
29 Kasım 2025 Cumartesi

Tercüman Gazetesi

EVLİLİKTE YALAN: GERÇEĞİ DEĞİL, İLETİŞİMİ KAYBETMENİN SESSİZ ÇIĞLIĞI

ZÜLFÜ YARE DOKUNMAK: YİTİRDİKLERİMİZ

"Halka Aşkla Hizmetin Adı: Arapgir Modeli" Belediye Başkanı Haluk Cömertoğlu ile Röportaj

KUŞLAR YAĞMURDA DA UÇAR

DURUŞ

İNSANLARA RAĞMEN, İNSANLIK İÇİN

YENİDEN MİLLİ MÜCADELE (ÇAĞRI)

Neden İznik?…

BİR DAMLA KAN, BİN BİR ENDİŞE

Bilgi ve Adalet

KADINIM HAKLARIM VAR

AYNADAKİ LEKE

KAN BAĞIŞI: BİR YAŞAMIN KIRILMA NOKTASINDAKİ KÜÇÜK BİR MUCİZEDİR

SALEBE’NİN HİKÂYESİNİ BİLİYOR MUSUNUZ?

Ne Bu Dünyada Ne De Öteki Dünyada

FATİH'İN VE ATATÜRK'ÜN İZİN VERMEDİĞİ PAPA'YA NEDEN İZİN VERİLİYOR?

VAZO ÖNÜNDE SATILAN ÜRÜNLER SAĞLIKLI MI?

BU DÖNER BAŞKA DÖNER… KİME DÖNER?

ÜÇ SIFIRIN ADALETİ, BİR İNSANIN VİCDANI: Prof. Dr. Ayten Erdoğan Meselesi

YOK DEVE

Milletin Vekili Olmak Cesaret İster

ADIM ADIM İLERLİYOR KÖTÜLÜK

ENGELSİZ ÖZGÜRLER

DİNDARLIK VE AYDINLIK

EĞİTİMDE SOSYAL ADALET

HAK ARAMAK HAKKIMIZ MI?

İNSANLARIN EN İYİ İLACI

GÖNÜLLERİN ANAHTARI; EMPATİ

EVLAD-I FATİHAN ve SELANİKLİ MUSTAFA

Ticareti “Franchise’laştıran AKP

Memlekette artık öyle bir düzen var ki, bir insanın iyilik yapması için iki şeye ihtiyacı var:
1) Cesaret, 2) Avukat.
Ve bazen avukat yetmiyor.
Bakın, Prof. Dr. Ayten Erdoğan…
Ne Sivaslı ne Kayserili olması fark eder; ne ülkücü ne sosyalist olması…
Bu mesele ne memleket işi, ne kimlik meselesi, ne de ideoloji.
Bu mesele düpedüz insanlık, biraz da vicdan.
Kadının suçlaması ne?
Parası olmayan çocuklara muayene – ilaç desteği sağlamak…
Yani devletin yapması gerekeni yapmaya çalışmak.
Yani “ahlak” denilen o eski moda kavramı elinin tersiyle değil, avucunun içiyle tutmak.
Ama bakın görün ki bu memlekette ahlak, yerçekimi gibi işliyor:
Aşağı doğru çalışıyor.
Ve önce vicdanı eziyor.
Efendim, dediler ki: “112 milyonluk vurgun!”
Bir hafta sonra ortaya çıktı ki meğer dosyada yazan rakam 112 bin TL.
Yani üç sıfır, memleketteki huzur gibi…
Geldiği gibi gitti.
Bu üç sıfır uçtu mu, buhar oldu mu, adliyeye ulaşamadan yolda mı kayboldu, bilinmez.
Ama bildiğimiz bir şey var:
Ayten Hoca o 112 bin lirayı kendi cebinden ödedi.
Evet, yanlış okumadınız.
Bir insan, parası olmayan çocuklara ilaç yazdığı için devletin zarara uğradığı iddia edilince…
“Devletim zarar görmesin,” diye borcu üstlenip ödedi.
Yahu bir dakika…
“Dolandırıcı” dedikleri kişi devletin parasını kendi cebinden ödüyor,
devleti “zarara uğrattıkları” iddia edilenler ise devlete tek kuruş ödemiyor.
Bağrı yanık Anadolu insanının buna bir vecizesi vardır:
“Ağlayanın malı gülene yar olmaz, ama bizde hep gülen kazanır.”
Soruyorum size:
Bir insanın ahlaklı olması, bu ülkede suç unsuru mudur?
Ya da tersinden sorayım:
Birinin merhametli olduğuna nasıl karar veriyoruz?
Kaç yıl hapis cezası alırsa o kadar merhametli mi oluyor?
Madem bu insan çocuklara yardım etmiş,
o hâlde bu ülkede vicdan yasadışı örgüt ilan edilmiştir,
iyilik de örgüt üyeliği kapsamındadır.
Ve hepimiz potansiyel şüpheli konumundayız.
Devlet; çocuğa ilaç yazanı tutukluyor,
fakat çocukların hayatını karartanları kariyer basamaklarından indirip bindiriyor.
Memlekette adalet, trafik lambası gibi:
Herkese kırmızı yanıyor ama bazılarına hiç yanmıyor.
Ve işin en acı yanı, kimse artık şaşırmıyor.
Şaşırmak için bile enerji lazım; milletin enerjisi de bitti.
Bu yazının sonunda bir temennim var:
Allah, bu ülkede vicdanı olanların yardımcısı olsun.
Çünkü görünen o ki,
vicdanı olanın dostu çok az, düşmanı çok fazla.
İyilik yapanın cezalandırıldığı,
üç sıfırın kaybolduğu,
bir tek sıfırın bile bulunamadığı bu düzende…
Belki bir gün adalet gelir.
Ama o güne kadar bari biz ses edelim:
Bu ülkede suçlanan bir insan değil…
Suçlanan, adını söylemekten korktuğumuz bir kelime: İYİLİK.
Selam ve muhabbetle.