
04 Aralık 2025 Perşembe

Tercüman Gazetesi

EVLİLİKTE YALAN: GERÇEĞİ DEĞİL, İLETİŞİMİ KAYBETMENİN SESSİZ ÇIĞLIĞI

ZÜLFÜ YARE DOKUNMAK: YİTİRDİKLERİMİZ

"Halka Aşkla Hizmetin Adı: Arapgir Modeli" Belediye Başkanı Haluk Cömertoğlu ile Röportaj

KUŞLAR YAĞMURDA DA UÇAR

DURUŞ

İNSANLARA RAĞMEN, İNSANLIK İÇİN

YENİDEN MİLLİ MÜCADELE (ÇAĞRI)

Neden İznik?…

BİR DAMLA KAN, BİN BİR ENDİŞE

Bilgi ve Adalet

KADINIM HAKLARIM VAR

AYNADAKİ LEKE

KAN BAĞIŞI: BİR YAŞAMIN KIRILMA NOKTASINDAKİ KÜÇÜK BİR MUCİZEDİR

SALEBE’NİN HİKÂYESİNİ BİLİYOR MUSUNUZ?

Ne Bu Dünyada Ne De Öteki Dünyada

FATİH'İN VE ATATÜRK'ÜN İZİN VERMEDİĞİ PAPA'YA NEDEN İZİN VERİLİYOR?

VAZO ÖNÜNDE SATILAN ÜRÜNLER SAĞLIKLI MI?

DİJİTAL ÇAĞDA TAPU ÇİLESİ, BÜROKRASİDE “BANK NÖBETİ” SÜRÜYOR…

ÜÇ SIFIRIN ADALETİ, BİR İNSANIN VİCDANI: Prof. Dr. Ayten Erdoğan Meselesi

YOK DEVE

Milletin Vekili Olmak Cesaret İster

ADIM ADIM İLERLİYOR KÖTÜLÜK

ENGELSİZ ÖZGÜRLER

DİNDARLIK VE AYDINLIK

EĞİTİMDE SOSYAL ADALET

HAK ARAMAK HAKKIMIZ MI?

İNSANLARIN EN İYİ İLACI

SABAH VE ŞİİR

EVLAD-I FATİHAN ve SELANİKLİ MUSTAFA

Ticareti “Franchise’laştıran AKP

Şuan hasta yatağında yatıyorsun. Hissediyorum canın çok yanıyor. Keşke acını paylaşabilsem, keşke sancını içinden çekip alabilsem. Zaman, zaman İki elimle kulaklarımı kapatıyorum. Kızma Babam ne olur, ama ölüyorum diye inlemelerini duydukça kanım çekiliyor.
Şimdi uyuyorsun ve ben hemen yanı başında seni izliyorum. Bu gece hiç bitmeyecek gibi. İçim daralıyor bir an önce sabah olsa ve sen hiç bir şey yokmuş gibi dimdik ayağa kalksan.
Bir ara öyle içim geçtiki, ayak ucuna, kıvrılıp uyumuşum. Henüz dalmıştım ki, ellerimle sımsıkı sardığım ayaklarının buz kestiğini fark ettim. Hemen avuçlarımın içine alarak ısıtmaya çalıştım.
O sırada daha evvel hiç duymadığım bir sesle irkildim.
Yabancısı olduğum sesin sahibi bir yandan başında dua okuyor, diğer yandan bana bir şeyler anlatmaya çalışıyordu.
Yorma kendini kızım, onun ayakları çoktan ölmüş!
Sadece on dakika uyumuştum kahretsin, sadece on dakika. Ben uyurken, sen hala yaşıyorken ölüm fermanını imzalamışlardı bile. Can havliyle kendimi odadan dışarı attım. Sadece ağlamak istiyordum. Hiç susmadan saatlerce, günlerce sadece ağlamak.
Annem geldi yanıma telaşlıydı, baban fenalaştı koş diye bildi sadece.
Hepimiz yanına koştuk. Tüm kardeşler kenetlenmiş sana güç vermeye çalışıyorduk, tıpkı senin bize öğrettiğin gibi.
Kulağına eğildim ve baba yorma kendini bak terliyorsun dedim. Onlar ecel teri kızım dedin.
Dünya başıma yıkılmıştı. Ecel senin değil de, benim etrafımda dolanıyor gibiydi.
Seni o halde görmeye daha fazla dayanamadım. İstem dışı arkamda duran duvara attım kendimi. Duvardan güç almak istedim. Duvar sen değildi babam. Beni sen gibi sarıp sarmalamadı. Yere fırlattı hiç düşünmeden.
Oracıkta yığılıp kaldım. Ailemizin üzerine adım, adım bir felaket yaklaşıyordu bunu hissedebiliyordum.
Korkuyorum babam. Bütün dünya üzerime geliyor sanki. Nefes alamıyorum, çok çaresizim.
Hadi koca Necat, hadi Siirt in delikanlısı babam. Kalk artık o yataktan. Kalk lütfen kalk.
Ve bir baba kızın daha, güzel başlayan masalı dünyanın en büyük acısıyla noktalandı.
Oysa ne çok yalvarmıştım Babam beni bırakıp gitme diye.
Çoğu geceler resmine bakıyorum uzun, uzun. Sonra gözlerine ilişiyor gözlerim. Saatlerce bakışlarımızla konuşuyoruz.
İki kahve yapıyorum biri sana, biride bana. Baba kız karşılıklı içiyoruz. Eskiden olduğu gibi.
Çenem düşüyor bazen anlattıkça, anlatıyorum. Sende hiç bıkmadan dinliyorsun.
Sensizliğimi, senden sonra yüzümün gülmediğini, en mutlu anlarda bile ailenin bir tarafının eksik kaldığını, ne kadar büyürlerse büyüsünler boyunlarının bükük kaldığını anlatıyorum.
Ellerini saçlarımın arasında hissettiğimde ayrılık vaktinin geldiğini anlıyorum. Biraz daha kal babam diyemiyorum. Biliyorum gideceksin, gitmek zorundasın.
Ve şunu çok iyi biliyorum. Ben nefes aldığım müddetçe biz her gece buluşacağız.
Bizim masalımız ben yaşadıkça bitmeyecek.
Tüm babaların babalar gününü kutluyorum. Ayrıca babam başta olmak üzere ölmüş olan tüm babalara rahmet diliyorum.
Filiz BAHÇIVAN