
14 Aralık 2025 Pazar

Tercüman Gazetesi

BEN OLAMAMANIN, BİZ OLAMAMAK KAVGASI

ZÜLFÜ YARE DOKUNMAK: YİTİRDİKLERİMİZ

"Halka Aşkla Hizmetin Adı: Arapgir Modeli" Belediye Başkanı Haluk Cömertoğlu ile Röportaj

KUŞLAR YAĞMURDA DA UÇAR

Gerçek Gücün Sırrı

USTALIĞIN TESCİLİ

YENİDEN MİLLİ MÜCADELE (ÇAĞRI)

Neden İznik?…

HAYATIMIN ALTI ÜSTÜ

Bilgi ve Adalet

ANALAR VAR İT DOĞURUR, ANALAR VAR YİĞİT DOĞURUR

AYNADAKİ LEKE

KAN BAĞIŞI: BİR YAŞAMIN KIRILMA NOKTASINDAKİ KÜÇÜK BİR MUCİZEDİR

KİMİN YARATTIĞI ŞEYTANA İNANIYORSUNUZ

Ne Bu Dünyada Ne De Öteki Dünyada

ALLAH SEVDİĞİ KULUNA BELA VERİR” RİVAYETİ ÜZERİNDEN NASIL ALDATILDIK!..

VAZO ÖNÜNDE SATILAN ÜRÜNLER SAĞLIKLI MI?

ŞİDDET SARMALI: TÜRKİYE NEREYE GİDİYOR?

AKIL İNSANIN BELASIDIR, FAZİLETLİDİR ve REZALETİDİR.

SESSİZLİK REJİMİ

Milletin Vekili Olmak Cesaret İster

ÖNCE EBEVEYNLER EĞİTİLMELİ

ENGELSİZ ÖZGÜRLER

AHLAKSIZ DİNDARLIK VE İTTİHATÇILIK RUHU

EGM’DE SİVİL MEMUR OLMAK

AH BE ÇOCUK!

İNSANLARIN EN İYİ İLACI

GÖNÜLLERİN ANAHTARI; EMPATİ

EVLAD-I FATİHAN ve SELANİKLİ MUSTAFA

Ticareti “Franchise’laştıran AKP

Başlık bir şiir kitabına aittir. Ömer Ekinci Micingirt imzalı kitaba en son İzmir Kitap Fuarı vesilesiyle kavuştum. Bizde şiir; öksüz, yetim, kimsesiz, sahipsiz, yalnız, ıssız ve terk edilmiş bir edebiyat türüdür. İran ve Azerbaycan bile duygu toplumu olduğu için herkes şair ve herkes şiir yazmaktadır. En azından şiir, birlikteliklerin baş tacı bir konumdadır. Bizde ise…
Tufan Yığıntıları’nı eleştirel olarak okuduğum için burada da hakkındaki duygu ve düşüncelerimi ifade etmem, müdavimleri için faydalı olacaktır. Yazarın öncelikle bir tarz, çizgi, üslup ve sıra dışı bir tekniği olduğu hemen fark ediliyor. Şiirinde; popüler kültür, ideoloji, siyaset, hamaset, güncel, malayani şeyler ve somut imgeler yok. Peki, ne var? Din, ahlak, tasavvuf, töre, gelenek, aidiyet, sadakat, vefa ve değerlerimiz var. Birçok konuda yazıyor gibi olsa da beslendiği kaynak, hadis ve ayetler çerçevesinde Kur’an meali formundadır. Aslında kendisi için “Kur’an şairi” dersek abartmış olmayız. Böyle olunca kavramlar soyut ve dil olarak da ağdalı bir eski Türkçe karşımıza çıkmaktadır. Yazar tarzından taviz vermediği için de elit bir kesime hitap etmenin yalnızlığını yaşamaktadır.
Serbest tarzda şiirleri olsa da genellikle 11’lik hece vezninde ve zengin uyaklı eserler ortaya koymaktadır. Bu durum bilmeyenler için bir şey ifade etmese de aslında büyük ustalık gerektiren bir durumdur. Hem hece sayısını her satırda tutturacaksınız, hem sondaki kelimeleri kafiyeli bir şekilde ortaya koyacaksınız. Bütün bunların yanında da sonuna kadar coşku ve heyecanı diri tutacaksınız. Bunu ancak Allah vergisi bir lütufla yapabilirsiniz, başka türlü çalışmayla olacak şey değildir!
Kitapla ilgili olarak eleştirilecek şeyler yok mu derseniz, tabii ki mevcut. Bir kere, hiçbir noktalama işaretinin olmaması büyük eksiklik olmuştur. Son zamanlarda bu durum moda haline gelmiş olup, güya duyguyu okuyucuya bırakmak söz konusu olsa da bana çok mantıklı gelmediğini ifade etmek istiyorum. Diğer bir husus ise, her şiirin başına iki satırlık bir spot cümle konulmuş olup, bir tercih olmakla birlikte şiirle direkt bağlantılı olmadığı için ben gereksiz gördüm. Birçok şiir mükemmel bir şekilde başlamış olsa da devamı zirvede tamamlanmadığı için okuyucuda bir burukluğa sebep olmaktadır.
Sonuç olarak, Tufan Yığıntıları her biri Klasik Türk Müziği veya ilahi olarak bestelenecek tarzda bir forma sahiptir. Ömer Hocam, köyünün ismini (Micingirt) mahlas olarak alacak kadar da vefa ve gönül adamı olarak yöresine değer katmaktadır. Ayrıca, Bursa Uludağ Üniversitesi’nin hafızası olan arşiv bölümünde yönetici olarak da kişiliğine uygun bir mesai ile kurumuna da değer üretmektedir. Tarzı size uyuyorsa, pişman olmayacağınız bir sonsuz derya (19 kitap) sizi bekliyor olacak. Daha ne olsun?
Esenlik dileklerimle,
Erol Aydın