
30 Kasım 2025 Pazar

Tercüman Gazetesi

EVLİLİKTE YALAN: GERÇEĞİ DEĞİL, İLETİŞİMİ KAYBETMENİN SESSİZ ÇIĞLIĞI

ZÜLFÜ YARE DOKUNMAK: YİTİRDİKLERİMİZ

"Halka Aşkla Hizmetin Adı: Arapgir Modeli" Belediye Başkanı Haluk Cömertoğlu ile Röportaj

KUŞLAR YAĞMURDA DA UÇAR

DURUŞ

İNSANLARA RAĞMEN, İNSANLIK İÇİN

YENİDEN MİLLİ MÜCADELE (ÇAĞRI)

Neden İznik?…

BİR DAMLA KAN, BİN BİR ENDİŞE

Bilgi ve Adalet

KADINIM HAKLARIM VAR

AYNADAKİ LEKE

KAN BAĞIŞI: BİR YAŞAMIN KIRILMA NOKTASINDAKİ KÜÇÜK BİR MUCİZEDİR

SALEBE’NİN HİKÂYESİNİ BİLİYOR MUSUNUZ?

Ne Bu Dünyada Ne De Öteki Dünyada

FATİH'İN VE ATATÜRK'ÜN İZİN VERMEDİĞİ PAPA'YA NEDEN İZİN VERİLİYOR?

VAZO ÖNÜNDE SATILAN ÜRÜNLER SAĞLIKLI MI?

BU DÖNER BAŞKA DÖNER… KİME DÖNER?

ÜÇ SIFIRIN ADALETİ, BİR İNSANIN VİCDANI: Prof. Dr. Ayten Erdoğan Meselesi

YOK DEVE

Milletin Vekili Olmak Cesaret İster

ADIM ADIM İLERLİYOR KÖTÜLÜK

ENGELSİZ ÖZGÜRLER

DİNDARLIK VE AYDINLIK

EĞİTİMDE SOSYAL ADALET

HAK ARAMAK HAKKIMIZ MI?

