Filiz BAHÇIVAN

Filiz BAHÇIVAN

04 Aralık 2025 Perşembe

    DİĞER YAZARLARIMIZ

    BAŞIMIZA NE GELİYORSA, BIRAKIN YAPSINLARDAN GELİYOR

    BAŞIMIZA NE GELİYORSA, BIRAKIN YAPSINLARDAN GELİYOR
    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    İzninizle yazıma bir haberle başlamak istiyorum.
    İzmir’de arkadaşlarıyla Cadılar Bayramı kutlamasına giden 16 yaşındaki lise öğrencisi, etkinlik öncesi alkol aldıktan sonra fenalaşarak hayatını kaybetti.
    Bu kardeşimiz hayatını nerede kaybetmiş?
    “Cadılar Bayramı” kutlamasında.

    Modern çağla birlikte hemen her sınır silikleşti, tavsadı, zayıfladı ve daha ötesi sorgulanıp gereksiz sayıldı. “Bırakın yapsınlar, ne var bunda, canı istemiş, sen dönüp bakma, takılma, gençtir, özgürdür” ve buna benzer yaklaşımlar; sınırsız ve kaygısız, ilkesiz ve kuralsız eylemlerin mazereti hâline geldi.

    Ne garip bir bayramdır bu Cadılar Bayramı.
    Karanlıkta parlayan boyalar, şapkalı “cadılar”, yüzü bembeyaz makyajlı gençler…
    Başka bir kültürün, başka bir inancın, başka bir tarihin ürünü olan o meşhur Halloween.
    Ne yazık ki, yabancı kültürler artık sadece dizilerle, filmlerle değil; sokağımızın köşesine, gençlerimizin kalbine kadar sızmış durumda.

    Batı’nın bayramı bizim ülkemizde ne arıyor?
    Cadılar Bayramı, Hristiyanlığın erken dönemlerinde pagan geleneklerinden türeyen, sonrasında “All Hallows Eve” olarak anılan bir gelenektir. Ruhların dünyaya döndüğüne inanılan bir gece…

    Oysa bizim coğrafyamızın inanç sisteminde; cadı, ruh çağırma, ölülerin kostümle karşılanması gibi kavramlar yoktur.
    Bizde ölüyü rahmetle anar, dua eder, mevlit okuruz.
    Bir milletin bayramları, o milletin karakterini anlatır. Bizim bayramlarımızda paylaşmak vardır, birlik vardır, sevgi vardır. Ama bu tür kutlamalarda daha çok “kostüm, alkol, gösteriş ve tüketim” ön plandadır.

    Özellikle Peygamberler Şehri Şanlıurfa…
    Yüzyıllardır ezan sesiyle yankılanan, imanla yoğrulmuş bu şehirde geçtiğimiz günlerde “Cadılar Bayramı” kutlandı.
    Evet, yanlış duymadınız: Cadılar Bayramı!
    Bir zamanlar Hz. İbrahim’in ateşinin suya döndüğü bu şehirde, şimdi kanlı maskeler, bıçaklı kostümler ve korkunç makyajlarla süslenmiş bir “kutlama” yapıldı.

    Bu manzara bir eğlence değil, ruhsal çöküştür.
    Korku, kan ve dehşet üzerine kurulu bir geleneği “modernlik” diye pazarlamak, bu topraklara yapılabilecek en büyük hakarettir.
    Batı’nın “medeniyet” diye sunduğu şey, kanla yoğrulmuş barbarlıktır.
    Bugün Cadılar Bayramı maskesi takan zihniyet; dün Cezayir’de, Bosna’da, Irak’ta ve bugün Gazze ile Doğu Türkistan’da çocukları katleden zihniyetin kardeşidir.

    Onlar korkuyu eğlenceye çevirdiler; bizse o korkunun gerçekliğini mazlum coğrafyalarda yaşadık.
    Şimdi utanmadan aynı karanlığı ülkemizin kalbine sokuyorlar.
    Demem o ki; gençlerimizi bu tür tuzaklardan uzak tutmak, ebeveynlere düşüyor.
    Çocuklarınıza bazı şeylerin olmayacağını, olamayacağını anlayabilecekleri şekilde anlatın.
    Yapılan yanlışları hoş görmeyin. “Gençtir, özgürdür, zamanla düzelir.” demeyin.
    Unutmayın, çoğu zaman kaale alınmayan, görünmeyen bazı yanlışlar; ileride daha da büyük yanlışlara sebep olabilir.