
03 Aralık 2025 Çarşamba

Tercüman Gazetesi

EVLİLİKTE YALAN: GERÇEĞİ DEĞİL, İLETİŞİMİ KAYBETMENİN SESSİZ ÇIĞLIĞI

ZÜLFÜ YARE DOKUNMAK: YİTİRDİKLERİMİZ

"Halka Aşkla Hizmetin Adı: Arapgir Modeli" Belediye Başkanı Haluk Cömertoğlu ile Röportaj

KUŞLAR YAĞMURDA DA UÇAR

DURUŞ

İNSANLARA RAĞMEN, İNSANLIK İÇİN

YENİDEN MİLLİ MÜCADELE (ÇAĞRI)

Neden İznik?…

BİR DAMLA KAN, BİN BİR ENDİŞE

Bilgi ve Adalet

KADINIM HAKLARIM VAR

AYNADAKİ LEKE

KAN BAĞIŞI: BİR YAŞAMIN KIRILMA NOKTASINDAKİ KÜÇÜK BİR MUCİZEDİR

SALEBE’NİN HİKÂYESİNİ BİLİYOR MUSUNUZ?

Ne Bu Dünyada Ne De Öteki Dünyada

FATİH'İN VE ATATÜRK'ÜN İZİN VERMEDİĞİ PAPA'YA NEDEN İZİN VERİLİYOR?

VAZO ÖNÜNDE SATILAN ÜRÜNLER SAĞLIKLI MI?

DİJİTAL ÇAĞDA TAPU ÇİLESİ, BÜROKRASİDE “BANK NÖBETİ” SÜRÜYOR…

ÜÇ SIFIRIN ADALETİ, BİR İNSANIN VİCDANI: Prof. Dr. Ayten Erdoğan Meselesi

YOK DEVE

Milletin Vekili Olmak Cesaret İster

ADIM ADIM İLERLİYOR KÖTÜLÜK

ENGELSİZ ÖZGÜRLER

DİNDARLIK VE AYDINLIK

EĞİTİMDE SOSYAL ADALET

HAK ARAMAK HAKKIMIZ MI?

İNSANLARIN EN İYİ İLACI

SABAH VE ŞİİR

EVLAD-I FATİHAN ve SELANİKLİ MUSTAFA

Ticareti “Franchise’laştıran AKP

Kişilere değer katan, erdem ve fazilettir. Sosyal kurumların, yani devletin erdemi ise adalettir.
Adaletli olmayan devlet, erdemsizdir. Farabi, Medinetü’l Fazıla adlı eserinde erdemli toplumun vasıflarını sayar; ve der ki: “Erdemli toplumun erdemli devleti, erdemli devletin de erdemli toplumu olur.”
Erdemli bir toplumu, erdemsizler yönetemez.
Kısaca:
Erdemsiz devletin erdemli vatandaşı olmaz.
Cennete giden yollar erdemle döşenmiştir; erdemi yani fazileti olmayanın ebedi saadeti de olmaz.
Adalet, yer gösterme işidir. Bu açıdan topoğrafyayla ilgilidir.
Adalet tecelli ettiğinde, “Adalet yerini buldu” deriz.
Mecelle, “Adalet, eşyayı yerli yerine koymaktır” diye tarif eder.
Yani adalet; atın önündeki eti ite, itin önündeki otu da ata vermemektir.
Adalet, her şeyi olması gereken yere koymaktır.
Hakkın yerini bulmasıyla, adaletin yerini bulması farklıdır.
Örneğin; biri diğerinin hakkını aldığında, o hak gasp edenden alınıp hak sahibine verildiğinde “hak yerini buldu” deriz. Ancak burada adalet tam tecelli etmiş olmaz.
Adalet, hakkı gasp eden suçlunun da hakkını gözetmeyi gerektirir.
Suçlunun hakkı ise cezadır.
Suçluya ceza verilmezse, bu kez suçlunun hakkına girilmiş olur.
Ancak adalet, kimseye “yerin erdemlerinden” bahsetmez; herkese “yer”ini bulma hakkı tanır.
Bunu da hukuken teminat altına alır.
Adalet; kimse için “iyi”nin ne olduğunu söylemez.
Asıl ilgilendiği şey, herkesin herhangi bir “iyi”yi seçme ve terk etme hakkının güvence altına alınmasıdır.
Adaletin kuralı, aklın kuralıdır.
Aklın ve adaletin istikameti ise ahlaktır.
Adaletsizlik, bir nevi akılsızlık ve ahlaksızlıktır.
Adalet; “eşitlere eşit muamele et, benzer şeylere benzer muamele et” der.
Adaletin kuralı hakikat değil, makuliyettir.
Kısaca:
Adalet, en yüksek “iyi” değilse bile, en yüksek kamusal iyidir.
Çünkü bir yerde adalete ihtiyaç duyuluyorsa, orada zaten adaletsizlik vardır.
Bu yüzden diyoruz ki:
Adalet, en iyi erdem değilse bile, en yüksek kamusal iyidir.
Peki, adaletin de üstünde olan erdemler var mıdır?
Elbette vardır:
Vefa, diğergâmlık, fedakârlık, isâr ruhu, merhamet, vicdan…
Tüm bunlar, adaletin üstündeki erdemlerdir.
Adalet, makuliyeti var eder.
Makuliyet; ortak bir varoluşun asgarî standartlarını arama iştiyakına denir.
Adalet olmazsa, makuliyet olmaz.
Makuliyet olmazsa, makbuliyet olmaz.
Makbuliyeti olmayan “devlet” sayılmaz.
Makbul olmayan devletin, makbul vatandaşı da olmaz…
Bu yüzden:
Her yerde adalet.
Her zaman adalet.
Herkese adalet.
Bu söz, sadece bir dilek değil, bir varoluş ilkesi olmalı.
Ve dilimize pelesenk olmalı…