Neden İznik?…

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

Bizim İznik, Hristiyanlık tarihi ve inancı açısından son derece önemli bir kenttir ve bazı kaynaklara göre Kudüs ve Vatikan’dan sonra Hristiyan dünyasının 3. kutsal merkezi olarak kabul edilir. Aynen böyledir…

Bu önemin temelinde, şehirde toplanan ve Hristiyanlık doktrinlerinin şekillenmesinde kritik rol oynayan Ekümenik Konsiller (din işleri meclisi) yatmaktadır.

İznik’in Hristiyanlar İçin Öneminin Başlıca Nedenleri:

Birinci İznik Konsili (M.S. 325)

Temel İnançların Belirlenmesi: Bu konsil, Hristiyanlık tarihinin en önemli olaylarından biridir ve İmparator I. Konstantin’in çağrısıyla toplanmıştır. Hristiyan inancının temel esasları burada tartışılmış ve karara bağlanmıştır…

İznik İnanç Bildirgesi:
Konsil, Hristiyanlığın temel inancını özetleyen ve günümüzde de Ortodoks ve Katolik kiliselerinde önemli bir yere sahip olan İznik İnanç Bildirgesini kabul etmiştir.

Bu bildirge, özellikle İsa’nın ilahi doğasını (Baba ile aynı özden olması / Ariusçuluk) çözüme kavuşturarak, İsa’nın “Tanrı’nın Oğlu” olduğu fikrini netleştirmiş ve Hristiyanlık’taki ortodoks (doğru inanç) çizgiyi belirlemiştir.

(Baba, Oğul ve Kutsal Ruh üçlemesi… ki biz buna Teslis İnancı deriz!)

Kilise Yapısının Temelleri:
Bu konsil ve alınan kararlar, Hristiyanlığın kurumsal bir yapıya kavuşması ve inanç doktrinlerinin resmileşmesi açısından bir başlangıç noktası teşkil eder.

İkinci İznik Konsili (M.S. 787)

İkona Kararları:
Hristiyanlık tarihinde önemli bir yer tutan ve “ikonoklazm” (ikonaların reddi) olarak bilinen dönemin ardından toplanan son Ekümenik Konsil’dir.

İkonaların Kabulü:
Bu konsilde, Hristiyanlıkta ikonaların (dini resimler) kullanılabileceği ve onlara saygı gösterilebileceği kararı alınmıştır. Bu karar, Doğu ve Batı kiliseleri için önemli bir doktrinsel meseleyi çözüme ulaştırmıştır!

Kutsal Bir Merkez!

İznik, bu iki kritik konsile ev sahipliği yaparak, Hristiyanlık inancının ve kilise yapısının temel taşlarının döşendiği, yani inanç doktrinlerinin şekillendiği kutsal bir merkez haline gelmiştir. Bu nedenle Hristiyanlık tarihi, teolojisi ve kilise hukuku açısından yeri doldurulamaz bir öneme sahiptir…

Kaynakları epeyce taradım…
Bilgilerden anlaşılacağı üzere, Hristiyan teolojisinin şekillendiği yerdir, İznik…

Gelelim tekrar Papa Efendi’ye:

Ziyaret, Türkiye’nin egemenlik aritmetiğine, Lozan’ın hükümlerine, bağımsızlık ve varlığımıza görünür, görünmez bir saldırıdır!

Geçmişte FETÖ eliyle yürütülen “Dinlerarası Diyalog ve İbrahimî Dinler Kardeşliği / Medeniyetler İttifakı” meselesinin kuvvet, güç ve zemininin muhkem temeller üzerinde inşa edildiği anlamını ortaya koyar…

“Canım, ne var bunda? Diplomatik bir ziyaret, herkes gelir gelebilir.” dediniz mi mesele manasını yitirir; derinlik stratejisini ve olayları sıradanlaştırır!

Burada hedefimiz Papa falan değil; yüklendiği misyon ve bin yıllık Anadolu’ya getirdiği mesajdır…

Papa üzerinden yeni bir Katolik / Ortodoks kimliği ortaya koymanın tehlikeleri:

• Güncel sırayla Katolik İznik hamlesi ve
• Fener Rum Patrikhanesi’nin Ekümenik çabalarıdır…

Kanaat ediniz ki bu diyalog falan değil; yeni bir strateji hamlesidir ve buram buram Washington / Beyaz Saray kokuyor!

Ne demişti Trump efendi?
“Din Amerika’ya geri döndü!”

Yeni ABD Büyükelçisi Tom Barrac’ın Lübnanlı Maruni kökenli bir Süryani olduğunu söylesek; Marunilerin de Katolik olduğuna bahis açsak meseleyi gayret manasında yeni anlamlarla okuyabilir miyiz? Elbette.

“Bizim coğrafyamızda tesadüf arayan ahmaktır!”

Bu arada, Papa’nın ziyareti nedeniyle ilçe halkının emlak telaşı başlamış!
Ekonomik zorlukların dervişliği bozduğu gibi, kıymetli veya değersiz gibi görünen mülk sahibinin de iştahını kabartmış görünüyor. Bu da meselenin başka yön ve yüzü…

Bu mesele, Emevi Camii’nde namaz kılma gayretinin çok ötesindedir!

Geri gelen Osmanlı mı, Roma mı? Belli olmuyor mu?