Banu SANCAK

Banu SANCAK

08 Aralık 2025 Pazartesi

    DİĞER YAZARLARIMIZ

    SİYASET ETİĞİ

    SİYASET ETİĞİ
    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    Bir gün halktan biri, Selçuklu Devleti’nde görevli bir kadının haksız hüküm verdiğini ve rüşvet aldığını söyleyerek Sultan Melikşah’a ulaşmak ister. Melikşah, bu tür şikâyetlere kulak vermesiyle tanınır. Saray muhafızları, halktan birinin doğrudan sultana ulaşmasını engellemek istese de Melikşah, halkın derdini dinlemeden karar vermenin adaletsizlik olacağını söyleyerek adamı huzuruna kabul eder.

    Adam, başından geçen olayı detaylıca anlatır. Melikşah, meseleyi hemen Başveziri Nizamülmülk’e havale eder ve: “Adalet, devletin temelidir. Eğer biz yönetenler halkın hakkını korumazsak, Allah da bizim hükmümüzü sürdürmez,” der. Nizamülmülk olayı inceler, kadının gerçekten haksız ve rüşvetçi olduğunu tespit eder. Bunun üzerine kadı görevden alınır ve cezalandırılır. Sultan Melikşah müştekiden özür diler ve:
    “Halkın adalet umudu, sultanın kalbidir; o kalp kirlenirse devlet yıkılır,” diyerek adaletin ve siyaset etiğinin devlet yönetiminin merkezinde olduğunu gösterir.

    İslam hukukuna göre verilen siyasi kararlar, toplumun maslahatına uygun ve zulümden uzak olmalıdır. Yönetim; siyasi ahlak, adalet, sorumluluk, toplum yararı, şûra ve inanç etiği çerçevesinde şekillenmelidir. Yöneticiler, halkın haklarına saygılı, merhametli, dürüst ve hesap verebilir olmalıdır. Bu noktada Büyük Selçuklu Devleti’nin yönetiminde yer alan ünlü vezir ve siyaset düşünürü, “Siyasetnâme” eserinin yazarı Nizamülmülk’ün yönetim ilkeleri, şer’î hukukun kurallarını uygular niteliktedir.

    Nizamülmülk’e göre bir devletin temelini ve bekasını adalet oluşturur. Hükümdarın birinci görevi zulmü önlemek ve adaleti sağlamaktır. Siyasetnâme’de siyaset ahlakı ve etiği konularını kapsayan ve en çok üzerinde durulan diğer etik ilkeler ise; dürüstlük, şeffaflık, denetim, hesap verebilirlik, sorumluluk ve devletin ve milletin ali menfaatlerini gözetme gibi değerler etrafında şekillenir. Nizamülmülk için siyaset, yalnızca iktidarı korumak için değil, Allah’ın yeryüzündeki adaletini sağlamak içindir. Dolayısıyla siyasi otorite kutsal bir sorumluluk misyonu taşır.

    Siyaset ve etik arasındaki ilişki tarih boyunca tartışmalı olmuştur. Platon, Devlet adlı eserinde adil bir yönetimin ve toplumun erdemli bireylerden oluşması gerektiğini söylemiş, bu ilkenin temelinde de eğitimin önemini vurgulamıştır. Machiavelli, Prens adlı eserinde siyasetin ahlaktan bağımsız bir alan olduğunu iddia etmiştir. Machiavelli’ye göre bir liderin başarısı, etik olmaktan ziyade etkin olmaya dayanır; bu da gerektiğinde millî, manevî, dinî ve ahlaki kuralları ve değerleri çiğnemeyi ya da kullanmayı meşru kılar. Modern siyaset felsefesinin temel tartışma konularından biri olmaya devam eden bu iki yaklaşım arasındaki gerilim, günümüz siyasetinde de güncelliğini korumaktadır.

    Bu noktada siyaseti ahlaktan ayıran, gerekirse yönetimde tüm ahlaki ve vicdani değerlerin, insan onurunun ve hak ve özgürlüklerinin çiğnenebileceğini savunan Machiavelli; siyasetin temeline eğitimi, ahlakı, adaleti yerleştiren Nizamülmülk ve yönetimde eğitimin ve erdemin önemini vurgulayan Platon’un etik ve ahlak stratejilerini birkaç örnek üzerinden karşılaştıralım:

    • Machiavelli: Amaç için araçlar meşrudur; ahlak gerekirse feda edilir.
      Nizamülmülk: Ahlak, siyasetin temelidir; asla ihmal edilemez.
      Platon: Siyasi ahlak, erdemli ve eğitimli siyasetçilerle inşa edilir.
    • Machiavelli: Din, halkı yönetmek için bir araç olabilir.
      Nizamülmülk: Din, siyasetin özüdür; yönetim ona hizmet etmelidir.
      Platon: Din ve devlet uyum içinde olmalı; yöneticiler halkı ahlaka ve iyiliğe yönlendirmelidir.
    • Machiavelli: Devletin güç kullanımı, kurnazlık, şiddet ve hile meşru araçlardır.
      Nizamülmülk: Adalet ve merhamet esastır; zorunlu olmadıkça güç kullanılmaz.
      Platon: Devlet, gücünü adaleti sağlamak ve erdemi korumak için kullanmalıdır.
    • Machiavelli: Halk üzerinde korku salmak, sevilmekten çok daha önemlidir.
      Nizamülmülk: Halkın gönlü kazanılmalı, zulümden uzak durulmalıdır.
      Platon: Devlet ve halk arasındaki sağlıklı ilişki, herkesin üzerine düşen görevi layıkıyla yapması temeline dayanır.
    • Machiavelli: Başarılı, gerektiğinde acımasız ve kuralsız güçlü lider.
      Nizamülmülk: Adil, ahlaklı, âlim ve istişareye açık lider.
      Platon: Bilgili, erdemli, adaletli, halkının yararını gözeten lider.

    Günümüzde küresel sistemin yönetip yönlendirdiği uluslararası diplomatik ilişkilere, dünya siyasetine ve ülke gündemimize baktığımızda Platon’un ve Nizamülmülk’ün siyaset etiği değerlendirmelerinin, Machiavelli’nin görüş ve ilkelerine açık ara yenildiği açıktır.

    Güç kullanımının meşruiyeti, kamusal sorumluluk, demokrasi, adalet, dürüstlük ve şeffaflık gibi temel kavramlar siyaset etiğinin merkezindedir. Toplumların daha adil, şeffaf ve güvenilir yönetimlere ulaşabilmesi için siyaset etiğinin güçlendirilmesi ve kurumsal mekanizmalarla desteklenmesi gereklidir. Bu da ancak etik bilincin hem bireysel hem de kamusal düzeyde yaygınlaştırılmasıyla mümkün olabilir.

    Yolsuzluğun, adaletsizliğin, liyakatsizliğin, kayırmacılığın, mafyalaşmanın, rüşvet ve çıkar çatışmalarının yaygın olduğu toplumlarda halk, siyasal katılımdan uzaklaşır, seçim süreçlerine olan inançları zayıflar ve toplumun adalet duygusu erozyona uğrar. Bu minvalde siyasal aktörlerin, kişisel veya grupsal çıkarlar yerine toplumun genel çıkarlarını öncelemeleri etik bir yükümlülüktür. Siyasetçilerin icraatlarından dolayı halka, medyaya ve yargı organlarına karşı sorumluluk taşımaları gerektiğini düşünüyorum.