
01 Kasım 2025 Cumartesi

Tercüman Gazetesi

EVLİLİKTE YALAN: GERÇEĞİ DEĞİL, İLETİŞİMİ KAYBETMENİN SESSİZ ÇIĞLIĞI

ZÜLFÜ YARE DOKUNMAK: YİTİRDİKLERİMİZ

"Halka Aşkla Hizmetin Adı: Arapgir Modeli" Belediye Başkanı Haluk Cömertoğlu ile Röportaj

KUŞLAR YAĞMURDA DA UÇAR

DURUŞ

İNSANLARA RAĞMEN, İNSANLIK İÇİN

YENİDEN MİLLİ MÜCADELE (ÇAĞRI)

Neden İznik?…

BİR DAMLA KAN, BİN BİR ENDİŞE

Bilgi ve Adalet

KADINIM HAKLARIM VAR

AYNADAKİ LEKE

KAN BAĞIŞI: BİR YAŞAMIN KIRILMA NOKTASINDAKİ KÜÇÜK BİR MUCİZEDİR

SALEBE’NİN HİKÂYESİNİ BİLİYOR MUSUNUZ?

Ne Bu Dünyada Ne De Öteki Dünyada

FATİH'İN VE ATATÜRK'ÜN İZİN VERMEDİĞİ PAPA'YA NEDEN İZİN VERİLİYOR?

VAZO ÖNÜNDE SATILAN ÜRÜNLER SAĞLIKLI MI?

BU DÖNER BAŞKA DÖNER… KİME DÖNER?

ÜÇ SIFIRIN ADALETİ, BİR İNSANIN VİCDANI: Prof. Dr. Ayten Erdoğan Meselesi

YOK DEVE

Milletin Vekili Olmak Cesaret İster

ADIM ADIM İLERLİYOR KÖTÜLÜK

ENGELSİZ ÖZGÜRLER

DİNDARLIK VE AYDINLIK

EĞİTİMDE SOSYAL ADALET

HAK ARAMAK HAKKIMIZ MI?

İNSANLARIN EN İYİ İLACI

GÖNÜLLERİN ANAHTARI; EMPATİ

EVLAD-I FATİHAN ve SELANİKLİ MUSTAFA

Ticareti “Franchise’laştıran AKP

Modern birey artık kimliğini keşfeden değil, kimliğini sürekli yeniden tasarlamak ve pazarlamak zorunda kalan bir varlıktır; Zygmunt Bauman’ın deyimiyle, içinde yaşadığımız akışkan modernite çağında kimlik sabit bir öz olmaktan çıkmış, akışkan bir forma bürünmüştür.
Bugün küreselleşen dünyada herhangi bir noktadaki değişim, dünyanın diğer bölgelerine yayılmakta ve farklı kültürlerin tanınmasına olanak tanımaktadır. Bilhassa sosyal medya aracılığıyla sürekli yeni trendler oluşmakta ve bu trendlere ayak uydurmaya çalışan bir nesil türemektedir. Ancak ağ toplumu, her ne kadar çeşitliliği ve dinamizmi bir arada bulundursa da, bu toplumda yaşamak mayınlı bir tarlada yürümekten farksızdır. Zira hiçbir şeyin kesin olmadığı ve ilişkilerin yüzeysel olduğu bir toplum, sabitelerden ve değerlerden yoksun bir portre çizmektedir.
Herkesin aynı modayı takip ettiği, aynı kahveyi içtiği, aynı reels videolarını izlediği ve en önemlisi de aynı şekilde kurgulandığı bir evrende, gelenekselin izini sürmek neredeyse imkânsızdır. Bilhassa sosyal medyada sürekli bireyselliğe yapılan aşırı vurgu, insanları bencilleştirmekte ve canavarlaştırmaktadır. Herkesin kendini kusursuz gördüğü ütopik bir evrende ne insanlıktan ne de değerlerden bahsetmek mümkündür! Bugün ne doğaya ne de insana karşı merhamet kalmamıştır.
Self-esteem’in (Özsaygı) aşırı abartılması, günümüz insanını narsistleştirmiş ve bireyleri gerçekçi olmayan bir dünyanın içine hapsetmiştir. Bu, özellikle sosyal medya aracılığıyla daha da tetiklenmektedir. Bauman’ın deyimiyle akışkan toplumun akışkan bireyleri, manipüle edilmeye son derece açık ve yerel bağlardan kopuk olmaya meyillidir. Yerele karşı olan bu düşmanlık, Batı’yı yüceltmekte ve insanları yapay bir Batılı olmaya özendirmektedir. İnternet aracılığıyla yaşanan bu kültürel etkileşim, herkesin birbirine benzediği bir insan modeli yaratmakta ve kültürel değerleri yozlaştırmaktadır. Bir Batılı olmadığı halde Batılı gibi yaşamaya çalışmak, bireyi hem yormakta hem de üzerine oturmayan, bol bir giysi gibi sarkarak onun kimliğini belirsizleştirmektedir. Buna bir akademisyenin yaşadığı hayat hikâyesi örnek verilebilir. Fransa’da yıllarca yaşayan bir akademisyen, Batı’nın tüm değerlerini benimsemişti. Ancak bir gün bir meslektaşı ona şöyle dedi: “Sen Batılı olamazsın. Çünkü Batılı doğmadın.”
Aslında mesele tam olarak bu. Ağ toplumuyla birlikte Batı değer ve anlayışlarının ülkemizi kuşatarak değerlerimizi yozlaştırması üzücü. Geleneksel değerlerden uzak bir yaşam tarzı, çoğu zaman huzur getirmemiştir. Elbette geleneksel olanın içinde olumsuz örüntüler de mevcuttur. Mühim olan doğru geleneklerin muhafaza edilmesi, yanlış olanlardan ise kaçınılmasıdır.