Fuat OSKAY

Fuat OSKAY

18 Ekim 2025 Cumartesi

    DİĞER YAZARLARIMIZ

    ÇÖL VE GÜL

    ÇÖL VE GÜL
    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    Güzellikleri çoğaltmak mı, çirkinlikleri azaltmak mı?

    Bana öyle geliyor ki asıl peşinde olmamız gereken, çirkinlikleri azaltmak değil; güzel olanı çoğaltmaktır.

    Beyaz değil yeryüzünün ana rengi, siyah. Beyaz, siyahtan kazınarak elde edilir. Güneş doğmaz. Karanlık, ellerini çeker gündüzün üzerinden.

    Başını çevir bak. Gözünün alabildiği kadar karanlık, çirkinlik ve kötülük var zaten.

    Ve yine dön kendine. Zerre kadar bir umut ışığı var ise çoğalt. Geniş bir aydınlığa dönüştürme çabası güt.

    Yap. Onar. Tamamla ve kazan.

    İslam’da olduğu gibi diğer bütün kadim öğretilerde de geçerli olan temel paradigmadır bu.

    Yıkmak kolaydır, yapmak zor.

    Sevgili Peygamber, nübüvvetinin ilk yıllarından itibaren kendilerinden görünüp de başkası olan, dilinden bal damlayıp belinde hançer saklayan, yüzü gülüp içi zehir kaynayan, yanında görünüp de uzağında sabahlayan fasık ve münafıkların tek tek farkındaydı. Hepsini bir bir biliyordu; lakin bir gün dahi olsun onlardan birine yüzünü ekşitmedi. Mütebessim bir çehreyle sabır, şefkat, merhamet ve muhabbet ile yaklaştı hep. Hatta bazılarına savaş ganimetlerinden dağıttı, onları kollayıp gözetti.

    Bu davranış biçimi elbette onun üstün peygamberlik vasfının gereklerindendi.

    Neden böyle davrandı? Elbette insan kazanmak için. Kaybetmek kolaydı çünkü. “Bizden değilsiniz.” der, yollarını ayırır biterdi. Ancak kalplerinin ısınmasını dahi büyük bir kazanım olarak addediyordu.

    Peygamberlik makamı son buldu bugün; ancak elçilik makamı devam ediyor.

    Yeryüzünde güzel olana dair umut kırıntılarını yüreğinde büyütüp insanlık bahçesine gül bırakan her insan peygamberin dostu ve elçisidir.

    Fuat OSKAY