
01 Aralık 2025 Pazartesi

Tercüman Gazetesi

EVLİLİKTE YALAN: GERÇEĞİ DEĞİL, İLETİŞİMİ KAYBETMENİN SESSİZ ÇIĞLIĞI

ZÜLFÜ YARE DOKUNMAK: YİTİRDİKLERİMİZ

"Halka Aşkla Hizmetin Adı: Arapgir Modeli" Belediye Başkanı Haluk Cömertoğlu ile Röportaj

KUŞLAR YAĞMURDA DA UÇAR

DURUŞ

İNSANLARA RAĞMEN, İNSANLIK İÇİN

YENİDEN MİLLİ MÜCADELE (ÇAĞRI)

Neden İznik?…

BİR DAMLA KAN, BİN BİR ENDİŞE

Bilgi ve Adalet

KADINIM HAKLARIM VAR

AYNADAKİ LEKE

KAN BAĞIŞI: BİR YAŞAMIN KIRILMA NOKTASINDAKİ KÜÇÜK BİR MUCİZEDİR

SALEBE’NİN HİKÂYESİNİ BİLİYOR MUSUNUZ?

Ne Bu Dünyada Ne De Öteki Dünyada

FATİH'İN VE ATATÜRK'ÜN İZİN VERMEDİĞİ PAPA'YA NEDEN İZİN VERİLİYOR?

VAZO ÖNÜNDE SATILAN ÜRÜNLER SAĞLIKLI MI?

BU DÖNER BAŞKA DÖNER… KİME DÖNER?

ÜÇ SIFIRIN ADALETİ, BİR İNSANIN VİCDANI: Prof. Dr. Ayten Erdoğan Meselesi

YOK DEVE

Milletin Vekili Olmak Cesaret İster

ADIM ADIM İLERLİYOR KÖTÜLÜK

ENGELSİZ ÖZGÜRLER

DİNDARLIK VE AYDINLIK

EĞİTİMDE SOSYAL ADALET

HAK ARAMAK HAKKIMIZ MI?

İNSANLARIN EN İYİ İLACI

GÖNÜLLERİN ANAHTARI; EMPATİ

EVLAD-I FATİHAN ve SELANİKLİ MUSTAFA

Ticareti “Franchise’laştıran AKP

Bazı ünlülerin kamera karşısında sevimli, sempatik, güler yüzlü oluşu ne yazık ki birçok izleyiciyle karşılaştıklarında pek de iç açıcı olmuyor.
Kamera karşısında oyuncu, kamera arkasında ise kendisi olmak; ne yazık ki seyirciyi hayal kırıklığına uğratan, hoş olmayan davranışlarla karşılarında dumura uğratılmış koskoca bir hayal kırıklığına dönüşüyor.
Günümüzde teknolojinin gelişimiyle birlikte hayatımızın her alanına nüfuz eden kameralar, sadece görüntü kaydetmekle kalmıyor; bireylerin davranışlarını, tutumlarını ve hatta kimliklerini değiştiren güçlü bir etken hâline geliyor. Kamera, artık sadece bir gözlem aracı değil; aynı zamanda toplumsal normların, kişisel algıların ve insan ilişkilerinin yeniden şekillendiği bir mecra.
Görünür Olma Baskısı
Kamera karşısında olmak, çoğu insan için artık günlük bir durum hâline geldi. Sosyal medya platformlarında yapılan paylaşımlar, canlı yayınlar ve sürekli izlenme hâli, bireylerde “görünür olma” baskısını artırıyor. Bu baskı, insanların daha dikkatli davranmasına, doğal kimliklerinden uzaklaşmasına ve kendilerini idealize ettikleri şekilde sunmalarına neden oluyor. Birçok kişi, gerçek hayattaki hâlinden farklı bir “kamera kişiliği” geliştiriyor.
Kendini Sunma ve Algı Yönetimi
İnsanlar, kameralar sayesinde kendi hayatlarının yönetmeni olma şansını buldu. Fakat bu durum, beraberinde ciddi bir “algı yönetimi” sürecini getiriyor. Kamera karşısında insanlar daha mutlu, daha başarılı, daha güzel görünmeye çalışıyor. Gerçek yaşamdaki sorunlar, mutsuzluklar ya da zorluklar çoğunlukla perde arkasında kalıyor. Böylece sahte bir mutluluk ve başarı algısı yaygınlaşıyor.
Davranışların Değişimi ve Gözetim Psikolojisi
Kameralar, bireylerin toplum içinde sergilediği davranışları da değiştiriyor. Güvenlik kameraları ya da cep telefonlarının her an kayıt alabilecek olması, kişilerin daha temkinli, daha kontrollü davranmasına neden oluyor. Birey, sürekli izlenme ihtimali altında kendi üzerinde denetim kurmaya başlıyor.
Yüzeyselleşen İletişim ve İmaj Kültürü
Kameranın gücü, iletişimi de derinden etkiliyor. Görüntünün, içeriğin önüne geçtiği bir çağda yaşıyoruz. Bir insanın söyledikleri kadar nasıl göründüğü de önemli hâle geldi. Bu da özellikle gençler arasında dış görünüşe verilen önemi artırıyor, özgüven problemlerine ve sosyal kaygılara neden olabiliyor.
Mahremiyetin Kaybı
Kamera aracılığıyla her an kayıt altına alınabilme ihtimali, bireylerin mahremiyet algısını da değiştiriyor. Özel alan ile kamusal alan arasındaki sınırlar giderek belirsizleşiyor. Her an izlenebilecek olmanın verdiği huzursuzluk, bazı insanlar için ciddi psikolojik baskılara neden olabiliyor.
Sonuç olarak, kameranın gücü sadece teknolojik değil, sosyolojik ve psikolojik etkiler de yaratıyor. İnsanlar artık sadece başkaları tarafından değil, kendi kameralarıyla da sürekli gözleniyor ve değerlendiriliyor. Bu durum, bireyleri hem içsel bir dönüşüme sürüklüyor hem de toplumsal ilişkileri yeniden şekillendiriyor. Kamera, çağımızın aynası hâline gelirken, bizlere şu soruyu sorma sorumluluğunu da yüklüyor:
“Gerçekten kendimiz miyiz, yoksa sadece kayda değer görünen hâlimiz mi?”
Sevgiyle kalın.