FAİLİ MEŞHUR

FAİLİ MEŞHUR

ABONE OL
25 Mart 2024 01:51
FAİLİ MEŞHUR
3

BEĞENDİM

ABONE OL

Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP), iktidara geldiği dönemde en çok muhalefet edenler bugün, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğine sadece destek vermekle kalmayıp, onun aşkıyla kavrulmaktadır. Ancak, AKP’nin ilk yıllarında birlikte yol aldığı isimler, şimdi en ağır eleştirileri yapmaktadır; Abdullah Gül, Bülent Arınç, Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan gibi isimleri örnek verebiliriz.

Eski Demokrat Parti başkanı Süleyman Soylu, miting alanlarında Recep Tayyip Erdoğan’ı çok ağır bir dille defalarca eleştirmişti. Ancak sonrasında durumlar değişti, aşkın büyüsüne kapıldı. Dağlarda ceylan gibi zıplarken bir anda petrol kuyusu bulduğunu iddia ettiğini de gördük, pandemi dönemi hafta sonu sokağa çıkma yasağını bir gün önceden ilan ederek, halkın panik yapmasına ve salgının yayılmasına sebep olduğunu da gördük. Bu eylemler, aklı selim ve sağlıklı bir vücuda sahip bir insanın yapacağı eylemler değil; aşkın bir tezahürü olabilir. Eski HAS Parti Başkanı Numan Kurtulmuş da farklı değil; onun da hafızalara kazınmış pek çok örneği bulunmaktadır.

Meselemiz, Erdoğan’ın yola çıktıklarını yolda bulduklarına tercih etmesi değil. Erdoğan’a platonik bir aşk besleyen bir başka isim daha var: Ne AKP gömleği giyebiliyor ne de ondan ayrılabiliyor. Diğer yolda bulduklarına açık ara fark atıyor her defasında. Bu isim, elbette Devlet Bahçeli’den başkası değil. Bahçeli, Erdoğan için bulduğu en büyük hazine.

Bahçeli-Erdoğan ilişkisinin pek çok örneği bulunmaktadır. Ancak en son ilan edilen aşk, dillere destan niteliğindeydi. Doğum gününde kırmızı güller gönderdiği yetmezmiş gibi; Bahçeli, Erdoğan’ın “Bu seçim benim için final” sözlerine, “Türk milletini yalnız bırakamazsınız. Ayrılamazsınız, bırakamazsınız. Türkiye Yüzyılı’na beraber yürüyeceğiz. Yeni yüzyılın kurtarıcısı olarak sizi görüyoruz!” diye karşılık verdi.

Tarihin babası kabul edilen Heredot’un, “Bir kentin tarihini şairler ve müzisyenler yaratır. Tarihçiler onu kaleme alır ve kayda geçirirler,” dediği bilinir. Bugün yaşasaydı, “Bir ülkenin tarihini gazeteciler ve senaristler yaratır. Sayın Bahçeli de bunu kaleme alır ve kayda geçirir!” diye ekleyebilirdi.

Senaryo, aslında çok önceden yazılmaya başlamıştı. Sayın Cumhurbaşkanımız, “Şahsımıza yönelik gibi gözüken ama aslında milletimize diz çöktürmeyi hedefleyenlere karşı ikinci bir Kurtuluş Savaşı veriyoruz,” demişti. Sabah Gazetesi yazarı Ersin Ramoğlu da bu mesajı alıp, “Erdoğan 7 düvelle savaşmıştır ve ikinci Kurtuluş Savaşı’ndan başarıyla çıkmıştır. O ikinci Atatürk’tür. O olmasaydı şimdi ne Türkiye ne de Türk Milleti vardı!” şeklinde yazmıştı. Yalakalık yarışı bir kere başlayınca nereye varacağı kestirilemez. Erdoğan’a Gazi unvanı verilmesini önerenler olduğu gibi, onun Allah’ın bütün vasıflarına sahip olduğunu iddia edenler de çıktı.

Sayın Bahçeli’yi bu kişilerle asla bir tutmam. Çünkü Erdoğan’ın Devlet’i kurtaracağı konusundaki düşüncelerinde son derece samimi olduğunu düşünüyorum. Ancak tereddütüm, hangi devlet olduğu konusunda. Yani Sayın Bahçeli’nin kimlik kartında yazan “Devlet” mi, yoksa “Türkiye Cumhuriyeti Devleti” mi?

Heredot gibi Tarihin Babası olmayı bırakın, ben tarihçi bile değilim. Tarihe dayalı senaryo yazılabilir ancak senaryoya dayalı tarih yazılamayacağını biliyorum. Ve bütün dünya tarihi şunu söylüyor: Bu vatanın tek bir kurtarıcısı, bu cumhuriyetin tek kurucusu vardır. “Faili meşhur”dur  ve o da Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür! Onun devrimlerinden, ilkelerinden, aydınlık yolundan ayrılmazsanız, başka bir kurtarıcıya ihtiyaç duymazsınız!

Mehmet Uygar KELEŞ

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP