Pırlanta İstersem Ne Olacak?

Pırlanta İstersem Ne Olacak?

ABONE OL
7 Şubat 2024 17:58
Pırlanta İstersem Ne Olacak?
4

BEĞENDİM

ABONE OL

Bu dünyaya gelen her insan, doğduğu medeniyetin kuralları, töreleri ve kavramları ile büyürken bu insanların pek çoğu içinde bulunduğu medeniyet dairesini sorgulamayı bile düşünemeden ölür, gider. Ancak şunu belirtmek gerekir ki nerede ise her medeniyetin temelinde bir din unsuru bulunmaktadır ve inanç, yaşamı süresince insanın kendisi ve dini yaptırımlar ile mücadelesinden ibarettir.  Bu mücadelenin merkezinde cehennemden kaçınmak ve cennete gidebilmek çabası yatar.

Pers mitolojinde cehennemden bahseden ilk insan Zerdüşt’tür. Ona göre ölen ruhlar üç gün yargılanmayı bekler, dördüncü gün bir köprüden geçirilmeye çalışılır. Yaşarken yaptığı iyilikler fazlaysa köprü genişler ve cennete uzanır. Kötülükleri fazla olan insansa gittikçe daralan köprüye tutunamaz ve ruhu cehenneme düşer.

 Kuzey Amerika yerlileri kötü insanların yiyecek ve içecekten yoksun, içi kanla dolu büyük ve karanlık bir zindana atılacağına inanır.

Hint mitolojinde “Naraka” olarak ifade edilen cehennemin sıcak ve soğuk 21 katmanı vardır ve kötülüğün ağırlığına göre ruhlar bu katmanlardan birine yerleştirilir. Katmanlardan birinde bakırdan bir kazanda insanın elleri ve ayakları bağlı olarak altında yanan ateşte pişer. Diğer bir katmanda karanlık ve soğuk ile mücadele yer alır. Bir başka katmanda insanlar, içi erimiş demirle dolu sıcak kazanlara atılırlar.

Yunan mitolojisinde; yeraltı dünyasına giren ruhlar yargılanır, suçsuz bulunanlar cennet çayırlarına; suçlu bulunanlar ise “Tartaros” adı verilen sonsuz işkencelerin yapıldığı cehenneme yollanır.

Hıristiyanlıkta cehennem; şeytan ve şeytana inanan meleklerin yaşadığı, Tanrının girmediği ancak Tanrı’yı inkâr eden insanların sonsuza dek yanarak acı çekecekleri bir yer olarak tasvir edilmektedir.

Yahudilikte tam bir cehennem inancı yoktur. Kötü ruhların en fazla bir yıl kaldıkları ancak işkence yerine düşünmeye ve kendilerini değerlendirmeye zorlandıkları bir yer olarak “Gehenna” bölgesi seçilmiştir. Gehenna’dan İncil’de de bahsedilir ki bu bizim inancımızdaki “Araf” kavramıdır.  Gehenna sözcüğü Arapçadaki “Cehennem” sözcüğü ile bire bir örtüşür.

Gelelim İslam dinine; Kuran’ı Kerim’de cehennem yedi kapılıdır. 70 bin halkadan oluşan inleme ve uğultu seslerinin sürekli duyulduğu her yanı ateş ve dumanla kaplı bir yerdir. Burada 70 bin iblis, insanlara zulmetmekle görevlidir.

Bence İslam inancındaki cehennemin kapıları yaşayan insanlara doğru açılmış bulunmaktadır. Oradaki 70 bin iblis de biraz temiz hava almak ve taze kan bulmak için yaşayanlara musallat olmak derdine düşmüşlerdir. Çünkü günümüz ekonomik şartlarında televizyondan başka sosyal ve kültürel bir eğlencesi olamayan insanımız burada da keyfince zaman geçirmek yerine izledikleri programlardan daha fazla reklama maruz kalmaktadır. Buraya kadar hadi neyse de ben bu reklamlardaki tutarsızlıktan çok şikayetçiyim. Bir markanın pırlanta reklamından sonra, bir markette patatesin 12,5 Lira oluşunu övünerek vermeleri; hemen ardından başka bir pırlanta markasına geçiş yapmaları, peşinden soğanın ucuzunun yerini göstermeleri ve hemen peşinden bir diğer markanın pırlanta reklamına geçişleri beni “Sırat Körpüsü” üzerinde çaresiz bırakıyor. Bir yandan ucuz patates almak istiyorum; ama öbür yandan “her kadının hakkı” olan pırlantaları gözüme kestiriyorum. Şimdi benim size sorularım var:

 Kur’an-ı Kerimde 127 ayette cennet, 165 ayette cehennem anlatılmışken ve ben bu ayetlerin çizdiği cehennem resminden ürkmüşken; bu yüzden de günahtan korkarak yaşamaya ve yetinmeye çalışırken o sürekli gözüme gözüme soktukları pırlantalara ulaşmak için atlayayım mı “Köprü”den?

O çok bilinen marketlerden biri her türlü ev ihtiyacımızı haftanın belirli günlerinde sürekli reklamlar vererek karşılıyorken, toplumun çok büyük bir bölümünün mutfak aletleri, çocuk oyuncakları, yatak çarşafları, hatta dantelli dantelsiz iç çamaşırları bile aynı olmuşken ekonomik anlamda algıda seçiciliği kullanan reklam verenler; biz kadınlar patates ve soğanın karşısına pırlanta koyduğunuzda algı malgı anlamayız. Hepimiz pırlantacıyız! Pırlanta isteyen kadının fendi ne yazık ki erkeği yenemiyor bu devride, iktidarsızlaştırıyor; güçsüzleşen erkek vuruyor kırıyor görmüyor musunuz?

Sevgiler

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP