Fatih Mehmet TURHAN

Fatih Mehmet TURHAN

03 Aralık 2025 Çarşamba

    DİĞER YAZARLARIMIZ

    Arapgir Çalıştayı

    Arapgir Çalıştayı
    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    Ortak Bir Geleceğin İnşası İçin Düşünsel Zemin Arayışı

    Son yıllarda Türkiye’nin toplumsal ve siyasal yapısı; artan kutuplaşma, kimlik merkezli gerilimler ve düşünsel üretimin daralması gibi birçok yapısal problemle karşı karşıya kalmıştır. Kamusal alanda düşünsel çeşitliliğin temsili zayıflamış; siyasal tartışmaların niteliği, neredeyse tamamen ideolojik tahakküm mekanizmalarının gölgesinde şekillenmeye başlamıştır.

    Böyle bir ortamda, farklı düşünce ve inanç çevrelerinden gelen katılımcıların bir araya gelerek memleket meselelerini konuştuğu ve çözüm önerileri sunduğu bir çalıştay düzenlemek, yalnızca bir etkinlik değil; aynı zamanda uzun yıllardır hayalini kurduğum bir düşünce eylemiydi.

    Bu bağlamda, Malatya’nın tarihi ilçesi Arapgir’de gerçekleştirilen ve üç gün süren çalıştay, yalnızca siyasal çözüm süreçlerini değil; aynı zamanda bu süreçlerin sosyo-kültürel, tarihsel ve epistemolojik boyutlarını da tartışmaya açmıştır. Türkiye’nin dört bir yanından gelen yazarlar, şairler, akademisyenler, hekimler ve araştırmacılar yalnızca mesleki kimlikleriyle değil; aynı zamanda taşıdıkları farklı kültürel, ideolojik ve düşünsel arka planlarla bu çok sesli yapının birer taşıyıcısı oldular. Bu çokluğun bir çatışma değil, yapıcı bir etkileşim zemini oluşturması ise çalıştayın en kıymetli kazanımlarından biriydi.

    Çalıştayın temel hedefi, ülke meselelerine dair “tekçi” yaklaşımların ötesine geçerek; farklılıkların bir aradalığı üzerinden ortak bir dil ve anlayış geliştirmekti. Bu hedef doğrultusunda gerçekleştirilen oturumlar boyunca, özellikle son yıllarda tekrar gündeme gelen “çözüm süreci” ve onun toplumsal bellekte bıraktığı etkiler, yalnızca siyasal bir mesele olarak değil; aynı zamanda bir toplumsal öğrenme alanı olarak ele alındı. Katılımcıların büyük bir çoğunluğu, geçmişte yaşanan deneyimlerin analizini yaparak bu sürecin neden başarısızlığa uğradığını, toplumsal karşılığının neden zayıf kaldığını ve nasıl daha katılımcı, kapsayıcı bir anlayışla yeniden ele alınabileceğini sorguladı.

    Bunun yanı sıra, eğitimden kültürel politikaya; yerel yönetimlerin rolünden medyanın etkisine kadar birçok alanda yaşanan sorunlar da masaya yatırıldı. Tartışmalar genellikle siyasal pozisyonlardan değil; toplumsal sorumluluk, etik düşünce ve ortak akıl arayışı üzerinden yürütüldü. Bu da çalıştayın özgün niteliğini belirleyen önemli bir unsur olarak öne çıktı. Nitekim toplantının ruhu, katılımcılar arasında dini inanç, mezhep, etnik kimlik ya da ideolojik yönelim farkı gözetmeden; sadece “ülkenin geleceği” ortak paydasında buluşmayı mümkün kıldı.

    Burada altı çizilmesi gereken temel noktalardan biri de şudur: Siyasetin her şeyi belirlediği, hatta çoğu zaman kirlettiği bir toplumda, düşüncenin bağımsız kalması artık bir zorunluluk halidir. Bu bağlamda çalıştay, yalnızca sorunları teşhis eden bir zemin değil; aynı zamanda siyaset dışı alanların, özellikle kültür, edebiyat, düşünce ve bilim çevrelerinin yeniden “söz” sahibi olması gerektiğine dair güçlü bir çağrıdır.

    Katılımcılar olarak bizler, meseleye salt politik düzlemde yaklaşmak yerine; daha geniş, tarihsel ve kültürel perspektifle yaklaştık. Sorunların yalnızca iktidar ya da muhalefet kaynaklı olmadığını; bilakis sistemsel bir krizle karşı karşıya olduğumuzu, dolayısıyla çözümün de ancak çok boyutlu ve çok katmanlı bir düşünsel işbirliğiyle mümkün olabileceğini vurguladık.

    Arapgir Belediye Başkanı Sayın Haluk Cömertoğlu’nun himayesinde, Nizamettin Gökay ve Mesut Kavas Bey’in koordinasyonuyla, Sayın Süreyya Şahin Hoca’nın moderatörlüğünde gerçekleşen bu çalıştay; sadece dört günlük bir program değil, aynı zamanda uzun vadeli bir düşünsel seferberliğin başlangıç noktası olarak belirlenmiştir.

    Sonuç olarak, bu çalıştay bize bir kez daha gösterdi ki; ortak bir gelecek inşa etmek yalnızca siyasi iradeye değil; toplumsal iradeye ve düşünsel cesarete de bağlıdır. Düşünen, dertlenen, sorumluluk alan insanların hâlâ var olması, bu ülkenin en büyük umududur.

    Kısaca, söyleyecek bir şarkısı olan, dinleyecek kulak aramaz. Biz, Anadolu’nun bin yıllık tecrübesi ile her zorluğun altından kalkacağına inanıyoruz. Bu çalıştayın amacı yalnızca sorun tespit etmek değil; aynı zamanda bir “teklif” sunmaktır. Teklif sahibi olmak, bir iddia sahibi olmayı gerektirir.

    Amacımız, bu çalıştayı sürekli kılmak ve her kesimin katkısı ile hazırlanacak metni bir teklif olarak topluma sunmaktır.

    Çünkü mesele yalnızca sorunları konuşmak değil; ortak bir dili, ortak bir aklı ve ortak vicdanı yeniden inşa etmektir. Ve bunun ilk basamağı Arapgir Çalıştayı’dır.

    Başta Arapgir Belediye Başkanı Sayın Haluk Cömertoğlu olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.