
14 Aralık 2025 Pazar

Tercüman Gazetesi

BEN OLAMAMANIN, BİZ OLAMAMAK KAVGASI

ZÜLFÜ YARE DOKUNMAK: YİTİRDİKLERİMİZ

"Halka Aşkla Hizmetin Adı: Arapgir Modeli" Belediye Başkanı Haluk Cömertoğlu ile Röportaj

KUŞLAR YAĞMURDA DA UÇAR

Gerçek Gücün Sırrı

USTALIĞIN TESCİLİ

YENİDEN MİLLİ MÜCADELE (ÇAĞRI)

Neden İznik?…

HAYATIMIN ALTI ÜSTÜ

Bilgi ve Adalet

ANALAR VAR İT DOĞURUR, ANALAR VAR YİĞİT DOĞURUR

AYNADAKİ LEKE

KAN BAĞIŞI: BİR YAŞAMIN KIRILMA NOKTASINDAKİ KÜÇÜK BİR MUCİZEDİR

KİMİN YARATTIĞI ŞEYTANA İNANIYORSUNUZ

Ne Bu Dünyada Ne De Öteki Dünyada

ALLAH SEVDİĞİ KULUNA BELA VERİR” RİVAYETİ ÜZERİNDEN NASIL ALDATILDIK!..

VAZO ÖNÜNDE SATILAN ÜRÜNLER SAĞLIKLI MI?

ŞİDDET SARMALI: TÜRKİYE NEREYE GİDİYOR?

AKIL İNSANIN BELASIDIR, FAZİLETLİDİR ve REZALETİDİR.

SESSİZLİK REJİMİ

Milletin Vekili Olmak Cesaret İster

ÖNCE EBEVEYNLER EĞİTİLMELİ

ENGELSİZ ÖZGÜRLER

AHLAKSIZ DİNDARLIK VE İTTİHATÇILIK RUHU

EGM’DE SİVİL MEMUR OLMAK

AH BE ÇOCUK!

İNSANLARIN EN İYİ İLACI

GÖNÜLLERİN ANAHTARI; EMPATİ

EVLAD-I FATİHAN ve SELANİKLİ MUSTAFA

Ticareti “Franchise’laştıran AKP

Başlık, TRT’nin dijital platformu olan Tabii adlı kanalında yayınlanan “Gassal” adlı dizinin reklam spotuna aittir. Afiş ve billboardlara asılan bu ifade çok tartışıldığı için PR çalışması olarak hedefine ulaşmış demektir.
Karakomik, trajikomik veya psikokomik olarak adlandırılan dizide kahramanımız bildiğiniz ölü yıkayıcısı rolündedir. Yaptığı işin yanı sıra sürekli kendini sorgularken aslında izleyici için de hem gülmeyi hem de düşünmeyi amaçlamaktadır. Bugüne kadar işlenmemiş bir konu olması bakımından hem ilginç hem de merak uyandıran sahneler sunmaktadır. Her gün ölülerle yüzleşse bile, ölümle yüzleşmediği için bunun birbirinden farklı şeyler olduğunu düşünmektedir. En büyük endişesi ise “Eğer ölürsem beni kim yıkayacak?” korkusudur. Öyle ya, ölü suyunun da bir sıcaklığı var ve bunu da bilmek gerekiyor!
Ölüm, en büyük gerçek olduğu halde birçok insan hiç ölmeyecekmiş gibi yaşamakta ve ölümü hep kendisinden uzak görmektedir. Yaşadığımız kapitalist düzen de bunun böyle olmasını arzuladığı için hep ölümsüzlüğü vaat etmektedir. Eskiden mezarlıklar mahallenin ortasında, hatta evlerin penceresi buraya bakıyorken, şimdi şehrin en ücra köşesinde kendisine yer bulmaktadır.
Oysaki inancımız, birçok ayet ve hadisle bize ölümü hatırlatarak tedbir almamızı öğütlemektedir. Bizler ise hiç ölmeyecekmiş gibi dünya için didinip dururken ecel bize son sürat yaklaşmaktadır. Birçok insan, mecburen katıldığı cenaze törenlerinde caminin avlusunu bırakıp sokakta törenin bitmesini beklemektedir. Mezarlığa gelse bile çok uzaktan töreni takip ederek ölümden kurtulacağını zannetmesi ne büyük gaflettir!
Oysaki son görev olarak Müslüman kardeşinin cenaze namazına katılmak, tabutuna omuz vermek, kabrine birkaç kürek toprak atmak hem büyük sevap hem de ibret için elzemdir. Ölümü sürekli hatırlatacak en önemli ritüel, mezarlık ziyareti ile kendimize çeki düzen vermek adına da çok önemlidir. Mezarlık giriş kapılarının üzerinde yazan ayet-i kerime, “Her nefis ölümü tadacaktır!” ifadesi bile özellikle seküler kesimde büyük rahatsızlık oluşturmaktadır. Ölümün bu kadar hatırlatılması, dünyalık yaşayanlar için; moral bozucu, kabul edilemez, çok vahşi ve çok acımasız olarak eleştirilmektedir.
Sonuç olarak; gassal, gasilhane, kabir, kefen, teneşir, musalla ve mezarlık, ölümü hatırlatan kavramlar olduğu için bazı kesimler için itici olsa da hayatın gerçekliği açısından somuttur. Bir şeyden ne kadar kaçarsan seni bulma ihtimali de o derece yüksek olacaktır. O yüzden de ölüm gerçeğini kabul ederek fıtrat çerçevesinde ve dosdoğru bir hayat hem bu dünyamızı hem de ahiretimizi inşallah kurtarmış olacaktır. Bu kadar büyük bir gerçek karşısında akıllı insanın, ölümü şeb-i arus olarak kabul etmesi faydasına olacaktır.
Esenlik dileklerimle,
Erol Aydın