İNSANLARIN EN İYİ İLACI

GÖNÜLLERİN ANAHTARI; EMPATİ

EVLAD-I FATİHAN ve SELANİKLİ MUSTAFA

Ticareti “Franchise’laştıran AKP

1975
İnsan hayatının en güzel yılları olan gençliğimi, vatanımı kızıl Sovyet işgalini durdurmak için harcadım. Her sabah ölüme uyanıp kavgaya giriyorduk. Bu vatan için can feda idi. Gençlik nedir, bilmedik, yaşamadık. Devlet, vatan denince kutsal; ordu denince selama durulacak saygınlıktı.
12 Eylül’de bir düdük çaldı ve bir anda “anarşist” oluverdik. “Devlet var, size ne?” dediler. Artık gençliğimizin son yıllarını hapishanelerde geçirecektik. Bana Mamak Cehennemi’ne girmek düştü. Yıllarca her gün bitmek bilmeyen dayaklar, işkenceler…
Dışarı çıktığımda, ölene kadar yetecek yorgunluk bıraktı bende.
Kâbusun bittiğini sandım, oysa yeni başlıyormuş. Ölümüne peşinden gittiklerimizin TV ekranlarında Nazım Hikmet’e övgüler dizdiğini görünce, Mamak’ta yediğim coplardan daha çok acı verdi. Madem öyleydi de bizi neden kavgaya soktunuz ve gençliğimizi mahvettiniz?
2025
Gençliğimizi uğruna feda ettiğimiz Ülkücü Hareket’in partisi olan MHP’nin liderinin, 70’lerde Siyasal’da öğrenciyken ölümüne kavga ettiğimiz komünistlerle bugün “Apo Kurucu Önder” demesine, “Analar ağlamasın” sözüne ya da “Terörsüz Türkiye” propagandasına hizmet etmesi acı veriyor bana.
Madem öyleydi de neden kavga ettik biz?
Neden binlerce genç hayatını kaybetti, işkencelere uğradı ve anaları ağladı? NEDEN?
O zamanlarda Sovyetler’in orak çekiçli kızıl bayrağı meydanlarda sallanırken; şimdi de sözde Komünist PKK’nın “Kürdistan” bayrağını sallayarak vatan dediğimiz kutlu ülkemize ortak olmaya çalışmasına hizmet ediyor Bahçeli.
NEDEN?
GENÇLİĞİMİ BOŞA KAYBETMİŞİM MEĞERSE.
KUTSAL BİLDİĞİM DEVLET-VATAN-MİLLET ÜÇGENİNDE BOĞULUYORUM.
BU TOPRAKLARDA YAŞAMAKTAN YORULDUM.
1988
Mamak Cehennemi’nden çıktıktan sonra İslam davası için hayatımı adadım. Sahnelerde 35 yıl İslam’ın güzelliklerini anlattım. Yine büyük bir riske girdim. Her gün irtica suçuyla hapse geri girebilirdim. Her turneye, ailemle vedalaşarak çıktım.
Müslümanlar iktidar olursa tüm bu kötülükler bitecekti…
1997 – 28 ŞUBAT DARBESİ
2016 – 15 TEMMUZ FETÖ DARBESİ
VE
2025
24 yıldır iktidarda olan ve her defasında dindarlık vurgusu yapan Erdoğan ve avanesi beni içinden çıkılmaz bir hüsrana boğdu.
Bu toprakların en kutsalı din idi.
Allah’ın dinini parti dinine dönüştürdüler.
Adaletsizlik, hukuksuzluk, yolsuzluk, liyakatsizlik, kayırmacılık… Neyimiz varsa sattılar. Vatan topraklarındaki tüm madenler yabancılara satıldı. Limanlar satıldı. Yap-işlet-devret modeliyle yapılan köprüler, otoyollar, havaalanlarının akıl almaz ödemelerini halk ödedi.
Hepsinin üstünü “savunma sanayi” ile örtmeye çalışıyorlar.
KORKU FİLMİ GİBİ.
Hani Müslümanlar idare edince her şey güzel olacaktı?
İnanmayanlar bile mutlu olacaktı?
Problem dinde mi, yoksa dini umursamazca kullananlar mı?
Bu ayırt edilemez bir hâl aldı.
Dinden soğumalar başladı…
Geldiğimiz nokta:
Kutsal bildiğim DİN – DEVLET – VATAN – MİLLET mi kutsallığını kaybetti, yoksa biz mi yanıldık?
Trafik problem.
Ticaret problem.
Eğitim problem.
Adalet problem.
Tarikatlar, cemaatler problem.
GERÇEKTEN BU TOPRAKLARDA YAŞAMAKTAN YORULDUM.
17 yıl Avrupa turneleri yaptım.
Keşke Almanya’yı görmeseydim, diyorum.
17 yıl içinde bir kere olsun korna sesi duymadım.
3-5 Euro’luk bir alışverişte yanlışlıkla devletin kartını kullanan Bakan’ın anında istifa ettiğini gördüm.
Bir yaşlı kadına yol vermediği için istifa eden Bakan gördüm.
Berlin’de öğle tatilinde tek başına Türk dönerciye giderek mesaisine dönen Başbakan Merkel’i gördüm.
GERÇEKTEN YORULDUM.
“Umutsuz olma” diyorlar.
Bana bir umut ışığı gösterin!!!
Sadece siyasi sözler ve sloganlara artık inanmıyorum.
TÜM KUTSALLAR GÖZÜMDE BULANIKLAŞIYOR.
“Yazma” diyorlar.
Hiç olmazsa bunu yapayım.
Kimsenin benden bir şey istediği yok zaten.
Bunu da yapmazsam, bu yorgunluk beni öldürecek.
Vesselam.