
02 Ekim 2025 Perşembe

Tercüman Gazetesi

EVLİLİKTE YALAN: GERÇEĞİ DEĞİL, İLETİŞİMİ KAYBETMENİN SESSİZ ÇIĞLIĞI

ZÜLFÜ YARE DOKUNMAK: YİTİRDİKLERİMİZ

"Halka Aşkla Hizmetin Adı: Arapgir Modeli" Belediye Başkanı Haluk Cömertoğlu ile Röportaj

KUŞLAR YAĞMURDA DA UÇAR

DURUŞ

İNSANLARA RAĞMEN, İNSANLIK İÇİN

YENİDEN MİLLİ MÜCADELE (ÇAĞRI)

Neden İznik?…

BİR DAMLA KAN, BİN BİR ENDİŞE

Bilgi ve Adalet

KADINIM HAKLARIM VAR

AYNADAKİ LEKE

KAN BAĞIŞI: BİR YAŞAMIN KIRILMA NOKTASINDAKİ KÜÇÜK BİR MUCİZEDİR

SALEBE’NİN HİKÂYESİNİ BİLİYOR MUSUNUZ?

Ne Bu Dünyada Ne De Öteki Dünyada

FATİH'İN VE ATATÜRK'ÜN İZİN VERMEDİĞİ PAPA'YA NEDEN İZİN VERİLİYOR?

VAZO ÖNÜNDE SATILAN ÜRÜNLER SAĞLIKLI MI?

DİJİTAL ÇAĞDA TAPU ÇİLESİ, BÜROKRASİDE “BANK NÖBETİ” SÜRÜYOR…

ÜÇ SIFIRIN ADALETİ, BİR İNSANIN VİCDANI: Prof. Dr. Ayten Erdoğan Meselesi

YOK DEVE

Milletin Vekili Olmak Cesaret İster

ADIM ADIM İLERLİYOR KÖTÜLÜK

ENGELSİZ ÖZGÜRLER

DİNDARLIK VE AYDINLIK

EĞİTİMDE SOSYAL ADALET

HAK ARAMAK HAKKIMIZ MI?

