
04 Aralık 2025 Perşembe

Tercüman Gazetesi

EVLİLİKTE YALAN: GERÇEĞİ DEĞİL, İLETİŞİMİ KAYBETMENİN SESSİZ ÇIĞLIĞI

ZÜLFÜ YARE DOKUNMAK: YİTİRDİKLERİMİZ

"Halka Aşkla Hizmetin Adı: Arapgir Modeli" Belediye Başkanı Haluk Cömertoğlu ile Röportaj

KUŞLAR YAĞMURDA DA UÇAR

DURUŞ

İNSANLARA RAĞMEN, İNSANLIK İÇİN

YENİDEN MİLLİ MÜCADELE (ÇAĞRI)

Neden İznik?…

BİR DAMLA KAN, BİN BİR ENDİŞE

Bilgi ve Adalet

KADINIM HAKLARIM VAR

AYNADAKİ LEKE

KAN BAĞIŞI: BİR YAŞAMIN KIRILMA NOKTASINDAKİ KÜÇÜK BİR MUCİZEDİR

SALEBE’NİN HİKÂYESİNİ BİLİYOR MUSUNUZ?

Ne Bu Dünyada Ne De Öteki Dünyada

FATİH'İN VE ATATÜRK'ÜN İZİN VERMEDİĞİ PAPA'YA NEDEN İZİN VERİLİYOR?

VAZO ÖNÜNDE SATILAN ÜRÜNLER SAĞLIKLI MI?

BU DÖNER BAŞKA DÖNER… KİME DÖNER?

ÜÇ SIFIRIN ADALETİ, BİR İNSANIN VİCDANI: Prof. Dr. Ayten Erdoğan Meselesi

YOK DEVE

Milletin Vekili Olmak Cesaret İster

ADIM ADIM İLERLİYOR KÖTÜLÜK

ENGELSİZ ÖZGÜRLER

DİNDARLIK VE AYDINLIK

EĞİTİMDE SOSYAL ADALET

HAK ARAMAK HAKKIMIZ MI?

