Alpaslan YURTSEVER

Alpaslan YURTSEVER

04 Aralık 2025 Perşembe

    DİĞER YAZARLARIMIZ

    KADIN DİŞİLİĞİNİ KAYBETTİ, ERKEK ERİLLİĞİNİ

    KADIN DİŞİLİĞİNİ KAYBETTİ, ERKEK ERİLLİĞİNİ
    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    “Kadın gibi kadın kalmadı, erkek gibi erkek de…
    Herkes güçlü olmaya çalışırken, en zayıf yanlarımızla baş başa kaldık.”

    Artık kadınlar savaşçı… Ama içlerinde bir anne ağlıyor.
    Artık erkekler yumuşak… Ama içlerinde bir baba eksik.

    Kadın, topuklu ayakkabılarla zirvelere yürüdü, ama kalbini orada bir yerlerde düşürdü.
    Erkek, duygularını konuşur oldu, ama karar veremez hâle geldi.

    Kadın “bayan” oldu.
    Erkek, “eşit” olmak uğruna gölgede kalan bir gövdeye dönüştü.

    Birbirimize değil, kendimize benzemeye başladık. Ve kim olduğumuzu unuttuk.

    “Bayanlık”, Kadınlığın Külleridir

    Kadın artık kadın değil;
    Bir “birey”, bir “kariyer makinesi”, bir “cool influencer”, bir “bayan”…
    Ama özünde ne eksik biliyor musun?
    Şefkat.
    Teslimiyet.
    Yumuşaklık.
    Kabullenme gücü.

    Kadınlar eril enerjiyi o kadar kuşandı ki,
    kalplerinde bir köşeye sıkışan o anne sıcaklığı,
    günden güne dondu.

    Bir kadın ne zaman erkek gibi davranmaya başlarsa,
    erkeklik zaten öksüz kalır.

    “Erkeklik” Su Gibi Eridi

    Erkekler artık ağlıyor. Bu kötü değil. Ama artık yön de çizemiyorlar.
    Sorumluluk almaktan korkan, bir kadının “izin” verdiği kadar var olan, hayatını onay arayışıyla geçiren kararsız bir nesil doğdu.

    Eril enerji kaybolduğunda; güç, yön, sahiplenme, sınır koyma da onunla birlikte çekilir. Ve kadın bu boşluğu erkek gibi davranarak doldurmaya çalışır. Ama bu denge, kadınla erkeği değil, iki yalnız kişiyi ortaya çıkarır.

    Denge Bozulduğunda Aşk da Bozulur

    Gerçek dişil enerji, yumuşaklıktır ama zayıflık değildir.
    Gerçek eril enerji, sahiplenmektir ama tahakküm değildir.
    Ama biz rolleri değiştirdik.
    Sadece kıyafetleri değil,
    ruhları da değiştirdik.

    Şimdi ne kadın dişiliğini yaşıyor,
    ne erkek erilliğini taşıyor.

    Sonuç?
    Bitmeyen ilişkiler savaşı,
    boşanmalar, yalnızlık, bağlanamama, tükenmişlik sendromu.

    Yeniden Başlamak:
    Dişil Enerjiye Dön, Eril Enerjiye Sahip Çık

    Kadına çağrım:
    Bırak kontrol etmeyi…
    Teslim ol.
    Yumuşak ol.
    Kırılgan ol.
    Çünkü kırıldığın yerde filizlenir özün.

    Erkeğe çağrım:
    Ayağa kalk.
    Sınır çiz.
    Yön göster.
    Koruyucu ol.
    Çünkü sen yıkılmazsan, kimse sarılmaz.

    Son Söz:
    “Kadın, kadın gibi olunca güzelleşir. Erkek, erkek gibi durunca güçlenir.”

    Modern çağın cinsiyetsiz kahramanları değil, kadim çağın ruhlu kadınları, vakur erkekleri lazım bize. Yoksa ne aşk kalacak, ne aile, ne toplum. Yalnız ekranlar ve kimliksiz suretler içinde kaybolan bir nesil…