İNSANLARIN EN İYİ İLACI

SABAH VE ŞİİR

EVLAD-I FATİHAN ve SELANİKLİ MUSTAFA

Ticareti “Franchise’laştıran AKP

Ney, klasik şiirde ve tasavvuf edebiyatında derin ve çok katmanlı sembolizmiyle dikkat çeker. Neyin bu kadar çeşitli anlamlar taşıması, onun hem fiziksel hem de metafizik boyutlarıyla zengin bir sembol oluşuyla ilgilidir. Bu sembolik derinlik, onun şiirde ve tasavvuf düşüncesinde önemini artıran en temel unsurlardandır.
Zarif görüntüsüne rağmen çok derin anlamlar barındıran ney, sesini duyan her gönülde farklı bir titreşim uyandırır. Klasik şiirde ve tasavvuf edebiyatında ney sadece bir müzik aleti değil, insanın iç dünyasının, ruhunun ve aşkının sembolü olarak yer alır. Basit bir kamıştan yapılmış bu enstrüman, adeta bin yılların çığlığını, insanın ilahi olanla kurduğu ilişkinin feryadını içinde taşır.
Klasik şiir geleneğinde her sembolün bir zahiri (dış) ve bir de batıni (iç) anlamı vardır. Neyin sembolik değeri de tam olarak bu çok katmanlılıkta gizlidir. Onun sesi, sessizliğin içinden yükselen bir nida gibidir. Neyin tınısında yalnızca müzik değil, gurbet, acı, hasret, arayış ve olgunluk vardır.
Hz. Mevlânâ Celâleddîn Rûmî’nin meşhur “Mesnevî”si, işte bu anlamlarla yüklü olan neyin sözleriyle başlar:
“Bişnev ez ney çün hikâyet mîkuned,
Ez cüdâyîhâ şikâyet mîkuned.”
(“Dinle, bu ney nasıl şikâyet ediyor;
Ayrılıkları nasıl anlatıyor.”)
Mevlânâ için ney, ruhun Allah’tan ayrıldığı an yükselen feryadın dili gibidir. Neyin sesi, kelimelerle ifade edilemeyen dertlerin musikisidir. O konuşmaz; ama konuşanlardan çok daha fazlasını söyler. Bu yönüyle Mevlânâ, ney sembolü aracılığıyla insanın ilahi hakikatten ayrılışını ve bu ayrılıktan doğan manevi acıyı dile getirir.
Azerbaycan klasik şiirinin büyük isimlerinden biri olan Muhammed Fuzûlî de neyi ustalıkla kullanan şairlerdendir. Fuzûlî için aşk yalnızca romantik bir duygu değil, ilahi arayışın ve yanışın bizzat kendisidir. Onun divanında ney, sürekli olarak aşkın feryadı, mazlum bir gönlün sesi olarak yer alır:
“Ney gibi her dem ki bezm-i vaslını yâd eylerem,
Ta nefes vardır kuru cismimde, feryâd eylerem.”
(“Ney gibi her zaman vuslat meclisini hatırlarım,
Kuru cismimde nefes oldukça feryad ederim.”)
Burada şair, kendisini neyle özdeşleştirir. Neyin her nefesinde nasıl yanık bir ses varsa, şairin de her hatırasında, her hissinde yanan bir aşk ve unutulmayan bir vuslat arzusu vardır. Ney hem bir sestir, hem de o sesin içinde saklı olan sessiz bir acıdır.
Bu beyitlerde ney; bir hâlin, bir duygunun, bazen de bir mârifet makamının sembolüdür. Klasik şiirde ney, çoğunlukla çıkardığı sesin yarattığı etki üzerinden aşkın, ıstırabın şiirsel bir imgesi olarak tasvir edilir. Onun çıkardığı ses, aşkın acısını, sinedeki yangınları ve ruhsal sarsıntıları temsil eder. Neyin iniltisi aynı zamanda insan ruhunun bu dünyadaki gurbet ve yalnızlık hâlini ifade eden bir remiz olarak karşımıza çıkar.
Azerbaycan’ın ünlü hurûfî şairi İmâdeddîn Nesîmî’nin şiir dünyasında ney, daha çok nefsin yok oluşu ve ilahi varlığın nuruna yöneliş olarak tezahür eder. Tasavvufî düşüncede ney, nefsinden arınmış bir bedenin ve Hakk âşığının kalbinin sembolüdür. Bu anlam, Nesîmî’nin fikir dünyasıyla tam bir uyum içindedir.
Nesîmî’ye göre beden bir kafes, ruh ise ezelî olan nurdur. Bu beden içinde sıkışmış ruh, adeta ney’in sesindeki iniltidir. O, asıl yurdunu, yani ilahi âlemi aramaktadır. Bu bağlamda ney, Hak yolculuğunun sesi, kalbin arınmış melodisidir:
“Külli yerü gök Hak oldu mutlak
Söyler def ü çeng ü ney: Enel-Hak!”
Tasavvufî düşünceye göre ney, çeşitli manevi ve ruhsal hâlleri ifade eden çok katmanlı bir semboldür. Bu sembollerden biri de ney’in, Hak âşığının kalbi anlamında kullanılmasıdır. Tasavvuf edebiyatında ney, nefsaniyetlerden arınmış vücut ve kalp olarak kabul edilir. Nefes verildiğinde ney ancak içi boş olduğu için ses çıkarır. Bu da şu anlama gelir: İnsan da içini nefisten, kibirden, dünya sevgisinden arındırırsa, Hakk’ın sesini duyuracak bir araç hâline gelir. Bu yönüyle ney, aşkın taşıyıcısı, vuslat arzusunun dili olarak konuşur.
Bir diğer anlamda ney, ruhlar âleminden koparak dünyaya gelmiş olan insan ruhunu simgeler. Bu dünya ruh için bir gurbet yeridir. İnsanın bu dünyada gerçek huzuru, sükûnu yoktur. Neyin feryadı da bu gurbet içinde yaşanan hasretin, hicranın sesidir. Klasik şiirde “gurbet” kavramı, coğrafi bir uzaklıktan çok, ilahi vatan olan Allah’tan uzaklığın felsefi bir imgesidir.
Ney, aynı zamanda kâmil mürşidi (manevi rehberi) ve ilahi aşk makamını simgeler. Nasıl mürşid, müridini Hakk’a ulaştırırsa, ney de insanın ruhunu sesiyle ilahi aşka yöneltir. Bu bağlamda ney, bir sâlike yol gösteren bir kimlik kazanır. Onun her sesi bir ders, bir işaret ve bir hidayet vasıtasıdır.
Ney’in şiirsel imgesi yalnızca sesiyle değil, sessizliğiyle de konuşur. Her nefesi, adeta gönül içinde susarak konuşan bir inilti gibidir. Klasik şairler bu inceliği büyük bir hassasiyetle hisseder ve yansıtırlar. Sûfî şairler ney’i, aşkın ortağı ve derdin dile gelmiş hâli olarak sunarlar.
Sonuç olarak denilebilir ki, ney sadece bir müzik aleti değil; aşkın, hicranın, ilahi arayışın feryadıdır. O, gönüllerin derinliklerindeki huzursuzluğu dile getiren, ruhun bu dünyadaki garip düşmüş hâlini seslendiren bir semboldür. Klasik şiirde ve tasavvuf edebiyatında bu kadar geniş ve derin anlamlarla yüklenmiş olması, onu benzersiz bir imge hâline getirir. Neyin sesi, adeta ilahi bir çağrıdır; unutulmuş bir hakikatin fısıltısı, hakiki vatana dönüşün yoludur.
Eğer kalp susmuyorsa ve aşk arayış içindeyse, ney bu arayışın yolunu insana hazin sızılarıyla anlatır; ruha kılavuzluk eder…