
01 Aralık 2025 Pazartesi

Tercüman Gazetesi

EVLİLİKTE YALAN: GERÇEĞİ DEĞİL, İLETİŞİMİ KAYBETMENİN SESSİZ ÇIĞLIĞI

ZÜLFÜ YARE DOKUNMAK: YİTİRDİKLERİMİZ

"Halka Aşkla Hizmetin Adı: Arapgir Modeli" Belediye Başkanı Haluk Cömertoğlu ile Röportaj

KUŞLAR YAĞMURDA DA UÇAR

DURUŞ

İNSANLARA RAĞMEN, İNSANLIK İÇİN

YENİDEN MİLLİ MÜCADELE (ÇAĞRI)

Neden İznik?…

BİR DAMLA KAN, BİN BİR ENDİŞE

Bilgi ve Adalet

KADINIM HAKLARIM VAR

AYNADAKİ LEKE

KAN BAĞIŞI: BİR YAŞAMIN KIRILMA NOKTASINDAKİ KÜÇÜK BİR MUCİZEDİR

SALEBE’NİN HİKÂYESİNİ BİLİYOR MUSUNUZ?

Ne Bu Dünyada Ne De Öteki Dünyada

FATİH'İN VE ATATÜRK'ÜN İZİN VERMEDİĞİ PAPA'YA NEDEN İZİN VERİLİYOR?

VAZO ÖNÜNDE SATILAN ÜRÜNLER SAĞLIKLI MI?

DİJİTAL ÇAĞDA TAPU ÇİLESİ, BÜROKRASİDE “BANK NÖBETİ” SÜRÜYOR…

ÜÇ SIFIRIN ADALETİ, BİR İNSANIN VİCDANI: Prof. Dr. Ayten Erdoğan Meselesi

YOK DEVE

Milletin Vekili Olmak Cesaret İster

ADIM ADIM İLERLİYOR KÖTÜLÜK

ENGELSİZ ÖZGÜRLER

DİNDARLIK VE AYDINLIK

EĞİTİMDE SOSYAL ADALET

HAK ARAMAK HAKKIMIZ MI?

