
04 Aralık 2025 Perşembe

Tercüman Gazetesi

EVLİLİKTE YALAN: GERÇEĞİ DEĞİL, İLETİŞİMİ KAYBETMENİN SESSİZ ÇIĞLIĞI

ZÜLFÜ YARE DOKUNMAK: YİTİRDİKLERİMİZ

"Halka Aşkla Hizmetin Adı: Arapgir Modeli" Belediye Başkanı Haluk Cömertoğlu ile Röportaj

KUŞLAR YAĞMURDA DA UÇAR

DURUŞ

İNSANLARA RAĞMEN, İNSANLIK İÇİN

YENİDEN MİLLİ MÜCADELE (ÇAĞRI)

Neden İznik?…

BİR DAMLA KAN, BİN BİR ENDİŞE

Bilgi ve Adalet

KADINIM HAKLARIM VAR

AYNADAKİ LEKE

KAN BAĞIŞI: BİR YAŞAMIN KIRILMA NOKTASINDAKİ KÜÇÜK BİR MUCİZEDİR

SALEBE’NİN HİKÂYESİNİ BİLİYOR MUSUNUZ?

Ne Bu Dünyada Ne De Öteki Dünyada

FATİH'İN VE ATATÜRK'ÜN İZİN VERMEDİĞİ PAPA'YA NEDEN İZİN VERİLİYOR?

VAZO ÖNÜNDE SATILAN ÜRÜNLER SAĞLIKLI MI?

DİJİTAL ÇAĞDA TAPU ÇİLESİ, BÜROKRASİDE “BANK NÖBETİ” SÜRÜYOR…

ÜÇ SIFIRIN ADALETİ, BİR İNSANIN VİCDANI: Prof. Dr. Ayten Erdoğan Meselesi

YOK DEVE

Milletin Vekili Olmak Cesaret İster

ADIM ADIM İLERLİYOR KÖTÜLÜK

ENGELSİZ ÖZGÜRLER

DİNDARLIK VE AYDINLIK

EĞİTİMDE SOSYAL ADALET

HAK ARAMAK HAKKIMIZ MI?

İNSANLARIN EN İYİ İLACI

SABAH VE ŞİİR

EVLAD-I FATİHAN ve SELANİKLİ MUSTAFA

Ticareti “Franchise’laştıran AKP

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreterliği 2011 yılında bir karar aldı: BM’nin 66/70 sayılı önergesiyle 11 Ekim, dünya genelinde kız ve oğlan çocuklar arasında süregelen ayrımcılığı önlemek amacıyla “Dünya Kız Çocukları Günü” olarak benimsendi. Kanada merkezli olup birçok ülkede faaliyetler yürüten Plan International örgütünün “Because I’m a Girl / Çünkü Ben Bir Kız Çocuğum” adlı kampanyasının tüm dünyaya yayılması sonucunda Kanada Hükümeti’nin BM’de bu konuyu gündeme getirmesi ve Türkiye ile Peru hükümetlerinin de bu öneriyi desteklemesiyle 11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü kabul edildi.
Bizler dünyaya cinsiyetlerimizle değil, insanlığımızla geliyoruz. Önce bir insan doğuyor, sonra bu insanın cinsiyeti soruluyor. Kişi, cinsiyetinden dolayı değil, yaptığı eylemlerden dolayı sınıflandırılıyor.
Doğumu her zaman sevinçle karşılanmaz; bazılarınca erkek çocuk mutluluk verirken, “Keşke, tüh, bir dahaki erkek olsun inşallah!” denerek hayata başlayandır kız çocuğu…
Rüyada bile ‘erkek çocuk’ hayırlı haberken, kötü haber olarak yorumlanandır kız çocuğu…
“Kızını dövmeyen dizini döver” sözünü söyleyen atalardan gelen nesil, kendini kızının namusunu korumaya adar. Bunun için ne mi yapar? Döver, söver, sindirir, ezer; kendi hemcinslerinden kendi kızını sakınır. Ne de olsa evinin namusudur kız çocuğu…
Kız okumaz, yazmaz, öğrenmez; doğurganlık yaşı gelince baba ocağından gidecektir nasılsa… Bir evi çekip çevirecek; eğitimi anasından alsın yeter! Hatta kendisi evcilik oynayacak yaştayken hayatla evlendirilir; yaşarken önce çocukluğu, sonra ruhu elinden alınandır kız çocuğu…
Güler, ‘ayıp olur’; konuşur, ‘asi olur’; susar, ‘aklı ermez olur’; sorar, ‘meraklı olur’; sormaz, ‘cahil olur’… Hayatı boyunca yaptığı ve yapmadığı her şeyden ‘sorumlu’ tutulandır kız çocuğu…
Kelime anlamını bile bilmezken, bir tutam saçının dedesi yaşındaki adamlarda uyandırdığı ‘şehvet’ için saçından; zaman geçtikçe oluşan kıvrımlarından dolayı kendi vücudundan utanır olur. Karşı cinsi ayartmasın, aman günah olmasın diye kapatılandır kız çocuğu…
Dörde kadar ‘helal’, başlık parasına ‘satılık’, başka bir kıza ‘kuma’ olan; anasının ‘gözünün nuru’ iken başka bir adamın ‘elinin kiri’ oluverendir kız çocuğu…
Yatakta iki damla kanı akmadı diye canı alınan, namusu temizlenmesi gereken, cinayeti ‘intihar’ diye geçiştirilen; kimliği bile çıkarılmadan, nüfusa dahi geçmeden mezara konan zavallıdır kız çocuğu…
Dağda, bayırda, tarlada çalıştırılırken güçlü, becerikli; okumaya, çalışmaya gelince beceriksiz, aciz görülüp eve kapatılandır kız çocuğu…
Kendi ilkel zihniyetlerine ölçü koyamayanların, etek boyuna göre ahlakına ölçü verdikleri; kendi vicdanlarını insanlığa gömenlerin; o küçücük bedenlerine sahip olup, masum ruhlarını ömürlerine gömdükleridir kız çocuğu…
“Erkek gibi koşup oynayamazsın, sen kızsın; bu saatte sokakta kalamazsın” diye oyunlarıyla birlikte hayalleri de sınırlanan; önce duyguları, sonra düşünceleri yok edilen, “Saçı uzun, aklı kısa” denendir kız çocuğu…
Ne yazık ki ülkemizde hâlâ bu dramlar yaşanıyorken, geçen yıl 27 bin kız çocuğu evlendirilmişken, kız çocukları ‘tecavüzcüsüyle evlendirilmeye’ çalışılırken; dünyada erkek çocuklar için iş-eğitim oranı 1/4 ve kız çocuklar için bu oran 1/10 iken, bu zalim savaş dünyasında çocuğa, kadına şiddet, tecavüz, cinayet oranı gitgide artıyorken…
Tabii ki ülke olarak biz de geri kalmayalım! Her an hayatımıza bir yenisi eklenmeye çalışılan bir ‘günü’ daha coşkuyla kutlayalım:
11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü kutlu (!) olsun!