Fuat OSKAY

Fuat OSKAY

18 Ekim 2025 Cumartesi

    DİĞER YAZARLARIMIZ

    BİR PENCEREDEN ÇOK YILDIZ GÖRÜNÜR…

    BİR PENCEREDEN ÇOK YILDIZ GÖRÜNÜR…
    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    Ya eserisin düşüncelerinin ya da esiri. Nasıl düşünüyorsan öyle bir varoluş içindesin.

    Hayat boşluk ve kararsızlıktan hazzetmez. Oturup olacakları beklemek sığ bir kader anlayışıdır.

    Der ki Şems: “Kader, hayatımızın önceden çizilmiş olması demek değildir. Bu sebepten ‘Ne yapalım, kaderimiz böyle!’ deyip boyun bükmek cehaletin göstergesidir. Kader, yolun tamamını değil, sadece yol ayrımlarını verir. Güzergâh bellidir ama tüm dönemeç ve sapaklar yolcuya aittir. Öyleyse ne hayatının hâkimisin ne de hayat karşısında çaresizsin.”

    Hayat zorluklarıyla başa çıkma mücadelesinde tarihin gelmiş geçmiş en büyük komutanlarından birisi Kartacalı Hannibal’dır.

    Soğuk bir kış mevsiminde, emrindeki doksan bin kişilik ordusu ve binlerce fille Alp Dağları’nın geçit vermez sarp yamaçlarına vardığında, umutsuzluğa kapılan ordusuna ünlü komutan şu sözle seslenir:

    “Ya bir yol bulacağız ya da bir yol yapacağız.”

    Yedi bin kişilik ordusuyla Septe Boğazı’nı geçerek İspanya’ya ulaşan Tarık Bin Ziyad, zafer için bütün gemileri yakar. Fatih Sultan Mehmet de başka bir yol bularak gemileri karadan yürütüp denize indirir.

    Başarmak, yalnızca nefsin istediği sonuçlara ulaşmak olmasa gerek. Mühim olan yolda olmaktır. Nice hezimetler, yenilgiler onurlu birer zafer olarak addedilmiştir. Onun için Uhud’a küsmemiş en sevgili. “Biz Uhud’u severiz, Uhud bizi,” demiştir.

    Vietnamlıların mücadelesi hepimizce malum. Vietnam’ın kurucusu olan Ho Şi Minh, anılarında savaş yıllarını ve sonuçlarını şu şekilde anlatır: “Tüfeği olanlar tüfekleriyle, kılıçları olanlar kılıçlarıyla, kılıçları olmayanlar küçük çapa ya da sopalarıyla savaştı. Her mezra ve cadde birer kale, her insan bir savaşçı, her parti hücresi bir kurmay heyeti gibiydi. Zafer, çok büyük bedellerle, on üç milyon şehit, binlerce kayıp, yüz binlerce yaralı ve sakatla (83 bin sakat, 8 bin felç, 30 bin kör, 10 bin sağır) kazanıldı.”

    Yönünü, hedefini, pusulasını, mefkûresini belirleyenler için yılmak, yorulmak, heyecanını yitirmek, azmi bırakmak yoktur. Karakoç’un deyimiyle, onlar için yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır. Karşılarında saf tutanlar ne yaparlarsa yapsınlar boş. Göklerden geldiğine inandıkları bir karar vardır. Yakın ve uzak mazimiz böylesi onur mücadeleleriyle doludur. Libya çöllerinde yıllar yılı emperyalizme karşı bir avuç mücahitle başkaldıran Ömer Muhtar’a selam olsun. Dar ağacında son sözü şu idi: “Biz ölsek de kazanırız, siz kaybedersiniz. Fakat acı olan, siz bunu ancak öldüğünüzde anlarsınız ve bunun size bir faydası olmaz.”

    Kafkas halkının onuru ve bağımsızlığı için dağları siper edinen Kafkas Kartalı Şeyh Şamil’e selam olsun.

    Ve bugün de yine onun “Sonunu düşünen kahraman olamaz” düsturundan hareketle, üzerlerine yağdırılan bombalara rağmen, dünyanın gözü önünde çadırlarıyla birlikte canlı canlı yakılmalarına, soydaşı, dindaşı ve ırkdaşı olduğu insanlar tarafından yapayalnız bırakılmalarına rağmen esarete boyun eğmeyen, zulmün ağır paletleri altında ezilen ama asla pes etmeyen, binlerce kez öldürülen ama asla ölmeyen Kahraman Gazze Halkı’na selam olsun.

    Düşünce ruh bulmak için inanca yaslanır. Hayat mücadelesinde insan aklıyla sefere çıkar; zafere ancak kalbiyle varır. Büyük zaferler çünkü akılla değil, ancak kalple kazanılır.

    Fuat OSKAY