İNSANLARIN EN İYİ İLACI

SABAH VE ŞİİR

EVLAD-I FATİHAN ve SELANİKLİ MUSTAFA

Ticareti “Franchise’laştıran AKP

“Kağnı” başlıklı yazımı kaleme alırken tarımın öneminden mi, yoksa geçmişe bir yolculuktan mı başlasam diye bir ikilem yaşadım. Her sosyoekonomik çıkmazımız siyasetin girdabında düğümleniyor.
Ülkemiz bir zamanlar tahıl ambarıyken; bugün, üretmeden hazır gıdaya erişen bir toplum hâline geldik. Çiftçinin üretemez duruma gelişi, emeklerinin maliyetini karşılayamaz hâle gelişini görmezden gelemeyiz.
İnsanlığın temel ihtiyacı olan gıdanın doğal üretimden tüketime kadar süren yolculuğu, zaman içinde büyük değişim geçirdi. Toplumların kalkınmasında ve yaşam stillerinde tarım, en temel ihtiyaçtır. Türkiye, jeopolitik konumu gereği bir tahıl ambarıydı.
BÜYÜK DEHA ATATÜRK’ÜN TARIMA DAİR SÖZLERİNDEN…
“Burada bir çiftlik kuracağım. Bu çiftlikte hayvanlar yetiştireceğim. Bir küçük ormanın kenarında tarım endüstrimize ait bacalar tütecek.”
“Kılıç ve saban; bu iki fatihten birincisi, ikincisine daima yenildi.”
“Köylülerin gözleriyle görebilecekleri, çalışmaları için örnek tutacakları, verimli, modern, uygulamalı tarım merkezleri kurmak gereklidir.”
“Ben de çiftçi olduğumdan biliyorum: Makinesiz tarım olmaz.”
“Türkiye’nin gerçek sahibi ve efendisi, gerçek üretici olan köylüdür.”
“Milletimiz çiftçidir. Milletin çiftçilikteki çalışma imkânlarını, asri ve iktisadi tedbirlerle en yüksek seviyeye çıkarmalıyız.”
“Eğer milletimizin büyük çoğunluğu çiftçi olmasaydı, biz bugün dünya üzerinde olmayacaktık.”
“Millî ekonominin temeli tarımdır.”
ANILARIMIN YOLCULUĞUNDA…
Kasabada geçen çocukluk yıllarımda çiftçilikle uğraşan komşularımız vardı. Tahıl ürünlerinin hasat zamanı beklenirdi. Çocuklarını hasat gelirine göre evlendirirlerdi. Sarı buğdayın güneş altında altın sarısı savrulup gökyüzünde raks edişi gözümün önünden gitmez. Buğdaylar değirmene gitmeden önce mahallede kara kazanda kaynatılır, hedik hâline gelirdi. Mis gibi kokusu içimize dolardı. Üzerine bir de çedene kavurur yerdik.
O lezzet… o damak zevki… dostluğu çağıran bir paylaşımın adıydı.
Köyde yaşayan akrabamın yanına gitmiştik. Erken kalkıp değirmende buğdayın bulgura dönüşümünü izlemiştim. Sarı öküz, gövdesinde üvenderiyle dönme dolap gibi dönerken, değirmen taşını taşıyordu. Ne çok üzülmüştüm… İnsan emeğine katkıda bulunan hayvanların çilesini görünce…
Şimdi o tatlı çocukluk anıları yüzümü gülümsetiyor. Ama o yıllar zordu. Doğal, saf, temiz… Alın teriyle gelen bereketin kıymetini bilemedik.
KAĞNI
Devir toprak devri
Organik ürünlerin olacak bereketi
Dört tekerlek icat olmamıştı
Ufkunda yoktu başka hayali
Dedik ya, memleket hali…
Gailesi geçim derdi
Bir de huzurlu yuvası
Derme çatma evi
Bir bakla, bir sofa misali
Yer sofrasında bulgur aşıyla ayranı
Keyifle içerdi keklik kanı çayını
Günün yorgunluğu umuda sarılmıştı
Etrafında kızı, kızanı, komşusu
İmecenin adı, yüreklerin umudu
Dedik ya, memleket hali…
Neylersin; rençberlik geçim yolu
Sarı öküz yaşlı bedeniyle koşullanmış
Toprak susuzluktan çatlamış
İki yâren: Sarı öküz ve Hasan Ağa
Seher vakti düştüler yola
Can, cana; ekmek kavgasında
Toprak, bereket için ister çaba
Ha gayret… ha gayret
Dizlerinde dermanı kalmasa da
Gıcır gıcır kağnı sesi kaplar evreni
Güneş tepede keser gücü
Ne hazindir ki…
Çorak toprak gibidir yüzü
Bismillah çeker…
Allah versin bereketimizi
Tohumu serper çorak toprağa
Dedik ya, memleket hali…
Kurak geçer Anadolu ovası
Alın teri suladı ekini, bükülse de beli
Sabırla, emekle; başak bire bin verdi
Sarı buğdayın ekmeği buram buramdı
Ne aç kaldılar ne de doyasıya toktular
Dedik ya, memleket hali…
Devir kağnı devri
İnsan gücü gayretti
Alın terine başak secde ederdi
Devir değişti
Ne sarı öküzün gövdesinde üvenderi
Ne de çilesi kaldı
Dedik ya, memleket hali…
Dört tekerlek icat oldu
Gübresi sanal, tohumu yapay
Alın terinin damla damla düşmediği
Toprak, bereketi kıt; başağı kırık verdi
Ne dostluk kaldı ne de umut
Bu devrin de işte… memleket hali.