
03 Aralık 2025 Çarşamba

Tercüman Gazetesi

EVLİLİKTE YALAN: GERÇEĞİ DEĞİL, İLETİŞİMİ KAYBETMENİN SESSİZ ÇIĞLIĞI

ZÜLFÜ YARE DOKUNMAK: YİTİRDİKLERİMİZ

"Halka Aşkla Hizmetin Adı: Arapgir Modeli" Belediye Başkanı Haluk Cömertoğlu ile Röportaj

KUŞLAR YAĞMURDA DA UÇAR

DURUŞ

İNSANLARA RAĞMEN, İNSANLIK İÇİN

YENİDEN MİLLİ MÜCADELE (ÇAĞRI)

Neden İznik?…

BİR DAMLA KAN, BİN BİR ENDİŞE

Bilgi ve Adalet

KADINIM HAKLARIM VAR

AYNADAKİ LEKE

KAN BAĞIŞI: BİR YAŞAMIN KIRILMA NOKTASINDAKİ KÜÇÜK BİR MUCİZEDİR

SALEBE’NİN HİKÂYESİNİ BİLİYOR MUSUNUZ?

Ne Bu Dünyada Ne De Öteki Dünyada

FATİH'İN VE ATATÜRK'ÜN İZİN VERMEDİĞİ PAPA'YA NEDEN İZİN VERİLİYOR?

VAZO ÖNÜNDE SATILAN ÜRÜNLER SAĞLIKLI MI?

DİJİTAL ÇAĞDA TAPU ÇİLESİ, BÜROKRASİDE “BANK NÖBETİ” SÜRÜYOR…

ÜÇ SIFIRIN ADALETİ, BİR İNSANIN VİCDANI: Prof. Dr. Ayten Erdoğan Meselesi

YOK DEVE

Milletin Vekili Olmak Cesaret İster

ADIM ADIM İLERLİYOR KÖTÜLÜK

ENGELSİZ ÖZGÜRLER

DİNDARLIK VE AYDINLIK

EĞİTİMDE SOSYAL ADALET

HAK ARAMAK HAKKIMIZ MI?

