da evimize tadilat yaptıracak usta bulamayacağız.

    Bir an evvel meslek liselerini özendirici adımlar atılmalı, ilkokuldan itibaren sanayide çıraklığa teşvik edecek bir sistem tesis edilmelidir.

    Mutlu haftalar, keyifli okumalar.

    Selim GÜNAY