
01 Aralık 2025 Pazartesi

Tercüman Gazetesi

EVLİLİKTE YALAN: GERÇEĞİ DEĞİL, İLETİŞİMİ KAYBETMENİN SESSİZ ÇIĞLIĞI

ZÜLFÜ YARE DOKUNMAK: YİTİRDİKLERİMİZ

"Halka Aşkla Hizmetin Adı: Arapgir Modeli" Belediye Başkanı Haluk Cömertoğlu ile Röportaj

KUŞLAR YAĞMURDA DA UÇAR

DURUŞ

İNSANLARA RAĞMEN, İNSANLIK İÇİN

YENİDEN MİLLİ MÜCADELE (ÇAĞRI)

Neden İznik?…

BİR DAMLA KAN, BİN BİR ENDİŞE

Bilgi ve Adalet

KADINIM HAKLARIM VAR

AYNADAKİ LEKE

KAN BAĞIŞI: BİR YAŞAMIN KIRILMA NOKTASINDAKİ KÜÇÜK BİR MUCİZEDİR

SALEBE’NİN HİKÂYESİNİ BİLİYOR MUSUNUZ?

Ne Bu Dünyada Ne De Öteki Dünyada

FATİH'İN VE ATATÜRK'ÜN İZİN VERMEDİĞİ PAPA'YA NEDEN İZİN VERİLİYOR?

VAZO ÖNÜNDE SATILAN ÜRÜNLER SAĞLIKLI MI?

BU DÖNER BAŞKA DÖNER… KİME DÖNER?

ÜÇ SIFIRIN ADALETİ, BİR İNSANIN VİCDANI: Prof. Dr. Ayten Erdoğan Meselesi

YOK DEVE

Milletin Vekili Olmak Cesaret İster

ADIM ADIM İLERLİYOR KÖTÜLÜK

ENGELSİZ ÖZGÜRLER

DİNDARLIK VE AYDINLIK

EĞİTİMDE SOSYAL ADALET

HAK ARAMAK HAKKIMIZ MI?

İNSANLARIN EN İYİ İLACI

GÖNÜLLERİN ANAHTARI; EMPATİ

EVLAD-I FATİHAN ve SELANİKLİ MUSTAFA

Ticareti “Franchise’laştıran AKP

Direnişin, mizahın, barışın ve umudun ismi o.
Sırrı Süreyya Önder, Türkiye siyasal tarihinde sadece bir milletvekili, bir sinemacı ya da bir fikir insanı olarak değil; aynı zamanda vicdanın, mizahın ve muhalefetin ete kemiğe bürünmüş hâli olarak yer bulur. 1962 yılında Adıyaman’da, siyasal bilinçle yoğrulmuş bir ailede dünyaya gelen Önder, henüz çocuk yaşlarda emek, eşitlik ve adalet kavramlarıyla tanıştı. Babası Türkiye İşçi Partisi’nin Adıyaman il başkanıydı ve bu durum, onun hayat yolculuğunda derin bir iz bıraktı.
Ankara Üniversitesi DTCF Sinema-TV Bölümünde eğitim görmesi, onun hayata bakışını daha da derinleştirdi. Sinemayı bir eğlence aracı olarak değil, halkın sesi olabilecek güçlü bir anlatım dili olarak benimsedi. 2006 yapımı Beynelmilel filmi, 1980 darbesinin acı izlerini taşırken; güldürerek düşündüren, düşündürürken yaraları hatırlatan güçlü bir yapıt olarak hafızalara kazındı. Sanatı, sistemle hesaplaşmanın bir yolu olarak gören Önder, her karede bir direnişi anlattı.
2011 yılında bağımsız milletvekili olarak TBMM’ye adım atan Sırrı Süreyya Önder, sıradan bir siyasetçi değil, adeta halkın sokağından Meclis kürsüsüne uzanan bir halk ozanı gibiydi. Sert politik tartışmaların arasında sivri zekâsı, hicvi ve mizahı ile dikkat çekti. Ancak onun asıl gücü, Türkiye’nin en zorlu süreçlerinden biri olan çözüm sürecinde, diyalogdan yana tutumuyla öne çıkmasıydı. İmralı görüşmelerine katılan heyette yer alarak, barış için büyük riskler aldı. O, barış talebini “yumuşak bir şiir” gibi dillendirdiği hâlde, çoğu zaman demir duvarlara çarptı.
Önder, politik arenada alışılmış kalıpları reddeden bir figürdür. Ne tamamen akademik, ne tamamen halkçı, ne yalnızca sanatçı… O, tüm bu kimliklerin iç içe geçtiği; Türkiye’nin çok sesli, çok kimlikli, çok yaralı coğrafyasının bir temsili gibidir. Zaman zaman kendi partisinden de eleştiri almış, ama hiçbir zaman popülist dalgalara kapılmamıştır. Onun için önemli olan, doğruyu en zor anda bile söyleyebilmekti.
Sırrı Süreyya Önder’i anlatmak, aslında Türkiye’nin yakın tarihine dürüstçe bakmak demektir. Onun hikâyesi, bireysel bir biyografi olmaktan çok, bu topraklarda vicdanın ve mizahın ayakta kalma mücadelesidir. Belki hiçbir zaman çoğunluğun adamı olmadı ama her zaman sessizlerin sesi olmayı seçti. Sözleriyle güldürdü, ama gülüşlerin arkasında derin bir hüzün bıraktı.
Mekânın cennet olsun,
Yattığın yer nurlarla dolsun güzel insan.
Sevgiyle kalın