İNSANLARIN EN İYİ İLACI

SABAH VE ŞİİR

EVLAD-I FATİHAN ve SELANİKLİ MUSTAFA

Ticareti “Franchise’laştıran AKP

“Öğretmen, öğrencisinin hatırlamasına vesile olandır.” diyor Sokrates.
Sokratik düşünceye göre, hakikat her insanda vardır, ama her insan hakikatin içinde olduğunu bilmez. Bu yüzden öğretmen, zaten öğrencinin içinde olan hakikati öğrenciye hatırlatan, “hakikati tanımış” kişidir der.
Öğretmen, öğrencisine “hakikat yoksunu” olduğunu ve bu yoksunluktan nasıl kurtulacağının yolunu açandır.
Sonuç olarak öğrenci, içinde gömülü olan hakikati hatırlar. Ve öğretmen, hakikati bulan öğrencisini kendi içine dönmesi için kendinden uzaklaştırır, mezun eder, icazet verir. Kendi içine dönen öğrenci, hakikati önceden bildiğini keşfetmez ama hakikatten yoksun olduğunu keşfeder. Öğretmen sadece vesiledir bu düşünceye göre. Çünkü hakikat yoksunluğunu sadece insan keşfeder; çünkü bütün dünya bilse dahi, o hakikati ancak insan keşfederse keşfetmiş olur.
Buna bizim kültürümüzde insanın içindeki “cevher”i keşfetmesi diyebiliriz. Yani geleceğin kâşiflerine bugünden rehberlik eden kâşif diyebiliriz.
Zaten Sokratik düşünce, bizim kadim kültürümüzde yadırganmamıştır. Hoca-talebe, mürşit ve mürit ilişkisinin temeline bakacak olursak ideal bir öğretici, insanı kendine tanıtır.
Yunus’un “İlim ilmi bilmektir, sen kendini bilmezsen bu nice okumaktır” dizelerindeki anlam bütünlüğü, Sokratik düşüncenin açılımıdır sanki.
İnsan, İslam fıtratı üzerine doğar. Kadim bilgisini bu felsefi düşünceye uyarlarsak; insanın içinde hakikat veya cevher -de diyebiliriz- zaten vardır. Onu ortaya çıkaracak, “hatırlatıcı”, “yol gösterici”, “öğreticiler” vesiledir, sadece vesile olmaktadır.
Kendi içinde saklı hakikatten habersiz yaşayanlar özgür olamazlar. Çünkü hakikatten uzak olan dışlanmıştır, dışlanan insan, ait olmak istemediği yerdedir. İstemediği yer, insan için Soma (hapishane)dir. İşte öğretmen, öğrenciyi bu hapishaneden kurtaran “kahraman”dır, kurtarıcıdır. Öğrenciyi cehaletten ve kendisinden kurtararak hakikat ummanına ışık tutan deniz feneridir.
Peki hakikat öğrenilen bir şey midir?
Hakikat ortada değildir; bu, onun olmadığı anlamına gelmez. Hakikati aramak, öğrenilebilir olduğu için aranır zaten…
Hakikati anlamak, sorularla ve sorulara verilen doğru cevaplarla bulunur. Öğretmen, öğrenciye soru sorarak ve cevaplama yetisini de öğreterek hakikat arayışına çıkar.
Fıtratında olan cevher diyelim ya da hakikati… Beraber çıkarırlar.
Sokrates, öğretmeni bir “ebe”ye benzetir. Sorularla doğurtur öğrenciyi der. Kendini de böyle tanımlar.
Öğrenci, kendi kendini harekete geçiremez, ivme kazanamaz. İşte öğretmen, öğrenciyi harekete geçirendir. Bu ömür boyu sürecek bir harekettir.
Bir ömür boyu sürecek bu hareketlilik sevgi olmadan olmaz. Öğretmen, öğrenciyi sevmelidir. Arayışın temeli sevgi olmalıdır.
Öğretmen ve öğrenci, öğreten-öğrenen ilişkisine dayandığı için eşit değildir. Eşit olmayan ilişkilerde sorun olur. Ancak sevgide farklılar eşit ve anlamlı hâle gelir. Dolayısıyla öğretmen, seven de olmalıdır, sevilen de…
Öğretmen, öğrenciye geçmişin tecrübesini bugün ile harmanlayıp geleceği inşa etmenin yollarını sunan rehberdir aynı zamanda.
Öğretmene, kültürümüzde peygamberden sonraki makamı vermişiz. “Âlimler peygamberlerin varisleridir.” sözü, “bilgi”nin yüceliğini göstermesi bakımından çok önemlidir.
Bilgi muhteşemdir, sahibini de muhteşem kılar. Ama bilgi, kendine kayıtsız kalan toplumlara da uğramaz. Bilginin uğramadığı topraklar çoraktır. Çorak toprakların bahçıvanı ve ıslah edicisi de öğretmendir.
Öğretmen, mimardır aynı zamanda. Toplumu bilgisiyle imar eder, mamur eder, imar eder ve bir umran meydana getirir.
Bir toplumun kültürü, o toplumda öğretmene verilen değerle ölçülür.
Bizlerin ölçü nedir bilmem ama kısaca bu yazıyı özetleyelim:
Öğretmen,
Vesiledir
Hatırlatıcıdır
Yol gösterendir
Hareket ettiricidir
Kurtarıcıdır
Sevendir
Sevilendir
Deniz feneridir
Rehberdir
Kâşiftir
Madencidir; cevheri çıkaran…
Okunmayacağını tahmin ederek böyle bir öğretmen tanımı yaptım.
Böyle öğretmenlerimizin çok olduğu kanaatindeyim.
Rutin dışına çıkarak öğretmenlerimin Öğretmenler Günü’nü böyle uzun ve sıkıcı bir yazıyla kutlamak istedim.
Evet…
Tüm öğretmenlerimizin günü kutlu olsun.
Yeni nesil her zaman olduğu gibi sizlerin eseri olacaktır.
Saygı ile.