Tarlada çalışan ırgat Fatma ananın nasırlı ellerinden,
Madenci canların yüzlerine bulaşmış rengi kara lakin en aydınlık yarınların ışığından,
Boyacı İrecep ustanın dizleri yırtık kotu ile sırtını dayayıp çigara içtiği duvara sinen terinden,
Gece vardiyasından dönen genç Ayşe’nin servis camına dayadığı an boy veren düşlerinden,
Süslü/Görkemli evlerde Zeynep ablanın temizlik suyuna kattığı gözyaşından,
Uzak köy okullarında çocuklarına sevmeyi öğreten Aybüke öğretmenin gülüşünden,
Koca bir şehir uyurken çöpleri toplayan Ali amcanın evine ekmek götürme savaşında,
Sizleri selamlayarak başlıyorum bu yazıya.
Hepsinin/hüznünden/gülüşünden/gözyaşalrından/düşlerinden/terinden/ışığından/ ve bir bütün olarak hepsinin ellerinden/ yüreklerinden öpüyorum…
Sömürülmemiş emeğin, çalınmamış geleceğin, direnen bir toplumun hakkını söke söke alan insanın modelinin düşünü görüyorum uzun zamandır. İtiraz edip dik duran bilinçli bir gençliğin, siyasete alet edilmeyen emeklerin ve insanca yaşamak için baş kaldırıldığı bir bayram olsun dilerim…
Emeğin bayramı 1 Mayıs kutlu olsun…
Gönlüm istiyor ki 1 Mayıs hiç kimsenin siyasi malzemesi olmadan sadece işçi sınıfının hakları anlamında görmesi gereken değeri görerek her meydanda özgürce kutlansın. Ve yine gönlüm istiyor ki 1 Mayıs günü devlet memurlarının tatil yaptığı bir gün olmaktan çıkarılarak bütün emekçileri o güne özel ikramiye aldıkları ve eşleri, çocukları, sevgilileri, anne ve babaları güzel bir gün geçirsinler.
Bütün siyasi partiler, bütün fikirlerin üzerinde uzlaşarak sadece ama sadece işçi sınıfı adına bir mutabakat içinde hareket etmeleri sizce onlara verilecek en büyük ödül olmaz mı?
Ki onlar çalışıp üretmezse geride kalan bütün sınıflar için sonuç korkunç olmaz mı?
Birilerinin siyasi savaşı ile işçi sınıfının en doğal hakkı olan bayram kirletiliyor diyorum. İşçi sınıfını ve 1 Mayısı terör olayı gibi algılayan sağ zihniyet ile bu bayramı radikalizm, kavga ve olay olarak gören sol zihniyet yüzünden bu saçmalığın en büyük zararı işçi sınıfının sırtında bir yük haline dönüşüyor.
1 Mayıs işçi sınıfının en doğal hakkıdır. Meydanlarda olmak, haklarını savunmak, seslerini duyurmak için gerekli ortamın bizzat bütün siyasi partilerin, devletin ve STK’ların topyekün arkasında durması gereken bir düşünce olmalı.
Zincir marketlerde yok pahasına çalıştırılan bu ülkenin genç fidanları, madenlerde can veren yüzleri siyah, dünyaları ışık olanların, fabrikalarda nefes almaya zorlanarak çalışan insanım 1 Mayıs da iş başında değil meydanlarda olmayı hak ediyor diye düşünüyorum.
Bütün bir toplum olarak sermaye kesiminin değil işçi sınıfının yanında duran, zincir marketlerden iki lira daha ucuza alış veriş yapma kaygısında değil orada emek veren canların derdinde olmalıyız.
Ezcümle, 1 Mayıs alanlarda özgürce kutlanmalı ve işçiye sen bizim cümle varlığımız ey benim emekçi kardeşim mesajı verilmeli ve bir toplumun gerçekleştirmek zorunda olduğu bir görevdir.
YAŞASIN EMEK, YAŞASIN NASIRLI ELLER, YAŞASIN 1 MAYIS…
“Bunlar,
Engerekler ve çıyanlardır,
Bunlar,
Aşımıza, ekmeğimize
Göz koyanlardır,
Tanı bunları,
Tanı da büyü…
Bu, namustur
Künyemize kazınmış,
Bu da sabır,
Ağulardan süzülmüş.
Sarıl bunlara
Sarıl da büyü…” A.RİF…
Musa GÖÇER
KÖŞE YAZILARI
8 saat önceKÖŞE YAZILARI
9 saat önceKÖŞE YAZILARI
9 saat önceKÖŞE YAZILARI
9 saat önceGENEL
9 saat önceGENEL
9 saat önceSPOR
9 saat önce