
29 Kasım 2025 Cumartesi

Tercüman Gazetesi

EVLİLİKTE YALAN: GERÇEĞİ DEĞİL, İLETİŞİMİ KAYBETMENİN SESSİZ ÇIĞLIĞI

ZÜLFÜ YARE DOKUNMAK: YİTİRDİKLERİMİZ

"Halka Aşkla Hizmetin Adı: Arapgir Modeli" Belediye Başkanı Haluk Cömertoğlu ile Röportaj

KUŞLAR YAĞMURDA DA UÇAR

DURUŞ

İNSANLARA RAĞMEN, İNSANLIK İÇİN

YENİDEN MİLLİ MÜCADELE (ÇAĞRI)

Neden İznik?…

BİR DAMLA KAN, BİN BİR ENDİŞE

Bilgi ve Adalet

KADINIM HAKLARIM VAR

AYNADAKİ LEKE

KAN BAĞIŞI: BİR YAŞAMIN KIRILMA NOKTASINDAKİ KÜÇÜK BİR MUCİZEDİR

SALEBE’NİN HİKÂYESİNİ BİLİYOR MUSUNUZ?

Ne Bu Dünyada Ne De Öteki Dünyada

FATİH'İN VE ATATÜRK'ÜN İZİN VERMEDİĞİ PAPA'YA NEDEN İZİN VERİLİYOR?

VAZO ÖNÜNDE SATILAN ÜRÜNLER SAĞLIKLI MI?

BU DÖNER BAŞKA DÖNER… KİME DÖNER?

ÜÇ SIFIRIN ADALETİ, BİR İNSANIN VİCDANI: Prof. Dr. Ayten Erdoğan Meselesi

YOK DEVE

Milletin Vekili Olmak Cesaret İster

ADIM ADIM İLERLİYOR KÖTÜLÜK

ENGELSİZ ÖZGÜRLER

DİNDARLIK VE AYDINLIK

EĞİTİMDE SOSYAL ADALET

HAK ARAMAK HAKKIMIZ MI?

İNSANLARIN EN İYİ İLACI

GÖNÜLLERİN ANAHTARI; EMPATİ

EVLAD-I FATİHAN ve SELANİKLİ MUSTAFA

Ticareti “Franchise’laştıran AKP

Bir milletin konuştuğu dil, o toplumun kimliğinin başlıca ögesidir. Yüzyıllar içerisinde oluşan kültür bir milletin bilgi birikimiyse, o birikimin hafızası ve kaynağı da dildir. Bir milletin kendi başına var olması ve devamı da ancak dilin yaşaması ile mümkün olabilir. Çünkü bir milletin ortak değerleri sadece dil sayesinde sonraki nesillere aktarılabilir. Yani dil yaşadıkça millet de, kültür de yaşar.
Kimi tarihçilerin Uz ve Kuman bakiyesi olarak ifade ettiği, haklarında Evliya Çelebi’nin de bölgesel olarak bahsettiği, ancak yakın zamana kadar pek bilgi sahibi olmadığımız bir topluluk: Gagavuzlar.
Gagavuz Yeri olarak adlandırılan özerk bölgenin başkenti Komrat’tır. Tarihçiler, onları şu isimlerle ifade etmişlerdir: Gök-Oğuz, Gaga-Uz / Aga-Uz, Keykâvus – Gaygavuz, Kalavuz – Kılavuz, Kara-guz / Gara-Guz.
Balkanların belki de en gariban insanlarıdır Gagauzlar. Bitlerinin kanlanmasına bile müsaade edilmemiş bir halktır.
Çarlık Rusya’nın yıkılmasından sonra, komünist yönetimle biraz nefes almışlar. Ancak anonim çocuğu Stalin döneminde yaşadıkları açlık/kıtlık ölümleri, sürgünler, ağır vergiler ve daha birçok maddi manevi baskı onları tükenme noktasına getirmiştir.
Mihail Çakır gibi yerel ve Hamdullah Suphi Tanrıöver gibi Türk diplomatlarına, Gagavuz Türklerini tanımamız konusunda çok şey borçluyuz.
Yazıyı fazla uzatmayacağım, çünkü uzun yazılar bazen sıkıcı olabiliyor ve bu sebeple okuyan da pek olmuyor.
Başı sıkışan Müslüman milletlerin yardımına koşan hükümetin bu faaliyetlerini takdirle karşıladığımı her zaman dile getirdim. İslam dünyasında aradığını bulamayan, Batı ile zaten gen uyuşmazlığı yaşayan hükümetin, bir noktadan sonra yönünü ve yüzünü TÜRK DÜNYASINA dönmesini ve oralara TİKA eliyle bir şeyler yapmasını da takdir ediyorum ve bu durumu ayakta alkışlıyorum.
Gagauz ve Hazar Türkleri gibi topluluklara, Müslüman Sünni olmadıkları için sahip çıkılmasını kabul etmeyen ve bu topluluklara ilgisiz kalan dar kafalılara diyecek bir şeyim yok. Onlara sadece şunu tavsiye ederim:
“Türkiye’den çıkın ve dış dünyadan Türk Dünyasına bakın. Bir topluluğun adı TÜRK ise, dini aidiyet önemli değil, o topluluk Batı için potansiyel bir tehlike olarak görülür.”
Hülasa, Türkiye’den (Edirne) 650 km uzakta olan ve biraz eski de olsa bizim gibi Türkçe konuşan insanlarımız mevcut. Bilirsiniz, sonradan TÜRK olunmaz, TÜRK doğulur.
Gazi Kaya (Kadiroğlu Gazi)