
01 Aralık 2025 Pazartesi

Tercüman Gazetesi

EVLİLİKTE YALAN: GERÇEĞİ DEĞİL, İLETİŞİMİ KAYBETMENİN SESSİZ ÇIĞLIĞI

ZÜLFÜ YARE DOKUNMAK: YİTİRDİKLERİMİZ

"Halka Aşkla Hizmetin Adı: Arapgir Modeli" Belediye Başkanı Haluk Cömertoğlu ile Röportaj

KUŞLAR YAĞMURDA DA UÇAR

DURUŞ

İNSANLARA RAĞMEN, İNSANLIK İÇİN

YENİDEN MİLLİ MÜCADELE (ÇAĞRI)

Neden İznik?…

BİR DAMLA KAN, BİN BİR ENDİŞE

Bilgi ve Adalet

KADINIM HAKLARIM VAR

AYNADAKİ LEKE

KAN BAĞIŞI: BİR YAŞAMIN KIRILMA NOKTASINDAKİ KÜÇÜK BİR MUCİZEDİR

SALEBE’NİN HİKÂYESİNİ BİLİYOR MUSUNUZ?

Ne Bu Dünyada Ne De Öteki Dünyada

FATİH'İN VE ATATÜRK'ÜN İZİN VERMEDİĞİ PAPA'YA NEDEN İZİN VERİLİYOR?

VAZO ÖNÜNDE SATILAN ÜRÜNLER SAĞLIKLI MI?

BU DÖNER BAŞKA DÖNER… KİME DÖNER?

ÜÇ SIFIRIN ADALETİ, BİR İNSANIN VİCDANI: Prof. Dr. Ayten Erdoğan Meselesi

YOK DEVE

Milletin Vekili Olmak Cesaret İster

ADIM ADIM İLERLİYOR KÖTÜLÜK

ENGELSİZ ÖZGÜRLER

DİNDARLIK VE AYDINLIK

EĞİTİMDE SOSYAL ADALET

HAK ARAMAK HAKKIMIZ MI?

İNSANLARIN EN İYİ İLACI

GÖNÜLLERİN ANAHTARI; EMPATİ

EVLAD-I FATİHAN ve SELANİKLİ MUSTAFA

Ticareti “Franchise’laştıran AKP

Zaman ilerledikçe toplumların gelişmesi, bireylerin daha özgür, daha sorgulayıcı ve daha bilinçli hale gelmesi beklenir. Ancak son yıllarda tam tersi bir eğilimin yükseldiğine tanık oluyoruz. Sorgulamanın yerini körü körüne kabulleniş, özgür düşüncenin yerini dogmatik kalıplar, çeşitliliğin yerini tek tipleşme alıyor. Bu da ister istemez şu soruyu sorduruyor: Her geçen gün yobazlaşıyor muyuz?
Yobazlık yalnızca dini alanda değil; siyasetten sanata, eğitimden gündelik yaşama kadar birçok alanda kendini gösteriyor. Eleştiriye kapalı, farklı fikirlere düşman bir tavır; modern dünyanın dinamizmine ayak uydurmak yerine, geçmişin katı ve çoğu zaman sorgulanmamış kurallarına sıkı sıkıya sarılmak gibi eğilimlerle karşımıza çıkıyor. Eğitim sisteminden medyaya, sosyal hayattan bireysel ilişkilere kadar birçok yerde bu tutuculuğun izlerini görmek mümkün.
Peki neden? Belki de belirsizliklerle dolu bir çağda yaşamanın getirdiği kaygılar, insanları kesin cevaplar vaat eden dogmalara daha çok itiyor. Belki de bireysel özgürlüklerin getirdiği sorumluluk yükü, bazılarına ağır geliyor ve güvenli bir “doğru”ya sığınma arzusu doğuruyor.
Ancak şunu unutmamak gerekir: Gelişim, ancak sorgulayan, düşünen ve farklılıklara saygı duyan bir toplumla mümkündür. Yobazlaşmak; yalnızca bireyleri değil, tüm bir toplumu köreltir, durağanlaştırır ve geriye götürür. İlerlemek istiyorsak, korkularımıza yenik düşmeden açık fikirli olmayı, öğrenmeyi ve anlamayı seçmeliyiz.
Belki de asıl sormamız gereken soru şudur: Yobazlaşmaya seyirci mi kalacağız, yoksa eleştirel aklın ışığında kendimize yeni bir yol mu çizeceğiz?
Sevgiyle kalın