
03 Aralık 2025 Çarşamba

Tercüman Gazetesi

EVLİLİKTE YALAN: GERÇEĞİ DEĞİL, İLETİŞİMİ KAYBETMENİN SESSİZ ÇIĞLIĞI

ZÜLFÜ YARE DOKUNMAK: YİTİRDİKLERİMİZ

"Halka Aşkla Hizmetin Adı: Arapgir Modeli" Belediye Başkanı Haluk Cömertoğlu ile Röportaj

KUŞLAR YAĞMURDA DA UÇAR

DURUŞ

İNSANLARA RAĞMEN, İNSANLIK İÇİN

YENİDEN MİLLİ MÜCADELE (ÇAĞRI)

Neden İznik?…

BİR DAMLA KAN, BİN BİR ENDİŞE

Bilgi ve Adalet

KADINIM HAKLARIM VAR

AYNADAKİ LEKE

KAN BAĞIŞI: BİR YAŞAMIN KIRILMA NOKTASINDAKİ KÜÇÜK BİR MUCİZEDİR

SALEBE’NİN HİKÂYESİNİ BİLİYOR MUSUNUZ?

Ne Bu Dünyada Ne De Öteki Dünyada

FATİH'İN VE ATATÜRK'ÜN İZİN VERMEDİĞİ PAPA'YA NEDEN İZİN VERİLİYOR?

VAZO ÖNÜNDE SATILAN ÜRÜNLER SAĞLIKLI MI?

DİJİTAL ÇAĞDA TAPU ÇİLESİ, BÜROKRASİDE “BANK NÖBETİ” SÜRÜYOR…

ÜÇ SIFIRIN ADALETİ, BİR İNSANIN VİCDANI: Prof. Dr. Ayten Erdoğan Meselesi

YOK DEVE

Milletin Vekili Olmak Cesaret İster

ADIM ADIM İLERLİYOR KÖTÜLÜK

ENGELSİZ ÖZGÜRLER

DİNDARLIK VE AYDINLIK

EĞİTİMDE SOSYAL ADALET

HAK ARAMAK HAKKIMIZ MI?

İNSANLARIN EN İYİ İLACI

SABAH VE ŞİİR

EVLAD-I FATİHAN ve SELANİKLİ MUSTAFA

Ticareti “Franchise’laştıran AKP

Neden tarikatlar hep köylerde gelişmiştir sorusu hep aklımı kurcalamıştır. Şehir dururken neden köyler? Size basit bir soru gelebilir. Ama benim bir yıla yakın zamanımı aldı. Hangi kaynağa ihtiyaç duyduğumu bile bilmeden aylarca araştırdım diyebilirim. Alttaki beş dakikada okuyacağınız yazı benim aylarımı aldı desem abartmış olmam… Amatörce bir meraktı benimki…
Ama amatörce de olsa bu yazıyı yazmak için aylar harcadım diyebilirim…
“Moğol istilasının en büyük zararı, tasavvufların yapısını bozması olmuştur. İstilaya kadar tasavvuf kurumları her zaman hayatın ve üretimin içinde yer alıyordu.
Özellikle askerlikte dervişler çok önemli görevler alıyorlardı. Hem savaşıyorlardı hem de savaştan sonra ruh sağlığı bozulan askerleri rehabilite ediyorlardı. Savaşta onlarca kişi öldüren, kan gören askerlerin bozulan psikolojileri tekkelerde tedavi edilirdi. O zamanın şartlarında öldürme eylemi çoğunlukla yakın dövüşte olurdu; düşmanın nefesini duyarak, gözlerinin içine bakarak öldürmek insanı insanlıktan çıkarıyordu. Bugünün öldürme eylemi o zamanlara göre daha kolay; bir tetikle, bir düğme ile rakibi görmeden öldürülüyor. Meydan savaşı çok farklıydı. Askerler savaş sonrasında uzun zaman tekkelerde normal hayata döndürülürdü.
Moğol istilası tüm hızıyla giderken, tasavvuf tekkeleri artık yapılacak bir şey yok, “Herkes kendi uzletine, kendi mağarasına çekilsin, dağlarda yaşansın” diyerek toplumdan izole oldular. İstila uzun yıllar sürünce bir daha şehre inmediler; ve dervişler tekkesi kimliğinden uzaklaşıp “miskinler tekkesi” haline geldiler. Bundan sonra artık üretim hayatı içinde de bulunmadıkları için halktan yardım ve bağış altında mal ve para toplamaya başladılar.
İbn-i Teymiye, İbn-i Kesir bu dönemde bu uzletçi tasavvufa karşı çıkmış ve eleştirmişlerdi. Diğer taraftan Ahi grubu, Yunus Emre ve Aşıkpaşa “Hayır, ne demek uzlete çekilelim, gelin tarım yapalım, bahçe bostan yetiştirelim” diye bu uzletçilere karşı çıkan ikinci bir akım olmuştur.
Ama yine de çoğunluğun etkisini kıramamışlardır; o gündür bugündür tekkeler ve tarikatlar bir gram mal üretmeden halktan topladıkları ile yaşar hale geldiler.
Bugün tarikatların genellikle şehir dışında, köylerde ortaya çıkmalarının sebebinin bu tarihi vakıaya dayandığını söyleyebiliriz. Şimdi şehirde de tarikatlar var, onlara ne diyeceğiz? Net cevabını bilmiyorum! Sanırım şehirlerimiz köyleşiyor; sosyal evrimimiz tersine işliyor…”