Fatih Mehmet TURHAN

Fatih Mehmet TURHAN

03 Aralık 2025 Çarşamba

    DİĞER YAZARLARIMIZ

    Çürümenin Emareleri

    Çürümenin Emareleri
    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    Roma İmparatorluğu, muhteşem bir devlet kurmuştu. Hukuk, teşkilat, sanat ve felsefede, modern dünya bile hâlâ Roma İmparatorluğu’nu referans olarak gösterir. Büyük komutan ve büyük devlet adamları vardı. Devlet adamlarının ilk dönemde çoğu filozoftu. Modern hukuk kaynağını Roma’dan alır… Roma İmparatorluğu, dünyanın üçte ikisini yönetir hâle gelmiş, artık doğal sınırlarının ötesine geçmişti.


    Gerilemeye Ne Zaman Başladı?

    Zevke, gösterişe ve ihtişama olan düşkünlükleri, devleti işlemez hâle getirdi.


    Peki Ne Tür Zevkleri Vardı?

    Gösteriş… Gösteriş… Lüks… Lüks… Çok lüks hayat takıntıları artık “istek” değil, “ihtiyaç” hâlini almıştı. Hayat standartlarında en ufak bir düşüşte, hayatın yaşanamaz hâle geldiğine inanırlardı.

    Yemekli toplantılarda, birbirinden lezzetli yüzlerce yemek çeşidinden tatmak isterler, midelerinde yer açmak için sarayın özel odasında bulunan “kusak havuzları”na gider, kusar, tekrar gelip yerlerdi. Ünlü kusak havuzları, Romalılardan literatürünüze girmiştir; ki bunu sık sık yazdığımı hatırlıyorum.

    Yabancı misafirlere ya da elçilere gösteriş için, dünyanın en güzel tavus kuşlarını getirir, o muhteşem renkleriyle gösteri yaptırır, bu muazzam gösteride ağzı açık kalan misafirlerin şaşkınlığı geçmeden, tavus kuşunu keser, pişirir, yerlerdi.

    İhtiyaca göre değil, isteklere göre yaşanan hayatın tatmin olması mümkün değil.

    Lüks ve gösteriş, kültürden öte eğer ihtiyaç hâlini almışsa, o topluluğun doyması mümkün değildir.

    Mütevazı Topkapı Sarayı varken dünyayı yöneten bir devlet, lüks ve gösteriş için yaptırdığı Dolmabahçe Sarayı’nda beka sorunu yaşamaya başladı. Bugün de köşkten Beştepe’deki saraya taşınınca aynı sorunlara düçar olmamız, tarihten ders almadığımızın göstergesidir.

    İbret alınacak tek kaynağımız tarihtir. Tarih, ölü hadiseler yığını değildir, bilakis tarih canlıdır ve her an yaşanır. Gelecekte bir gün “bugün” ile karşılaşacağız. Tarihten yeterince ibret aldığımızı sanmıyorum. Silkinip kendimize gelmek için yarın çok geç olabilir.

    Çok şükür, çok şükür Rabb’ime… Biz henüz tavus kuşunu kesip yemiyoruz!