İNSANLARIN EN İYİ İLACI

GÖNÜLLERİN ANAHTARI; EMPATİ

EVLAD-I FATİHAN ve SELANİKLİ MUSTAFA

Ticareti “Franchise’laştıran AKP

Merhaba Tercüman Gazetesi Ailesi. Artık aranıza ben de katıldım. Vesile olan herkese teşekkürlerimi sunuyorum. Sosyal medyada yaklaşık 10 yıldır kendi hâlimde Yönetim Bilimi üzerine yazılar yazıyor ve seslendiriyordum. Tercüman Ailesi beni buradan fark etti ve aralarına almak istedi. Ben de açıkçası böyle köklü bir aileye katılma fırsatını kaçırmak istemedim.
Sosyal medyada toplamda yüz yirmi bine yakın takipçim oluştu. Yönetim Bilimci adındaki sayfalarımda toplumun yönetim ve yönetme ile ilgili realitelerini farklı bakış açılarıyla ortaya koymaya çalışıyorum. Kültür, gelenek, siyaset, liderlik ve din konularının bir arada yer aldığı, daha çok felsefi içerikli yazılar yazıyorum.
İnsanlara, “Olayın bir de bu yönünü düşündünüz mü?” şeklinde zihinlerini rahatsız edici, ezberlerinden şüphe ettirici, sorgulatıcı ve farklı bakma yollarını gösterici yazılar yazıyorum. Bu yazılarıma Tercüman Ailesi içinde de devam edeceğim. Sesli olarak dinlemek isterseniz, sosyal medya hesaplarımdan ulaşabilirsiniz.
Eleştirilerinizi ve önerilerinizi her zaman bekliyorum. Hepinize tekrar merhaba diyor, selamlarımı, sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum. Ve ilk yazımı sizlere sunuyorum.
KİMLER HAKKI TERK EDİP GÜCÜN YANINDA SAF TUTAR?
En başta cahiller gücün yanında saf tutar. Çünkü cahil kurnazdır. Sadece ve sadece çıkarları için gücün safında yer alır. Cehaletin getirdiği ezikliği de böylece üstünden atmış olur.
Cahil, asla ve asla düşünce, fikir, ideoloji veya inanç için, din için, gücün yanında olmaz! Gücün yanında öyle görünse bile mutlaka çıkarları vardır. Güçle beraber “Âmin” der, güçle beraber “devrim” der, güçle beraber her sloganı atar. Fakat mutlaka çıkarını kollar.
Mesela cahil, gücün yanında din için saf tuttuğunu söylese, orada da mutlaka çıkarları vardır. Dinin kuralları vardır, helalleri haramları vardır. İçkisi vardır, kumarı, bahisi, iddiası vardır; rüşveti, torpili vardır. Cahil dayanamaz, mutlaka bu günahları da işler ama suçu gücün üstüne atar.
Aklında, “Öbür dünyada bunlar serbest olmasaydı ben bu günahları işlemezdim.” deyip aklınca Allah’ı kandırma fikri vardır. Cahil, “Din için gücün yanında duruyorum.” derken, bu kadar günaha nasıl bu kadar kolay ulaşıyorum? diye kendine sormaz bile. Dedim ya, suçu güya öbür tarafta gücün sahibine atacak. Öyle kurnazdır, öyle çıkarcıdır.
Daha acısını söyleyeyim! Günahların sağanak sağanak yağdığı, her yerden kolaylıkla ulaşıldığı bir düzen varsa, bunları yöneten de gücün sahibidir. Çünkü hiçbir kirli güç, hiçbir kirli gücü başıboş bırakmaz, bırakamaz. Kirli de olsa, tüm başka güçler her zaman tehlikedir.
Mesele bu kadar basit. Kimse kendini kandırmasın, kimse gücü ve inançları günahlarına kılıf yapmasın. Hiç kimse de cahilin dinini din sanmasın. Bu da ayrı bir cehalettir!
Helâk olan kavimlerin çoğunun inancı vardı. Fakat putlaştırdıkları figürleri Allah’a şefaatçi, yani aracı, yani günahlarına kılıf olarak kullanarak Allah’ı inandıracaklarını, aslında kandıracaklarını sandılar… Aslında Allah ile alay ettiler. Allah yokmuş gibi yaşadılar, ama “ya varsa” diye putlarına sarıldılar. En çok da güç putuna sarıldılar. Çünkü en kalabalık onun etrafındaydı.
Cahillerden başka da hakkı bırakıp gücün yanında saf tutanlar vardır. Bunlar asla cahil değildir! Bu insanlar, bilinçli kötülüğün vücut bulmuş hâlidir. En büyük hazineleri cehalettir. Sadece çıkarları vardır. Güç neredeyse, onlar oradadır.
Sadece çıkarları için yaşayan ve bunun için kötülük yapmaktan çekinmeyenlerin, asla dini, imanı, ideolojisi, ırkı, hatta dünya görüşü bile olmaz. En tehlikeli insan tipidir. Bir yönetim sisteminde, en çok dikkat edilmesi gereken insan tipidir. Zira çıkarları için her şeylerini -bir daha söylüyorum- her şeylerini satabilirler.
Yani siz; 20 yıl, 30 yıl, 40 yıl giydiği gömleği çıkarıp, tam zıttı renkte bir gömlek giyen birinin, onur, haysiyet, namus gibi kavramlara sahip olduğunu düşünebilir misiniz?
İşte o yüzden, bir kişi bile olsanız hakkın yanında olmalısınız.
“Herkes yapıyor, sen de yap evladım.” dediğiniz zaman, siz de ahlakınızı onlar gibi çöpe atmış olursunuz.
Sesli dinlemek için https://www.instagram.com/reel/DPwwnL8kUlD/?utm_source=ig_web_copy_link&igsh=MzRlODBiNWFlZA==