Banu BALAT

Banu BALAT

13 Eylül 2024 Cuma

KÂŞİF

KÂŞİF
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Yaşayan herkes, hayata tutunmanın bir yolunu bulmuştur mutlaka. Peki, hayata tutunmanın tek bir yolu mu vardır sadece? Birden fazla yol olamaz mı? Bence, yaşayan ne kadar insan varsa, o kadar da farklı dünya var demektir. Herkesin dünyası kendine özel olduğu gibi, yetenekleri ve yapabildikleri de kendine özeldir. Hepimiz her şeyi mükemmel yapabilir miyiz? Böylesi bir şey doğaya bile aykırı zannımca. Eğer herkes her şeyi mükemmel yapabilseydi, bizi farklılaştıran şeylerin ne anlamı kalırdı ki? Hayata renk ve insana özgüven katan, kişisel farklılıklar değil midir zaten?

Bazen yaşam şartları, bazen ailevi zorunluluklar, bazen geçim derdi ve bazen de kendi isteğimizle yeteneklerimizi kullanmayı öğreniriz. Ancak aynı işi yapan insanlar bile bazen farklılaşabilir. Örneğin, marangoz olan birçok kişi varken, çok iyi marangozdur, işini çok iyi yapar, işçiliği mükemmeldir dedirtebilen biri, aynı kategoride bile farklılığını ortaya koymuş olmaz mı? Yaptıklarımızdan ziyade, bizi farklılaştıran şey kişisel özelliklerimizdir. Ayrıca yapılan işi yapmayı ne kadar istediğimize de bağlıdır. Zoraki yapılan her şey bizden ufak ufak götürürken, istekle ve keyif alarak yaptıklarımız bize güç katar.

Bir şeyi gayet iyi yapmasına rağmen sadece onunla mutluluğu yakalayan biri için aklıma ilk gelen, eğer onu yitirirse yaşayacağı yıkım oluyor. Düşünsenize, hayatınız boyunca o işi en iyi, en güzel şekilde yapmış ve alkışlanmış, takdir edilmişsiniz. Size övgüler yağmış ve bu yeteneğiniz sizi yukarılara taşımış. Ama bir gün artık onu kullanamaz hale geldiğinizde, sizin adınızı bile anmaz olduklarında ne hissedersiniz? Eğer her şeyinizi o yeteneğe bağladığınız bir hayat yaşamışsanız, muhtemelen hissedeceğiniz şey kocaman bir boşluk ve hiçlik hissi olacaktır. Ben işte bu noktada şunu düşündüm: Belki de sadece bir şeye bağlanıp yaşamaktansa, hayat devam ederken çok iyi olmasa bile başka yeteneklerimizi de keşfetmeye çalışmalıyız. Yetenek kâşifi olup, başka neleri yapabileceğimizi bulmalıyız. En büyüğünü kaybetsek bile bir diğerine tutunabilmeliyiz. Yitirdiğimizde düşersek, kolumuz kanadımız kırık, bitik olacağımıza, diğer yeteneklerimizle şekillenen dallara tutunabiliriz. Böylece düşüp paramparça olmak yerine, silkelenip tekrar ayağa kalkmak mümkün olmaz mı?

Bence, kendi iyi yönlerini ya da yeteneklerini keşfedenler, hep tutunacak dalları ve alternatifleri olacağı için kolay kolay yıkılmazlar. Kendi adıma söylemem gerekirse, ben tutunacak dalları çok olanlardan biriyim ve biri bittiğinde, diğeri başlayan seçeneklerimle renklenen bir hayatım var. Yani diyeceğim odur ki, tek bir yeteneğe bağlanıp kalmayın ve yeteneklerinizin kâşifi olun. Emin olun, kendinizi keşfetmeye başladığınızda, bulduğunuz yeteneklere siz bile inanamayacaksınız.

Banu BALAT